Kaç Tane Haçlı Seferi Olmuştur Haçlı Seferleri ve Haçlı Seferleri'nin Amacı Nedir

S

Ortaçağ Avrupa'sı Katolik Papa düzeni altında derebeylikler şeklinde dağılmış, genel olarak fakirlik ve hastalıklar ile mücadele eden bir toplum yapısına sahipti. Kilise halk üzerinde oldukça etkili ve buna karşın halk da bir o kadar fakirdi. Ayrıca derebeyliklerin zulümleri, halk üzerinde inanılmaz fazlaydı. Çoğu Avrupa ülkesinde lokal çatışmalar ve savaşlar mevcuttu. Bu da yoksul Avrupa halkına kıyasla Ortadoğu ve Asya ülkeleri ise tam tersi refah içerisinde bir yaşam sürdürüyorlardı.

Üç semavi din için kutsal olan şehir Kudüs o dönem Müslümanların elindeydi. Papalık Müslümanların elinde olan Kudüs'ü kurtarma Bahanesi ile bir dizi Haçlı Seferi düzenlenmiş, yapılan bu Haçlı seferleri Müslüman ve Hristiyan dünyasında büyük yıkımlara sebep olmuştur. Aslında Haçlı Seferlerinin amacı Kudüs'ün Müslümanların elinden Kurtarmak değil, Bilakis Ortadoğu'daki zenginlikleri ele geçirmek ve gasp etmekti.

Haçlı Seferlerinin Nedenleri ve Haçlı Zihniyeti Doğuşu

Haçlı Seferleri ilk olarak İspanya ve Portekiz de yani İber Yarımadası'nda bulunan Müslümanların buradan ve hakim oldukları diğer bölge olan Sicilya'dan atılmak üzere oluşturulan birlik düşüncesi ile doğmuştur. İber Yarımadası'nda Müslümanların hakim olması ve 1071 yılında Malazgirt Zaferi'nin ardından Selçukluların Bizans'ı yenerek Anadolu topraklarına yerleşip, Hristiyanlar için bir başka önemli ve kutsal kent İznik'i alarak Başkent yapması üzerine, papalık bu Müslüman hareketinden oldukça rahatsız olmuş ve toplanacak bir Haçlı ordusunun Anadolu, Kudüs ve Orta Doğuyu Müslümanlardan temizleyerek kutsal toprakları yeniden ele geçirmesi düşüncesi hakim olmuştur.

1. Haçlı Seferi

Haçlı Seferleri tarihinde en başarılı olarak görülen Haçlı seferidir. 1094 yılda geldiğinde Avrupa toplulukları salgın hastalıklar, kuraklık ve açlıkla mücadele etmekteydi. İlk Haçlı seferlerini düzenleyen Papa 2 Urbanus, orta doğunun zenginliklerini ele geçirmek için Kudüs'ün alınması fikrini ortaya sürerek bir Haçlı ordusunun toplanmasını ve Kudüs'ü Müslümanların Elinden alınmasını öne sürmüş ve çok çeşitli vaatlerde bulunarak Avrupa'daki Normanlar, Lombardlar gibi pek çok ülkeden bir haçlı ordusu toplanmıştır. Oldukça büyük olan Haçlı ordusunun sayısının 600000 civarında olduğu söylenmektedir.

Bizans kralı I. Aleksios, Ordu toplanmadan önce Papa ikinci Urbanus'tan Türklere karşı Anadolu topraklarından onları atmak için yardım istemiştir. Bizans'ın istediği yardım, Haçlı ordusu toplanması ile gerçekleşecektir. Ancak haçlı ordusu Konstantinopolis Yani İstanbul'a geldiğinde Aleksios karşısında bulduğu bu büyük haçlı Ordusu karşısında adeta şoke olmuştu. Avrupa kıtası açlık ve sefalet ile boğuşurken Bizans, onlara göre oldukça refah düzeyi yüksek bir ülkeydi. Bu sebepten İstanbul'un yağmalamasından korkan Aleksios, Haçlıların ülkesine girmesine izin vermedi. Ardından Haçlıların Anadolu topraklarından Sorunsuz şekilde geçebileceğini sadece Antakya'ya alıp kendisine vermeleri koşulu ile onların boğazlardan geçmesine izin vereceğini söylemiştir. Bunun üzerine Haçlı ordusu, Aleksios'a Anadolu'da elde ettikleri yerleri Bizans'a bırakacaklarını dair yemin ederek boğazları geçmiş ve İznik'i kuşatmıştır.

İznik o dönem Selçukluların başkenti konumundaydı. Devasa Haçlı ordusu karşısında yoğun bir mücadeleye giren bir 1. Kılıç Aslan, Çetin çarpışmaları sonucunda Haçlı ordusuna ağır kayıplar verdirmiştir. Ancak Haçlı ordusunun sayısının oldukça fazla olması ve Türk ordusunun fazla kayıp vermesi sebebiyle birinci Kılıçarslan Ordu'yu geri çekmiş ve İznik'in Haçlıların almasıyla sonuçlanmıştır. (17 Haziran 1097)

Daha sonra Eskişehir'de 2 ordu tekrar karşı karşıya gelmiştir. Haçlı ordusu ağır silahlı Süvarilerden oluşan Düzenli bir Ordu olmasına karşın Türkler at sırtında çok hızlı hareket eden manevra kabiliyeti yüksek Usta askerlerden oluşuyordu. Sayıca az olmalarına rağmen Türkler yabancı kaynaklarda Dorileon Muharebesi olarak geçen savaşta Haçlı ordusuna büyük kayıplar verdirse de Kılıçarslan, Haçlıların Meydan muharebesinde yenemeyeceğini anlayınca tekrar geri çekilmiştir. Daha sonra ise Haçlı ordusunun geçiş güzergahı boyunca bulunan su kuyuları, meralar gibi besin kaynağı olan bölgeler Türkler tarafından tahrip edilmiş ve Haçlılara karşı anı baskınlar düzenlenerek yıpratılmaya çalışılmıştır.

Birinci Kılıçarslan ve askerleri İznik'ten çekildikten sonra Haçlı ordusunun Anadolu'dan geçiş güzergahı boyunca yıldırma taktikleri uygulamış ve Haçlı ordusuna ağır kayıplar verilmiştir.

Antakya'nın Haçlılar Tarafından Alınması

Selçuklu Devleti'ne bağlı bir şehir konumunda olan Antakya Yağı Sayan isimli bir idareci tarafından yönetilmekte ve şehirde Müslümanlar ile Hristiyanlar birlikte yaşamaktaydı. Haçlı ordusunun Geldiğini duyan Müslüman idareci Yağı Sayan şehirdeki Hristiyanların, onlara katılıp Kalenin düşmesinden korkmuştur. Bunun üzerine ilk gün şehirdeki Müslüman erkekleri toplayıp Kale surlarının önünde Hendek kızdırmış, ikinci gün ise aynı Kalede bulunan Hristiyan erkeklere hendek kazdırmıştır. Ardından Kalenin kapılarını kapatarak Hıristiyan erkekleri kadın ve çocukların güvende olacağına dair Garanti verip onları içeri almamıştır.

Daha sonra ise Haçlı ordusu Antakya'yı kuşatmıştır. Müslümanlar Antakya'yı 9 ay boyunca iyi bir şekilde savunmuştur fakat sonunda Firuz isimli bir kale muhafızlarına Haçlılar tarafından rüşvet verilmesi sonucu bir bölüm ele geçirilmiştir. Yağı Sayan ise bu saldırı karşısında Kalenin düştüğünü zannederek 30 adet muhafız ile birlikte şehirden ayrılmıştır. Kalenin düşmesinin ardından Antakya'ya gelen Haçlı ordusu müslümanlar üzerinde katliam gerçekleştirmiştir.

Ayrıca Antakya'ya gelene kadar açlık içerisinde kıvranan Haçlı ordusu, bir müddet burada atları doyurmak ve yarım kalan katliamlarını tamamlamak için beklemişlerdir. Haçlı ordusunun Yani bugünkü modern Avrupa'nın dedelerinin tarihte Haçlı yamyamlığı olarak geçen insanlık dışı muamelelere sebep olduğu, çok Haçlı ve Arap kaynağında geçmekte ve doğrulamaktadır. Haçlılar Antakya'da Müslüman insanları öldürüp etlerini yediği pek çok kaynakta geçmektedir.

13 Ocak 1099 yılında Antakya'dan ayrılan Haçlı ordusu, Temmuz ayı geldiğinde Suriye ve Lübnan üzerinden Kudüs'e ulaşmıştı. 5 Temmuz 1099 günü Kudüs, Haçlı ordusu tarafından kuşatıldı. Kudüs o dönem Şii Fatimi Devleti'nin elindeydi.

Kuşatılan Kudüs, Ceneviz askerlerinin gemiler ile yardıma gelmesi ve Filistin kıyılarında bu gemilerin parçalanarak kuşatma Kulesi yapılmasıyla yoğun bir mücadele verilmiştir. Haçlı komutanlarının haberci vasıtasıyla Fatimi Devleti'nin Kudüs'ü koruyan Kale komutanı İftika El-Devla'ya, Kudüs'ü Haçlılara teslim etmesi karşılığında ordusu ile birlikte Sağ Salim bir şekilde Kudüs'ten ayrılabileceğini dair Garanti verilmiştir. İftika bu talebi kabul etmiş ve ordusu ile birlikte Kudüs'ten ayrılarak Kudüs'ü haçlıların teslim etmiştir. Haçlılar Kudüs'ü ele geçirdikten sonra düzenli olarak Müslüman ve Yahudi katliamında bulunmuşlardır. Çok sayıda masum insanın kadın çocuk demeden kanı dökülmüş ve şehir yağmalanmıştır.

Kudüs ise haçlıların eline geçmiş ve Birinci Haçlı Seferi amacına ulaşmıştır. İlk Kudüs Kralı da Lorraine Dükü Godfrey de Bouillon seçilmiştir.

Haçlı Seferlerinin ilki olan birinci Haçlı Seferi tamamen dinsel amaçlar ve gönüllülük esası toplanan Köylü ve halk tabakasından oluşan askerleri olan bir Ordu konumundaydı. Birinci Haçlı Seferleri, çoğu tarihçi Hristiyan tarihçi tarafından çok başarılı olarak nitelendirilmektedir.

Birinci Haçlı Seferi sonucunda Antakya ve Urfa'da Hristiyan prenslikler kurulmuş, Anadolu'da eli güçlenen Bizans, İznik'i Osmanlı İmparatorluğu tarafından Orhan Gazi zamanında alınana kadar elinde tutmuştur. Kudüs ise 1187 yılına Selahattin Eyyubi'nin Kudüs'ü fethetmesi ne kadar geçen sürede Hristiyanların elinde kalmıştır.

2. Haçlı Seferi (1147-1149)

1. Haçlı seferlerinin sonucunda,Urfa’da bir Hristiyan prenslik kurulmuştu. 1144 yılında Musul Atabeyi İmameddin ZengiUrfa’ya sefer düzenleyerek Urfa Kontluğuna son vermiştir. Bunun üzerine HristiyanlarınAvrupa’dan tekrar yardım istemesi sonucu, III. Konrad (Kutsal Roma Germen İmparatoru) ve Fransa Kralı VII.Louis’ in bu çağrıya kulak vermesiyle birlikte Anadolu’ya Haçlı seferi yeniden başlatılmıştır.

Ancak,2. Haçlı seferide istedikleri gibi gitmemiştir. Selçukluların yoğun direnişi ve Halep Atabeyi Mahmud Zengi’nin gayretleri ile Haçlı ordusu büyük bir yara almış, çok az sayıda bir birlik Kudüs’e ulaşabilmiştir. 1. Haçlı seferi sonucunda,Hristiyanların elinde olan Kudüs’ de bulunan ordu ile bu küçük Haçlı ordusunun birleşmesiyle, tekrar Suriye üzerinden sefere çıkılsa da,  yine büyük bir kayıp yaşamışlar ve 2. Haçlı seferi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

3. Haçlı Seferi (1189-1192)

Selehattin Eyyübi’nin, Hittin savaşı ile Kudüs’te ki Hristiyan hâkimiyetine son vermesinin ardından, Avrupa’da tekrar bir Haçlı ordusu toplanmıştır. Hedef üç koldan Kudüs’e ulaşmak olmuştur. III. Konrad’ın yeğeni olan ve 2.Haçlı seferine katılan Kutsal Roma Germen İmparatoru Frederich Barbarossa’nın komutasındaki Alman Haçlı ordusu,Anadoluüzerinden yaya olarak Kudüs’e ulaşacak, AslanYürekli Richard ve Fransa kralı II. Filip orduları ile birlikte deniz üzerinden önce Akka’ya, ardından Kudüs’e geçecekti.

Ancak,Frederich Barbarossa ve Ordusu Anadolu’da Türk direnişi ile karşılaşmış ve özellikle Hatay’da yaptıkları katliam ve yamyamlık hadiseleri ile tarihin utanç sayfalarına yazılmışlardır. Frederich Barbarossa ise Göksu nehrinde boğulmuştur. Az sayıda Alman Haçlı ordusuKudüs’e ulaşabilmiştir. İngiliz ve Fransız Haçlı orduları ise Akka’ya ulaşarak burayı ele geçirse de Selahattin Eyyübi’nin müthiş askeri taktikleri sayesinde Kudüs’ü alamamışlar ve çekilerek geri dönmüşlerdir. Aslan Yürekli Richard ise Kıbrıs’ta ki Rum hâkimiyetini yok ederek Latin egemenliği kurmuştur.3. Haçlı seferi de amacına ulaşamamış, Katolik dünyasında hayal kırıklığına sebep olmuştur.

4. Haçlı Seferi (1202-1204)

Papa III. İnnocentius yine aynı gerekçeyle, Kudüs’ü Müslümanların elinden kurtarma bahanesiyle,Avrupa’da büyük bir Haçlı ordusu toplanması çağrısında bulunmuştur. Ancak bu kez Seferin rotası Kudüs yerine İstanbul olacaktı.

Toplanan Haçlı ordusu ile komutanlığına getirilen İtalyan BonifacioVenedikliler tarafından gemiyle Mısır’a geçirilecekti. Ancak, yeterli para bulunamayınca Haçlı Ordusunun finansmanı Venedik Dükü Dandolo, Bizans tahtına geçmek isteyen Angelos’a yardım için ordunun gönderilmesi ve Angelos’un tahta geçmesiyle, gereken parayı ödeyeceğini vaad emesiyle Haçlı ordusunuKonstantinopolis’e göndermiştir.

Haçlı ordusu şehre gelip Angelos’u tahta geçirdi, ancak Angelos gereken parayı bulamaması ve bunun yanında halk ile Galata kıyılarına yerleşen Latin Haçlı ordusu arasında anlaşmazlıklar çıkınca, büyük bir isyan patlak verir ve bu isyan sonucu Angelos ölür. Ardından V. Aleksios tahta çıkması ve Venedik Dükü Dandolo’nun da teşviki ile Haçlı ordusu, Konstantinopolis’e (İstanbul) saldırmak suretiyle şehri ele geçirir ve yaklaşık 50 yıl sürecek bir Latin egemenliği kurarlar.

haçlı
Dandolo'nun Ayasofya'da ki Mezarı

KonstantinopolisHaçlı saldırısı ile yakılıp yıkılmış, talan edilmiş ve çok sayıda Ortodoks HristiyanHaçlılar tarafından öldürülmüştür. 4. Haçlı seferi Venedikli Dandolu için tarihe geçen bir intikam olmuştur. Gençliğinde Venedik elçisi olarak Bizans'a yollanan Dandolo, burada kör edilir. Ardından yıllar sonra Dandolo Haçlı ordusunun başında İstanbul'u fethetmiştir. Kendisi Bizans'tan intikamını çok acı bir şekilde almış olup 70 yaşında yine Konstantinoloplis'te ölmüş ve mezarı Ayasofya'da bulunmaktadır.

5. Haçlı seferi (1217-1221)

Kudüs’ün kutsal anahtarının elinde olduğuna inanılan Papa III. Honorios’un 1213 yılında ki çağrısı ile Kuzey Avrupa ülkelerinden toplanan askerlerle oluşturulan Haçlı ordusu Akka limanına ulaşır. Ardından Dimyat ele geçirilir (1219) daha sonra Kahire’ye saldırmak isteyen Haçlı ordusu, yerleştikleri Nil deltasındaki sularının yükselmesi ve diğer yandan Eyyubilerin saldırıları üzerine sıkıştıklarından teslim olunmuş, Dimyat fidye olarak iade edilmiştir.

6. Haçlı Seferi (1228-1229)

Roma Germen İmparatoru II. FriedrichHaçlı seferine katılacağı sözünü vermesine rağmen,Papa III. Honorios’un 5. Haçlı seferi çağrısına katılmamıştı, Papa III. Honorios’un ölümünün ardından, IV. Gregorius’un papa olmasıyla verdiği söz hatırlatılmış ve oluşturulan baskı sonucu Haçlı seferine çıkmak zorunda kalmıştır. (1228)

II.Friedrich ordusuyla birlikte Eylül 1228 de Akka’ya ulaşır. Ancak önceki Haçlı seferlerinin aksine Arapça bilmesi ve Arap kültürüyle alakalı olması sebebiyle, Eyyubi Sultanı Kamil ile iletişime geçer. Sultan Kamil ile II. Friedrich’in arasında gizli bir anlaşma yapıldığı iddia edilir. Bunun ardından 18 Şubat 1229 tarihinde, Eyyubiler ve Haçlılar arasında 10 yıl süre ile barış anlaşması imzalanır ve Kudüs şehrinin Hristiyanlarca kutsal sayılan bölümleri (Yafa, Sayfa, Nasıra, Beytüllahim) Haçlı Kudüs Krallığı idaresine bırakılmıştır. Sultan Melik Kamil’in Mısır’ı elinde tutmak için Kudüs’ü gözden çıkardığı düşünülmektedir. Ayrıca,6. Haçlı seferi, Hristiyanların barış içerisinde Kudüs’e yerleşim sağlayabildikleri tek sefer olmuştur.

7. Haçlı Seferi (1248-1254)

IV. Louis tarafından idare edilen 7. Haçlı seferindeki Haçlı ordusuMısır’a ulaşmış ve ilk etapta Dimyat ele geçirilmiştir. Ardından IV. Louis Kahire’ye yürümek istemiş, ancak Mansure Muharebesinde yenilmiştir. Haçlı ordusu geri çekilirken Fasikür muharebesinde tam bir bozguna uğramışlar ve Fransa kralı IV. Louis esir alınmıştır. Rivayete göre Fransız ordusundan sadece 3-4 kişi hayatta kalabilmiştir. Türk asıllı Komutan Baybars tarafından uygulanan ustaca savaş taktikleri sayesinde Haçlılara büyük kayıplar verdirilmiştir. Baybars daha sonra Memluk sultanı olacak ve Moğolları durduran adam olarak tarihe geçecektir. Fransa Kralı IV. Louis, dört yıl esir kaldıktan sonra ülkesine dönebilmiştir.

8. Haçlı seferi (1268-1270)

IV. Louis, ülkedeki kışkırtmalara dayanamadığından, bunun yanında Baybars’ın Antakya’yı alması üzerine yeni bir Haçlı seferi düzenlemeye karar verir. Tunus’tan kalkıp Hristiyan gemilerine saldıran korsanları yenmek için bu kez hedef Tunus yani Akdeniz kıyılarıdır.Fransa Kralı IV. Louis tekrar haçlı seferine girişse de gemilerde bulunan ordu, ortaya çıkan salgın sebebiyle çoğu askerle birlikte Louis’te ölmüş ve sefer başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

9. Haçlı Seferi (1271-1272)

İngiltere Prensi Edward (daha sonradan kral olacaktır) Fransa Kralı IV. Louis’in başarısızlıkla sonuçlanan Tunus seferine katılmış ve sefer sırasındaki olaylardan oldukça etkilendiğinden, kendi ordusu ile Haçlı seferi yapacağına yemin etmiş ve 1271 yılında kurduğu ordu ile Memluk Sultan’ı Baybars’ı yenmek için Akka’ya sefere çıkmıştır. Ancak bu seferde başarısızlık ile sonuçlanmış ve 9. Haçlı seferi, Orta Doğu’ya düzenledikleri son Haçlı seferi olmuştur.

Kaç Tane Haçlı Sefer Yapılmıştır.

Genel olarak 9 kez Haçlı seferinin düzenlendiği kabul edilse de çoğu tarihçi bu konuda fikir ayrılığına düşmektedir. Papa II. Urbanus’un konuşmasının Haçlı seferlerinin başlangıcı olarak kabul edilsede, genel olarak Haçlı seferlerinin başlangıç tarihi olarak 1096 yılı baz alınmaktadır. Haçlı seferlerinin büyük ve küçük olanları ile numaralandırılması bugün dahi tartışılan bir konudur. Genel olarak 1096-1291 yılları arasında dokuzu büyük olmak üzere, birçok küçük Haçlı seferi düzenlendiği kabul edilmektedir.

Hatta 1212 yılında zihinleri Müslüman düşmanlığı ile yıkanan,Fransa’da Stephan ve Almanya’da ise Nicholas isimli iki kişinin bulunduğu 30.000 kadar çocuk Kudüs üzerine Haçlı seferine çıkmıştır. Fransa ile Almanya’dan toplanıp Kudüs’e yola çıkan, sadece çocuklardan oluşan Çocuk Haçlı Ordusu daha yoldayken Kudüs’e yaklaşamadan açlık, deniz kazası ve saldırılar sebebiyle perişan olmuş, hayatta kalan çoğu çocuk ise Venedikli köle tacirleri tarafından satılmıştır.

Haçlı seferlerine katılan askerler o dönem kendilerini Hristiyan hacı olarak tanımlamıştır ve Giysilerinin üzerlerine haç diktikleri için bu seferlere Haçlı seferleri ismi verilmiştir. Zaten Haçlı seferlerinin numaralandırılması da 18. Yüzyıldan sonraki tarihçiler tarafından yapılmış olup o dönem Haçlı seferlerine katılanlar, kaçıncı Haçlı seferine katıldıklarından ve kendilerinden önce kaç Haçlı seferi yapıldığından bihaber şekilde gitmişlerdir.

Tarih boyunca Haçlı ordusu, sadece Kudüs ve Orta Doğuyu ele geçirmek için değil, Katolik olmayan diğer Avrupa halklarını hizaya getirmek için de oluşturulmuştur. Özellikle İskandinavya’da bulunan Pagan inancıyla yaşayan halkları,Hristiyan yapmak için Haçlı seferi düzenlenmiş ve kanlı saldırılar sonucunda amaçlarına ulaşmışlardır. Ayrıca Haçlı ordusu Güney Fransa ve Bosna’da bulunan ve sapkın olarak anılan, Kathar mezhebine bağlı olarak yaşayan toplulukları da, aynı şekilde Hristiyanlaştırmak için kanlı seferlerde bulunmuşlardır.

Haçlı Seferlerinin Sonuçları

haç
Haçlı Seferleri Harita

Haçlı seferleriMüslüman halklara çok büyük zararlar vermesinin yanı sıra Ortodoks Hristiyanlara da büyük felaketler getirmiştir. Özellikle Bizans İmparatorluğuHaçlıların yağma ve talanları ile yıpranırken 4. Haçlı seferi sırasında Konstantinopolis yani İstanbul’un alınmasıyla ülkede kısa süreli bir Latin İmparatorluğu kurulmasına sebep olmuştur.Anadolu’da ki istikrarın bozulmasına sebep olmuş ve İznik tekrar Bizans’ın eline geçerken, 1. Haçlı seferleri sonucunda Antakya ve Urfa’da Hristiyan Kontluklar kurulmuştur. Bizans’ın Batı Anadolu’da hakim konuma yükselmesiyle birlikte Anadolu ekonomik açıdan çok zarar görmüştür.

Haçlı seferleri, politik amaçlı olup dini duygular sömürülerek yürütülmeye çalışılmış ve Orta Doğu ile Anadolu’da pek çok masumun ölümüne sebep olmuştur. Haçlı seferleri sonucunda Avrupa’da derebeyliklerin gücü zayıflayarak merkezi imparatorlar güç kazanmıştır. Ayrıca, Haçlı seferleri ile Avrupalılarİslam medeniyetini yakından tanıyarak kendilerine anlatıldığının tersi bir durumla karşılaşmışlardır. Avrupa, düzenledikleri Haçlı seferler sırasında kağıt, matbaa, barut ve pusula gibi yeniliklerle tanışıp, Matematik bilimini öğrenilmesi Avrupa’ya taşınmasıyla Rönesans’ın kapısı aralanmıştır.

 Son Haçlı İttifakı

Son Haçlı ordusuII. Murad döneminde Osmanlı İmparatorluğunu,Balkanlardan atmak isteyen Sırp, Bulgar, Bizans ve Macar krallıklarının, papanın çağrısı üzerine ordularını birleştirip Osmanlıya saldırması sonucu oluşmuştur. Haçlılarla ittifak yapan beylik ise Karamanoğlulları olmuştur. Osmanlı imparatorluğunun,Anadolu’da ki rakibi Karamanoğlu beyliği Papanın çağrısı üzerine toplanan ve başında Papanın atadığı Hünyadi Yanoş’un (Macar) bulunduğu Haçlı ordusuBalkanlara saldırması ile eş zamanlı olarak Anadolu topraklarında da Osmanlıya karşı saldırı başlatmış ve sonucunda Osmanlı İmparatorluğu ile Haçlılar arasında Edirne Segedin anlaşması imzalanmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu da pek çok Haçlı İttifakı ile savaşmış ve mücadele etmiştir. Haçlı seferleri genel olarak Orta Doğu’ya düzenlenen seferler olarak isimlendirilse de Osmanlı ve Müslüman halkları Avrupa’dan atmak için çok sayıda Haçlı ittifakı yapılmış ve genel olarak Osmanlı İmparatorluğu hedef alınmıştır. Niğbolu, Varna ve Kalhengerb savaşları bunlardan bazıları olup çoğu tarihçiye göre II. Viyana kuşatması, Balkan Savaşları ve hatta I. Dünya Savaşı da Haçlı seferlerinden bazılarıdır.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski