ARAP

Selahaddin Eyyubi (Kudüs Fatihi) (1138-1193) Kudüs'ü haçlı işgalinden kurtaran, Müslüman tarihinde önemli işler yapmış İslam komutanıdır. Öldüğünde cenaze masraflarını karşılayacak kadar bile parası çıkmamıştır. Zira kişisel tüm servetini ihtiyaç sahiplerine bağışlamıştır. Cömert olduğu kadar iyi bir asker olan bu yüksek gönüllü kişi İslam dünyasının yetiştirdiği en önemli asker ve devlet adamlarından biridir.

Sultan Selahaddin'in tevazu cesaret ve askeri başarılarla dolu mirası bugün bile İslam dünyasında ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Kutsal Kudüs için savaştığı Haçlıların bile saygısını kazanan Selahaddin Eyyubi, 1138 de Tikrit'te bir Kürt aileden dünyaya gelmiş, eğitimini tamamlamak üzere Şam'a gönderilmiştir. Bazı kaynaklara göre ise Eyyubi’nin soyu Yemen Araplarına dayanmakta ve Suriye’ye göçtükten sonra Türkleşmişlerdir. Bu sebepten Selahattin Eyyubi’nin Türk olduğu da düşünülmektedir. Selahaddin Eyyubi’nin kardeşlerinin bazılarının ismi Turanşah, Bori, Şahinşah ve Tuğtekin olması Arap kökenli bu ailenin daha sonradan Türkleştiğine delil olarak gösterilmektedir. Babası Necmettin Eyyüp, İmameddin Zengi tarafından Baalbek valisi yapılır ve 10 yıl Şam'da kalan Selahattin, Sünni hidayet bilimleri konusunda eğitim aldı. Daha sonra amcası Şirkuh'tan temel asker eğitimi aldıktan sonra bir birliğin yönetimini ele geçirdi ve amcasının yerine geçerek 1169 yılında Büyük Selçukluların Haleb Atabeyi olan Sultan Nurettin Mahmud Zengi’nin veziri oldu. Nurettin Mahmud Zengi, İmameddin Zengi’den sonra gelen Haleb Atabeyidir. Zengiler Oğuzların Avşar boyundan gelmektedir. Nurettin Mahmud Zengi halk tarafından adil bir hükümdar olarak bilinirken Selahattin Eyyübi’nin Kudüs’ü fethetmesine dolaylı yoldan zemin hazırlamıştır. Selahattin Eyyubi’den önce Müslüman halkları büyük oranda tek açtı altında toplamayı başarmıştır.

Selahaddin Eyyubi artık büyük bir sorumlulukla karşı karşıya Mısır'ı Kudüs Latin kralına karşı koruyacaktı. Başta pozisyonu önemsiz olsada ilerleyen yıllarda Mısır'ın kontrolünü ele alınmıştı. Selahattin ülkenin ekonomisini yeniden canlandırdı, askeri güçleri yeniden organize etti ve babasının tavsiyelerine uyarak eski lideri Nurettin Mahmud Zengi ile çatışmaya girmekten kaçındı. Selahaddin Eyyubi Nurettin Mahmud Zengi’nin 1174 yılında ölümü ile Mısır'ın tek hakimi oldu. Selçuklulardan bağımsızlığını ilan ederek ve Eyyübi saltanatını yeniden kurarak Mısır'da Sünniliği canlandırmaya soyundu. Sınırlarını batıya genişletti ve sonunda Haçlıların korkulu rüyası oldu.

Selahaddin Eyyubi Kimdir 


Halk Selahattin'i bağrına basmıştır. Selahattin Şam'a yürüdü ve oradaki hakimiyet kurması uzun sürmemişti. Ancak düşmanları da boş durmuyordu. 22 Mayıs 1776’da Şam'ı kuşattığında gizli bir Haşhaşiler grubu, iki kez kendisini öldürmeye çalıştı. Bu sırada haçlılarla savaş yapıldı ve Selahaddin Eyyubi tapınak şövalyeleri tarafından yenilgiye uğratıldı. Üstelik bayağı ağır bir mağlubiyet almış, ordusunun ancak onda biri Mısır'a dönmeyi başarmıştı. 1178 yılında haçlılar ve Selahaddin Eyyubi arasında barış anlaşması imzalandı. Zeki bir komutan olan Sultan Selahattin bu süreyi ordusunun tekrar onarmak için kullandı. Haçlıların provoke edici saldırılarına karşılık 1179 da karşı saldırıya geçerek Yakup geçidi savaşında onları yenilgiye uğrattı.

Haçlılar bu kez hac yollarını Mekke ve Medine kutsal şehirlerini tehdit etmeye başlayınca Selahattin cevap vermekte gecikmedi. Oda haçlı Kalesini kuşattı. Bunun üzerine haçlılar, hacca giden bir kafileyi yağmalayarak cevap verdi.

Selahattin dağınık ve düzensiz askeri birlikleri disiplin altına sokarak tüm gücüyle Latin krallığına yürüdü. Sultan Selahattin Eyyübi’nin ordusuyla 4 Temmuz 1187 de evlilik yoluyla Kudüs kraliyet ailesi olmuş olan Trablus krallığı ve birleşik haçlı ordusuyla Hittin savaşında(Hidden) karşı karşıya geldi. 80 bin kişilik haçlı ordusu, motive olmuş Selahattin ordusu tarafından bozguna uğratıldı. Hıttin savaşının kazanılmasında Selahaddin Eyyubi’nin daha önceden su kuyularını tutması etkili olmuştur. Sultan Selahaddin zalimliği ile bilinen haçlı komutanı Reynald'ı yakalayarak kellesini uçurdu. Akabinde haçlılar doğuda en büyük darbe yemiş, bu hizmetten dolayı Papa kahrından ölmüştü. Eyyubiler Hıttin savaşının ardından Latin Krallığının Kudüs dahil neredeyse tamamını ele geçirmişti.


2 Ekim 1187 cuma günü miraç Kandil’inde Kudüs, Sultan Selahattin'in hâkimiyetini kabul ediyordu ve Kudüs'e giren Sultan, mescidi aksaya geldi. Haçlıların tahrip ettiği İslam’ın ilk kıblegahını bizzat temizledi. Fethin ardından ilk cuma namazı kılındı. Kudüs Selahattin Eyyubive ordusu tarafından kurtarılmıştı. Tabiki Kudüs'ün düşmesinin yarattığı şok dalgaları batı ulaşmakta gecikmedi. Kudüs'ün yeniden İslamlaşması haçlıları daha da hırslandırdı. Papa'nın çağrısıyla daha büyük bir haçlı ordusunun kurulması uzun sürmedi. III. Haçlı Seferinin finansmanı İngiltere'de uygulanan Selahattin öşrü vergisi ile karşılıyordu. Üstelik bu haçlı ordusu oldukça flaş isimleri bünyesinde barındırıyordu. Alman imparatoru Friedrich Barbarossa, Fransa kralı Auguste ve Aslan Yürekli Richard olarak tarihe geçen I. Richard, üçüncü haçlı seferinde ordularının başındaydı ve bu savaş, krallar savaşı olarak bilinmektedir.

Lakin Barbarossa, Kudüs'e ulaşmadan Silifke nehrinde boğulmuştur. Haçlı ordusu şehrin kapısına dayandığında aradaki muazzam güç farkı İslam askerleri arasında tedirginliğe yol açmıştı. Bu moral çöküntüyü fark eden Selahattin, tarihe geçen cümleler kurdu "Madem ki ölümden korkuyoruz niçin evlerimizde oturup çoluk çocuğunuzla zevki sefa içinde yaşamıyoruz! bizim vazifemiz düşmanı mukayese etmek değil onun karşısına çıkmaktır."

Selahattin’in ordusu 7 Eylül 1179’da İngiltere Kralı aslan yürekli Richard’ın ordusuyla Arsuz savaşında karşı karşıya geldi. Bu savaşta Selahattin yenildi. Selahattin ve Richard'ın mücadelesi düşmanlığın yanısıra karşılıklı saygı ve onlara dayalı bir karşılaşma olmuştu. Richard yaralandığında Selahattin tedavi için kendi doktorlarını gönderdi. Arsuz savaşında Richard, atını kaybettiğinde Selahattin'in kendisine en iyisinden 2 Arap atı ve ayrıca buz ve meyve gönderdiği de söylenir. Richard ise Selahattin'e kız kardeşini Selahattin'in erkek kardeşiyle evlendirme teklifinde bulunmuştu.

Kudüs merkezli bu savaşta tüm şiddete rağmen iki taraf da üstünlük kuramayınca, kral Aslan Yürekli Richard haçlılar adına ateşkes önermiş, 1 Eylül 1192’de imzalanan anlaşma Kudüs'ün geleceği belirlenmiştir. Kentin yönetimi Müslümanların elinde olacak ancak Kudüs Hristiyanlara açık tutulacaktı. Anlaşmaya göre Latin krallığının alanı azalıyordu. Selahattin Eyyübi böylelikle Papa tarafından büyük bir hazırlık ve orduyla yapılan 3. Haçlı seferini etkisiz hale getirmiş oldu.

Selahattin, Richard'ın ayrılışından kısa bir süre sonra 4 Mart 1193’de Şam'da öldü. Hristiyan saldırılarına karşı verdiği çetin mücadeleye rağmen Selahattin Eyyubi, Avrupa'da onurlu bir savaşçı olarak ün kazandı. O kadar ki on dördüncü yüzyılda bir de kahramanlıklarını anlatan bir şiir yazılmıştı. Her ne kadar farklı inanışları da olsa Selahaddin Eyyubi, Hristiyan lordlar tarafından, özellikle de Richard tarafından hep saygıyla anılmıştır.

Üçüncü haçlı seferi sonrası Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında dini açıdan taassup azalmış, birbirlerine daha hoşgörülü davranmaya başlamışlardı. Haçlıların Kudüs'ü aldıklarında 70000 Müslümanın vahşice öldürmelerine karşın Selahattin Eyyubi, Kudüs'te adaletli davranmış ve halka zarar verilmemesi, sivillere dokunulmaması konusunda kesin emir vermiştir. Selahattin'in bu tavrı haçlılar tarafından bizzat takdirle övülmüş, batıda bugün bir de süregelen saygının temeli atılmıştır. Selahattin dinin doğru anlamına gelir bu yüzden de büyük bir asker ve devlet adamı olan Sultan Selahaddin, asırlar boyu Müslümanlara birçok yönden ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Selahattin, Kürtçe dışında Arapça, Farsça ve Türkçe biliyordu. Tam adı Selahaddin Yusuf bin Eyyub’tur. İslam hukuku okumuştu. Spor yapmayı, savaş oyunu olan çevganı çok severdi. Türbesi, Şam'daki Emeviye Camisi avlusundadır. Halkı tarafından adil erdemli kararlı, cömert ve gaddarlıktan uzak bir yönetici olarak görülmüş ve anılmıştır.