19.
yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu ve dünya açısından oldukça çalkantılı bir 100 yıl
olmuş, Fransız İhtilali sonucu ortaya çıkan milliyetçilik akımı, teknolojik
gelişmeler, sanayi devrimi, Dünya üzerinde sömürgeciliği arttırmış
ve hammadde ihtiyacı doğurmuştur.
Dünyasından siyasi oluşumlarını sağlayan İngiltere
ve Fransa gibi ülkeler, Afrika ve Hindistan üzerinde sömürdüğü topraklardan
yoğun bir şekilde ham madde ihtiyacını karşılayarak zenginliklerine ve gücüne
güç katarken, yeni kıta Amerika'da Amerika Birleşik Devletleri kurularak dünya
siyasetinde öne çıkmaya başlıyordu.
Bu
yüzyılın içerisinde Osmanlı İmparatorluğu Balkanlarda ve Kuzey Afrika'da dış
güçlerin müdahalesi, Rusların Panslavizm politikası ve özellikle içeride artan
dış destekli azınlık isyanları ile mücadele ediyordu. Bunun yanında
Duyunu-umumiye adı verilen, Osmanlı Devleti'nin özellikleri yaşadığı Rus savaşları sırasında aldığı dış borçlar sebebiyle,
Devleti Mali yönden iflasa götüren bir süreç yaşanıyordu. ( Duyunu-Umumiye bu
borçların ödenmesi için kurulan devlet teşkilatıdır)
Aynı
zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nda yönetimi değiştirmek amacıyla Sultan II.
Abdülhamid'in tahttan indirilmesi ile sonuçlanan 31 Mart vakası yaşanmış ve Sultan 2. Abdülhamid'in yerine kardeşi Sultan V. Mehmet Reşat tahta çıkarılmıştır. Bu
süreçte İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı
İmparatorluğunda tek hakim konumuna yükselmiş ve arka planda başat bir güç
olarak Osmanlı İmparatorluğunu yönetmekteydi.
Birinci Dünya Savaşı'na Giden Süreç 1914-1918
Fransa ve İngiltere'nin başını
çektiği güçler özellikle Afrika ve Hindistan'da elde ettikleri sömürgelerle
güçlerine güç katarken, siyasi oluşumlarına Ferdinand ile tamamlayan Almanya,
onun yanında yer alan İtalya ve Avusturya-Macaristan, kendilerine yeni
sömürgeler bulmak için gözlerini Dünya üzerinde dikmişlerdi. Almanya Uzak
Doğu'da Çin ve Japonya çevresinde sömürgeleri elde ederken, İtalya Osmanlı
İmparatorluğu'n dan Trablusgarp'ı alarak sömürge faaliyetlerini katılmak
istiyordu. Avusturya-Macaristan ise kötü durumda olan devlet yönetimine,
Balkanlar'dan elde edeceği toprak ile genişletmek için Rusya ile mücadele
halindeydi.
Rusya'da hakim olan Hanedan Romanovların başında
Çar 2. Nikolay sıcak denizlere inme politikası gereği
Avusturya-Macaristan ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu topraklarına gözlerini
dikmişti.
Fransa ve Almanya arasında ise yıllardan beri
Alsas-Loren adı verilen kömür yönünden oldukça zengin olan toprakların
mücadelesi sürüyordu. İki tarafta zengin maden yataklarına sahip bölge için
çıkar çatışması yaşıyordu.
Dünya üzerinde devletler arasında Her bölgede
silahlanma ve gerilim artıyor, adeta bir kıvılcım ve ateşlenmesi
bekleniyordu.
Bir Sırp Genci Avusturya Macaristan Prensini Vuruyor ve Dünya Savaşı Başlıyor
1. Dünya Savaşını Başlatan Olay Ferdinand Suikasti |
Avusturya Macaristan Veliahdı Ferdinand, eşiyle birlikte yaptığı Sırbistan ziyaretinde oldukça talihsiz bir şekilde bir Sırp tarafından 28 Haziran 1914'te suikast sonucu öldürülmesi ve beklenen kıvılcım ateşlenmiş de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Sırbistan hükumetinin bu suikaste parmağını olduğunu düşünmüş ve Almanya'nın desteğini alarak Sırbistan'a bir dizi ağır yaptırım uygulanacağını kabul etmesini içeren bildirim listesi yollamıştır. Sırbistan tarafının yaptırımları reddetmesi üzerine Almanya desteğindeki Avusturya Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan'a savaş ilan etmiştir. Sırplar Ruslar ile yakın ilişkiler içerisindeydi. Sırbistan'ın işgal edilmesi hareketine karşılık Rusya yakın ilişkide bulunduğu Fransa'nın desteğini alarak Avusturya-Macaristan'a savaş ilan etti.
Fransa ise bu savaşta ilk etapta İngiltere'den
destek istemiş ancak İngilizler tarafsız kalacaklarını ilan
etmişlerdir.
Avusturya prensi Ferdinand
suikasti ve ateşlenen kıvılcım esnasında Sırbistan ile Avusturya-Macaristan
Savaş halindeyken, Ateş büyümüş bütün dünyayı sarmıştır.
1. Dünya Savaşı'nda ilk etapta Almanlar, Batı
Cephesi'nde Fransızlara doğru savaşa giriştiler. Almanların niyeti Ruslar doğu
cephesinde Orta Avrupa'ya kadar asker çekene kadar geçen sürede Batı Cephesi'nde
bütün askerleri ve tesisatı ile hızlı bir şekilde zayıf durumda gördükleri
Fransa'yı saf dışı bırakıp tekrar hızlı bir şekilde Doğu cephesine Rusları de
mücadele geri dönmekti. Ancak Fransızlar, Alman sınırına yoğun bir savunma hattı
dizince Almanlar, kuzeye tarafsız olan Belçika üzerinden daha zayıf konumda olan
topraklardan ilerleyerek Fransa'yı işgal etmeye yeltendi.
Ancak bu sırada Almanların beklemedikleri bir
gelişme oldu. Belçikalılar kendi topraklarında oldukça yoğun bir mücadeleye
giriştiler ve Almanları yavaşlattılar. Almanlar girdikleri Belçika Devleti'nde
oldukça yoğun insan hakları ihlalleri ve savaş vahşeti yaşatmışlardır. Daha
sonra İngiltere Almanya'nın tarafsız bir devleti işgal etmesi sebebiyle
Almanya'ya savaş ilan etmiş ve Fiilen Birinci Dünya Savaşı'na
girmiştir.
1. Dünya Savaşı Hendek Savaşları |
Fransızlar bu bölgeyi de kapatınca 1. Dünya
Savaşı ile akıllara gelen Hendek savaşları yaşamaya başlamıştır.
Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yanında
savaşa girerken önce Fransa ve Rusya daha sonra da İngiltere savaşa dahil
olmuştur.
Almanlar Birlik yaptığı Avusturya-Macaristan ile her
konuda Anlaşması bulunmaktaydı. İtalyanlar, ilk başta Almanya ile savaşa
gireceğini vaat etseler de daha sonradan taraf değiştirmişler ve itilaf
devletlerinin saflarına geçmişlerdir.
Almanlar Doğu Cephesi'nde Ruslar ile mücadele
ederken, Avusturya-Macaristan'a ise Balkanlar'ı temizleme konusunda tam destek
sağlamış, ancak Avusturya Macaristan İmparatorluğu savaşta Almanlar kadar
başarılı olamayıp Balkanlar'da ilerleyemez konuma gelmiştir.
Savaş dar bir kıta Avrupa'sında sıkışmış durumda
kalınca Almanlar sömürgelerinden gelen hammadde de desteği alamaz durumuna
gelmişti. Çünkü İngiltere hem Almanya'nın Afrika'daki sömürgelerinden saldırarak
bu bölgede Almanya'ya zayıflatmış hem de Avrupa çevresinde Almanya'ya gelen
gemileri bombalayarak Almanların cephelerde yetersiz kalmasını sağlıyordu.
Üstüne üstlük Almanya'nın zayıflamasıyla, uzak doğudaki Alman sömürgeleri, Japon
İmparatorluğu tarafından işgal edilip himaye altına alınıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu Neden Savaşa Girdi
Osmanlı
İmparatorluğu savaşın öncesinde İtilaf Devletleri yanında savaşa girmek istese
de daha sonradan Sykes-Picot Anlaşması'nda da ortaya çıkacağı gibi
İtilaf Devletleri, savaştan sonra Osmanlı'yı paylaşma planları yapıyordu. Bu
sebepten Osmanlı İmparatorluğu'nu savaşın dışında tutmak istediler. Osmanlı
İmparatorluğun da asıl yönetimde etkili olan İttihat ve Terakki Cemiyeti, siyasi yalnızlıktan
kurtulmak, özellikle Balkan savaşlarında kaybettiği Toprakları geri almak,
borçlardan kurtulmak ve Enver Paşa'nın başını çektiği düşünce akımı olan
Turancılık Fikri gereği Orta Asya'daki Türklerle Osmanlı İmparatorluğu
buluşturmak gibi sebeplerle Almanya'nın yanında yer almış ve özellikle Enver Paşa'nın İttihat Terakki yönetiminin de Alman
hayranı olması sebebiyle, Osmanlı İmparatorluğu ittifak devletleri saflarında
1. Dünya Savaşı'na girmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu 1. Dünya savaşı'na Nasıl Girdi
İngiliz
donanmasının bombalayıp kaçan 2 adet Alman gemisi Goben ve Breslau gemilerinin
Osmanlı Devleti'ni sığındıktan sonra Osmanlı Devleti'nin gemileri aldığını ilan
etmiştir. Yavuz ve Midilli olarak isimlerini değiştirdiği gemiler ile Rusya'nın
Sivastopol ve Oddesa limanlarını bombalatması ile Rusya'ya savaş ilan
etmiştir. Böylelikle Osmanlı İmparatorluğu, fiilen Birinci Dünya Savaşı'na girmiş
bulundu.
Osmanlı İmparatorluğunun savaşa girmesi Almanya
açısından oldukça sevindirici bir gelişme oldu. Çünkü Almanya, boğazların
yardımı ile Rusya'nın denizlerde üstünlüğünü azaltma fırsatı elde etmiş oldu.
Ayrıca Osmanlı'nın elinde bulunan Hilafet gücünü kullanabileceğini düşünmüştür.
Birinci Dünya Savaş'ının dar bir alana sıkışması sebebiyle yaşanan zorluklar,
Osmanlı İmparatorluğunun savaşa girmesiyle açılan yeni cepheler savaşta
rahatlama sağlamıştır.
Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu zaman Almanya ve
İngiltere açısından önemli olan bir diğer husus, oldukça zengin bölge Musul ve
Kerkük Petrolleri hammadde ihtiyacı her devlet için bulunmaz bir
ihtiyaçtı.
Bu sebepten İngiltere ilk
etapta Irak ve Kanal cephelerinde Osmanlı'ya saldırmış, Bağdat ve Kerkük'te
İngilizler Osmanlı'ya karşı başarılı olsa da Kut'ül Amare de kesin bir
zafer kazanan Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere'nin son dönemde yaşadığı ve
tarihten gizlemek istediği en net zafer ile ayrılmıştır.
Daha
sonra Rusya'da çalkantılı dönemler yaşanmaya başlandı. Lenin ve Troçki'nin önderliğindeki Bolşevikler ve diğer bir
grup olan Menşevikler, Romanovlar hanedanlığını tehdit ediyor, Çarlık
Rusya'sında beka sorunu yaşanıyordu. Bunun üzerine İngilizler, bir an önce
Rusya'ya yardım götürmek ve zayıf konumda gördüklerin Osmanlı'yı bir an önce saf
dışı ederek Almanya karşısında rahat bir zafer kazanmak için Çanakkale boğazını
ilk önce denizden geçmeyi denemişler, büyük bir Hüsran yaşayıp gemileri
Çanakkale Boğazının derinliklerini boylayınca bu sefer dünya çapında
topladıkları devasa bir ordu ile Çanakkale cephesinde çıkarma
yapmışlardır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde yüce Türk milletinin
Azmi, kararlılığı ve cesareti sayesinde Çanakkale cephesinde İngilizler ve
Fransızlar büyük bir hezimet yaşamış, İtilaf Kuvvetleri 18 Mart 1915'te büyük
bir yenilgi almıştır.
İngilizlerin Çanakkale cephesinde yenilmesiyle
Birinci Dünya Savaşı'nın süresi uzamış, Rusya'da Ekim devrimi gerçekleşmiş ve
Rusya savaştan çekilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Savaşı'nda ki
başarılı komutası ile tanınmış ve bu başarısı milli mücadelede lider olmasına
etki etmiştir. Ayrıca Çanakkale Savaşı, Osmanlı ve Türk tarihi açısından büyük
bir destan olup, bir çok Vatan evladının şehit düştüğü bir savaştır.
Osmanlı açısından Kafkas Cephesi ise tam bir hüsran
ile sonuçlanmıştır. Turan ideolojisi gereği Orta Asya'da bulunan Türkler ile
Osmanlı İmparatorluğunu birleştirme çabasıyla harekete geçen Enver Paşa
komutasındaki Ordu, Kafkas cephesinde Ruslar karşısında büyük bir yenilgi
almış, çoğu askerimiz soğuk ve bulaşıcı hastalıklar sebebiyle şehit
olmuştur.
İngilizlerin Çanakkale'den çekilmesinin ardından
Çarlık Rusyasında Ekim devrimi gerçekleşmiş ve daha sonra Çar 2. Nikolay devrilerek Rusya'da Komünist sosyalist
bir rejim, Lenin liderliğinde kurulmuştur. Daha sonra başa gelen Bolşevikler,
Rusya'nın savaştan çekildiğini ilan edince Savaş Bir nevi İttifak Kuvvetleri
lehine döner gibi olmuştur.
Bulgaristan'da Savaşa Giriyor
İkinci
Balkan Savaşları sonucunda büyük Bulgaristan idealini gerçekleştiremeyen
Bulgaristan, Rusya'nın savaştan çekilmesi ve Almanya'nın İtilaf Kuvvetleri
karşısında başarılı sonuçlar alması üzerine kaybettiği Toprakları geri almak ve
Balkanlar'da da aktif bir rol oynamak için Avusturya Macaristan İmparatorluğu'na
yardım olarak Balkanlarda savaşa girmiştir.
Arabistanlı Lawrence
Arabistanlı Lawrence |
Osmanlı İmparatorluğu Almanya yanında savaşa girerken, Almanya Osmanlı İmparatorluğu'nun insan popülasyonu ve özellikle Müslümanlar üzerinde Halifelik ünvanı ile etkisinin, kendi lehlerine olacağını düşünerek Osmanlı'yı yanında savaşa çekmişlerdir. Ancak İngilizlerin tarihlerinde en başarılı casus olarak gördükleri Arabistanlı Lawrence ismi verilen İngiliz casusu, Arap halklarını Osmanlı lehinde kışkırtarak onlara zenginlik, altınlar ve özgürlük gibi sahte vaatler vererek, Arap Yarımadasında Birinci Dünya Savaşı devam ederken büyük bir isyan başlatmıştır. Bunun sonucunda Osmanlı İmparatorluğu Güney cephesinde büyük yara almış ve bu bölgede yaşanan İsyan, topraklarının kaybedilmesi ile sonuçlanmıştır.
Almanya Ateşle Oynuyor
Devasa Alman Topları Çok Etkiliydi |
1. Dünya Savaşı başlayalı 4 seneyi doldurmuş ve taraflar artık iyice yorulmaya başlamışlardır. Her iki tarafta kimin daha önce pes edeceğini beklemeye koyulmuş, taraftar birbirine Batı Cephesi'nde üstünlük sağlayamıyordu. Artık savaş iki taraf içinde gelip gittiği bir noktada Amerika bu durumdan oldukça karlı çıkıyordu. İlk etapta Birinci Dünya Savaşı'nda tarafsız kalacağını ilan eden Amerika, savaşın ilerleyen dönemlerinde İngiltere ve Fransa'ya silah, hammadde, erzak yardımında bulunuyor, bunun karşılığında kasasını dolduruyordu. İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri'ni savaşa çekmek için çok istekliydi. Bu konuda pek çok görüşme yapsa da Amerika ilk etapta savaşa girmeye karşıydı. İngilizlerin istediği fırsatı Almanya kendi eliyle verecekti.
Amerika İtilaf devletlerinin yardım etmeye
başlayarak tarafsızlığını bozunca, Almanya bu duruma sinirlenmiş ve Amerika'dan
İtilaf devletleri ile ticaret yapmayı durdurmasını istemiştir. Amerika'nın ret
cevabı vermesi üzerine Almanya, Atlas Okyanusu kıyısında bulunan Amerikan
gemilerinin batılmıştır.
Almanya, Amerika'yı meşgul etmek ve kendi savaşından
uzak tutmak için Meksika'ya Amerika'ya Savaş açması yönünde bir mektup yollamak
istemiş, bu mektup İngilizler tarafından Atlas okyanusunda el konulması ve
Amerika'nın bundan haberdar olması sonucunda, Amerika İtilaf Devletleri yanında
savaşa girmiş ve gönderdiği asker, teçhizat ve silahlarla Almanlar sonunda pes
etmek durumunda kalmıştır.
Almanya'nın yenilmesi birlikte sürede tüm devletler
Ateşkes isteğinde bulunmuş ve sonucunda bir dizi anlaşmalar
imzalanmıştır.
Almanya'da Versay
Antlaşması imzalanmış ve sonuçları Almanya açısından ağır olunca, İkinci Dünya
Savaşı'na giden bir süreç başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu ile Mondros Ateşkes
Antlaşması imzalanmış, imparatorluğun her tarafı İtilaf Kuvvetleri tarafından
işgal edilmiş, ardından Milli Mücadele'ye giden süreç başlamıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nda askeri anlamda
savaşların Hendek Savaşı olarak adlandırılmasının sebebi, sürekli karşı karşıya
gelen askerlerin Hendek kazarak, birbirlerine hendeklerden çıkarak çarpışmaya
geçmesi ve sadece bir kaç kilometre alanın alınması için on binlerce askerin
ölmesi ile sonuçlanan kanlı çarpışmalar ile hatırlanan bir savaş olarak tarihe
damga vurmasıdır.
Tarihte ilk Kimyasal silah kullanımı Florin gazının
Fransa cephesinde kullanılması ile başlamıştır. Ayrıca Kimyasal silah, Çanakkale
cephesinde İngilizler tarafından Türk askerine karşı kullandığı da
bilinmektedir.
1. Dünya Savaşı Osmanlı tarihi açısından
çeşitli cephelerde Çanakkale Savaşı gibi Şanlı zaferler ve Kut'ül Amare gibi kazanılan savaşlar ile geçen bir
dünya savaşı olmuştur. Birinci Dünya Savaşı, İngilizler ile yapılan Hicaz
Yemen cephesinde ki savaşlarda ortaya çıkan kahramanlık ile dünya tarihine
geçmiştir. Özellikle yiyecek hiçbir şey kalmadığı halde sadece Çekirge yiyerek
Mekke şehrini koruyan çöl kaplanı lakaplı Fahrettin Paşa gibi kahraman
askerler, Birinci Dünya Savaşı sırasında hünerlerini göstermiş ve dünya savaş
tarihine damga vurmuşlardır.
Birinci
Dünya Savaşı Dünya Tarihi ve kendi tarihimiz açısından bugün bile devam eden
sonuçları sebep olmuştur.
Ermeniler Osmanlı
İmparatorluğu 1. Dünya Savaşı'na girince seferberlik ilanına katılmamıştır.
Silahları ile birlikte Rusların yanına geçmişlerdir. Dağlara çıkarak Çetecilik
faaliyetlerinde bulunan Ermeniler, Doğu bölgelerinde Rusların da desteğini
alarak bir dizi vahşet ve cinayet olayına girmişlerdir. Çanakkale Savaşı'nın
devam ettiği zor günlerde Osmanlı İmparatorluğu, Ermenilerin Ruslar ile
ilişkisini önlemek için 27 Mayıs 1915 yılında Tehcir Kanunu çıkarmış ve
Ermeniler Doğu bölgesinden Lübnan dolaylarına sürmüşlerdir. 24 Nisan 1915'te
Ermeni komuta merkezinin kapatılması faaliyetlerine son verilmesi ve komite
başkanlarının tutuklanması ile başlayan süreç, daha sonra bölgede katliamlar,
tecavüzler ve vahşetler yapan Ermeni çetelerinin de o bölgede yoğun popülasyonda
olan Ermenilerin Lübnan'a sürülmesiyle sonuçlanmıştır. Ermenilerin bir kısmı
Tehcir olayında yaşanan kötü şartlardan dolayı vefat etmiş bu sebepten bugün
dahi Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğunun zorunlu olarak uyguladığı tehcir
politikasını soykırım olarak saymak istemektedirler. Sözde soykırım tasarısı her
dönem Türkiye Cumhuriyetinin karşısına sunulan bir yalan tasarıdır. Ermenilerin
bırakın soykırıma uğramayı, Doğu bölgelerinde Müslüman halkların yaptıkları
soykırım girişimleri Gerçek Tarih kitaplarında yer almasına rağmen, dünyaya
Egemen devletler ve batı devletlerinin desteğiyle bugün sözde Ermeni soykırımına
resmiyet kazandırılmaya çalışılmaktadır.
1.
Dünya Savaşından en zararlı çıkan devletlerden biri Osmanlı
İmparatorluğu, savaş sonucunda işgal edilmiş, Aynı şekilde savaşı kaybeden
Almanya'nın her ne hikmetse savaşın ardından hiçbir şehri işgal edilmezken
Osmanlı'nın çoğu toprağı elinden alınmıştır. Ufak bir sömürge devleti haline
getirilmek istenen Türk milleti, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verdiği
Milli Mücadele ile Emperyalist devletleri Dize getirerek, sonucunda Bağımsız
Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Yorum Gönder