Padişah II. Mahmud,
(1785-1839) babası I. Abdülhamid annesi Nakşidil
Valide Sultan’dır. 1808’de tahta çıktığı zaman 24 yaşında olan II. Mahmut, 30.
Osmanlı padişahıdır. Aynı zamanda 109. İslam Halifesidir.
Kuzeni Sultan III. Selim, abisi IV. Mustafa tarafından tahtan indirilmişti. IV. Mustafa’nın 14 ay süren saltanatında, Şehzade Mahmut sürekli öldürülme korkusu yaşamıştır. Nitekim Balkanlarda
örgütlenen Rusçuk Yaranı isimli Alemdar Mustafa Paşa liderliğinde oluşum, tahtan
indirilen III. Selim’i tekrar padişah yapmak için İstanbul’a gelince, Sultan IV.
Mustafa III. Selim’i öldürtmüş ve tek varis kalan II. Mahmud’u da öldürerek
kendisinden başka taht adayı kalmayınca padişahlığının garanti olacağını
düşünerek bu yönde hareket etmiştir. Ancak şans eseri Şehzade Mahmut lalasının
sayesinde suikastçılardan kurtulmuş ve sarayı basan Alemdar Mustafa Paşa, Mahmud’u padişah ilan ederek Sultan IV. Mustafa’yı tahtan indirmiştir.
Tahta geçtikten birkaç
ay sonra Sultan II. Mahmut, IV. Mustafa’yı boğdurtmuştur. (17 Kasım 1808)
Sultan II. Mahmud’un ilk
icraatlarından biri Alemdar Mustafa Paşanın isteğiyle Osmanlı tarihinde ilk kez
padişahın otoritesini sınırlayan Sened-i İttifakın imzalanmasıdır. Sened-i
İttifak ayanların gücünü arttıran, bunun akabinde padişah otoritesini sınırlayan
bir belge olmuş, ancak Alemdar Mustafa Paşanın ölümünün ardından rafa kaldırılmıştır.
Çoğu tarihçiye göre Sened-i İttifak uygulanmamış sadece kağıt üzerinde kalmıştır. Alemdar Mustafa
Paşanın öldürülmesi ile sonuçlanan isyanın ardından, 18 Kasım 1808
yılında Sekban-ı Cedid ordusu (ocağı) kaldırılmıştır.
Padişah II. Mahmut, 28 Temmuz 1808 tarihinde başa geldiğinde Rus savaşı devam ediyordu.
Ardından yenilgiler peş peşe gelince Barış yapmak zorunda kalmıştır. Yanya da
çıkan isyanı Tepedelenli Ali Paşa bastırmış, ardından Fransız İhtilali'nin
etkisiyle oluşan Sırp ve Yunan isyanları patlak vermiştir.
Sırp isyanı neticesinde
sonuç alınamaması ve diğer karışıklıklar sebebiyle Sultan II. Mahmud, Sened-i
İttifakı öne sürerek kendisine destek vermeyen ayanlara karşı mücadeleye
girişir ve sonunda ülke içerisinde otoritesini sağlamlaştırmıştır.
1821 yılında ise Doğu
sınırlarında İran ile savaş yaşanmıştır. Kaçar aşireti Diyarbakır’a kadar
ilerlemiş ancak İran ordusunda büyük bir hastalık oluşması(kolera) sebebiyle, Kaçar aşiretinin oluşturduğu İran ordusu geri çekilmiş ve Erzurum antlaşması
ile iki tarafta eski sınırlarına dönmüştür.
Sırplar' a bazı
ayrıcalıklar verilerek sakinleştirilsede, Yunanistan'ın bağımsızlığını önlemek
mümkün olmamış, ardından 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kanlı bir şekilde kapatılmıştır.
(Vaka-a i Hayriye)
Felaketler
birbirini izlemiş, Ertesi yıl Osmanlı ve Mısır donanmaları İngiliz, Fransız ve
Rus ittifak donanması tarafından Navarin'de yakılmıştır.
Rusya yine boş durmamış,
Balkanlar ve Kafkasya'da önemli Topraklar kaybedilmiştir. Fransızlar ise göz
koydukları Cezayir'i işgal etmişler ve bunlar yetmiyormuş gibi Mısır Valisi Kavalalı
Mehmet Ali Paşa isyanı etmiş ve Anadolu'ya (Kütahya’ya) kadar ilerlemiştir.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa
Sultan II. Mahmud’tan Suriye valiliğini istemiş, Sultan kabul etmeyince Fransız
destekli isyana başlamıştır. Fransızlar o dönem Osmanlı’yı hem Yunan isyanına
verdikleri destekle hemde Kavalalı’ya yaptıkları yardımlarla çok
uğraştırmıştır.
1839 yılında Nizip'te
yapılan savaşta, Osmanlı ordusunun yenen Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mısır'da
bağımsızlığa bir adım daha yaklaşmışken Sultan 2. Mahmud son nefesini
vermiştir. Veremden dolayı hayatını kaybeden Sultan 2. Mahmud,
Divan yolunda yaptırdığı türbeye gömülmüştür.
Sultan II. Mahmud Osmanlı'yı reform ile
yeniden yapılandıran padişah olarak bilinir. Yaptığı reformlar Osmanlı
Devleti'nin geleceğini büyük ölçüde etkilemiştir. Ordu, Eğitim, Kültür, ekonomi-yönetim gibi pek
çok alanda Radikal değişmeler başlatmıştır. Dağılmakta
olan yönetimi merkezileştirmiş, devlet memurlarına fes, pantolon, ceket giyme
mecburiyeti getirmiştir karşı çıkanlar şiddetle cezalandırılmıştır. İl nüfus
sayılı onun döneminde yapılmıştır. Mehteri kaldırıp Muzika-yı Hümayun
kurdurmuştur. İstanbul'daki sahabe kabirlerini buldurup, ortaya çıkartıp, tamir
ettiren de odur.
Ölümünde 4 ay sonra
çıkarılan Tanzimat fermanına giden yolu açmıştır. Yaptığı tüm reformlar ile Devlet-i Aliyye’nin adeta çehresini
değiştirmiştir. Padişahlığı döneminde yaptığı yenilikler sebebiyle bazı
kesimlerce her yüzyılda gelmesi beklenen müceddid olarak anılırken, batı
yanlısı reformları sebebiyle de bazı çevrelerce gavur padişah olarak
anılmıştır. Napolyon 1810 yılında Rus
seferine çıktığında Sultan II. Mahmud’a ittifak teklif etmiş Sultan, Napolyon’u
güvenilir bulmadığından dolayı reddederek 1812 yılında Bükreş antlaşması
imzalanmıştır.
Sultan III. Selim kısır
olduğu için şehzadelik döneminde Sultan
II. Mahmud ile oldukça ilgilenmiştir. Sultan II. Mahmud’ta onun gibi müziğe
düşkün şekilde yetişmiştir. Ayrıca iyi bir hattattır. Şehzadelik döneminde
topçulukla yakından ilgilenmiştir.Sultan
II. Mahmud, Osman Gazi ve I. İbrahim’den sonra Osmanlı
Padişahları içinde son soy atasıdır. En son 6 Osmanlı padişahından ikisi onun
oğlu dördü ise torunudur. Yargı kararı olmadan idam etme yetkisini kullanan son
padişahtır.
Yorum Gönder