Padişah I. Abdülhamid (1725-1789), babası III. Ahmed, annesi Rabia Şermi Sultan’dır. 49 yaşında tahta çıkmış, 27. Osmanlı padişahı ve 106. İslam Halifesidir.
21 Ocak 1774 yılında tahta çıktığında, kendisini Rus felaketinin içinde bulmuştur. Ruslarla mecburen Küçük Kaynarca Antlaşması imzalanmıştır. Osmanlıların bu durumundan faydalanan Avusturyalılar, Balkanları işgal etmiştir.
Doğuda ise İran ile savaş çıkmış, Basra elden çıkmıştır (1776). Bu arada Ruslar ve İranlılar arasında ittifak yapılmıştır. Doğu sınırları felaket içinde çökmek üzereyken, İran’daki iç karışıklıklar imdada yetişmiş ve Osmanlı, üç yıl sonra Basra'yı geri almayı başarmıştır (1779).
Ardından Ruslarla Aynalıkavak Antlaşması imzalanmış, Küçük Kaynarca Antlaşması'ndaki bazı ihtilaflı maddeler çözüme kavuşturulmuş ve Rusların Kırım'ı ilhakı tanınmıştır.
Bu devirde Osmanlı askeriyesi tekrar yapılandırılmış ve Ruslara savaş açılmıştır. Açılan savaşta Avusturyalılar, Rusların yanında yer alınca Hotin, Yaş ve Ozi Kalelerinin düşmesi, Padişah I. Abdülhamid’i çok üzmüş ve kendisine inme inmiştir. Bir süre hasta yattıktan sonra ölmüştür (1789).
Saf, dindar ve şefkatli bir padişah olarak bilinir. Halk tarafından veli olarak görülmüştür. İyi niyetle bazı kurumlarda ıslahatlar yapmak istemişse de şartlar imkân vermemiş, özellikle Ruslara karşı Kırım'ı geri almak için başlatılan savaş, devletin zaten kötü olan ekonomik dengesini altüst etmiş ve hazineyi boşaltmıştır.
Bilim ve sanata düşkün bir padişah olan Sultan I. Abdülhamid, padişahlar arasında en fazla hayır eseri yaptıranlardan biri olarak bilinir. Dindar ve kalbi Hz. Peygamber’in aşkıyla dolu olan I. Abdülhamid'in, bizzat kaleme aldığı ve Mescid-i Nebevi’ye konulmak üzere Medine’ye gönderdiği kaside meşhurdur.
Döneminde, çoğu kundaklama sebebiyle İstanbul’da pek çok yangın çıkmış, özellikle 1780’deki Cibali Yangını, İstanbul’un en büyük yangını olarak bilinir. Bu yangın 50 saat sürmüş ve 20 bine yakın bina yanmıştır. Sultan I. Abdülhamid, 1782 yılındaki yangında bizzat söndürme çalışmalarına katılmış ve halkın sevgisini kazanmıştır. Tebdil-i kıyafetle İstanbul’da dolaştığı ve halkın, esnafın sorunlarını dinlediği bilinir.
Döneminde Yeniçeri Ocağı’nda sayım yaptırarak, haksız yere maaş alınmasının önüne geçmiştir.
Yorum Gönder