Ulu Hakan Padişah 2. Abdülhamid Kimdir

osmanlı


Padişah II. Abdülhamid (1842-1918) babası Sultan Abdülmecid, annesi Tirimüjgan Sultandır. 34. Osmanlı padişahı olup 113. İslam Halifesidir. 1842’de İstanbul'da doğmuştur.

Annesi daha 10 yaşında ölünce Sultan Abdülhamid’i Piristü Kadın Efendi büyütmüştür. Amcası Sultan Abdülaziz onun eğitimiyle yakinen ilgilenmiş, şehzadeliğinde amcası ile birlikte yurt dışı seyahatine katılmış ve Britanya’yı ziyaret etmiştir. (1867)

Hasta adam olarak nitelendirilen Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde padişah olmuş ve adeta Osmanlı İmparatorluğu için yeni bir başlangıç yapıp Kurtlarla Dans etmiştir. Amcası Abdülaziz’in şüpheli ölümünün ardından kardeşi V. Murad, Abdülaziz’i tahtan indirenler tarafından, daha kolay nüfuz edebilecekleri gerekçesiyle tahta çıkarılmış, ancak Sultan Murad’ın sağlığının yerinde olmaması ve padişahlık makamını yürütememesi sebebiyle tahtan indirilerek Sultan II. Abdülhamid, 31 Ağustos 1876 yılında 34 yaşında tahta çıktığında, kendisini iç ve dış sorunların içerisinde bulmuştur.

Tahta çıktığında söz verdiği gibi meşrutiyeti ilan etmiş, seçimler yapılmış ve Meclisi Mebusan açılmıştır. Arkasından, istememesine rağmen Rusya ile savaşa girilmiş ve 93 Harbi olarak bilinen savaşta, Osmanlı ordusu Plevne ve Kars'ta başarılar göstermesine rağmen ağır bir yenilgiye uğramıştır. Ardından Ayastefanos Anlaşması yapılmış, Meclisi Mebusan tatil edilmiştir. Ayastefanos ateşkesinin üzerine şartların hafifletilmesi için Berlin Kongresi yapılmış ve Osmanlı, Rumeli'deki bazı topraklarını geri almıştır.

Bu işin böyle gitmeyeceğini anlayan Abdülhamid Han, kendi sistemini ve iktidarını sağlama almak için girişimlere başlamıştır. Etkin bir kamu diplomasisi yürüterek büyük ölçüde ana toprakları korumayı başarmış, barışçı ve sağlam bir dış politika izleyerek içeride de yeniden yapılanmayı başlatmıştır.

Onun döneminde demiryolu, karayolu, sağlık tesisleri, okullar, üniversiteler açılmıştır. Amcası Abdülaziz döneminde başlayan devletin modernleşme çalışmaları, onun döneminde de devam etmiş, Rumeli ve Hicaz demiryolu gibi önemli projelere imza atılmıştır. Çeşitli şehirlerde kışlalar yaptırılarak silahlar satın alınmıştır. Bu sayede Ordu güçlendirilmeye çalışılmış, Alman tarzında yeniden yapılandırma sağlanma hedeflenmiştir. Dönem içerisinde eğitim alanında önemli çalışmalar yapılmıştır. Pek çok alanda mesleki okullar kurulmuştur (Sanat, ticaret, hukuk, tarım, veterinerlik ve dil okulları gibi).

Osmanlı’nın ilk anayasası sayılan Kanun-i Esasi, onun ilk icraatlarından biri olup Osmanlı tarihinde ki ilk Meşrutiyet yine Sultan II. Abdülhamid döneminde ilan edilmiştir. Dış borçların ödenmesi için Duyun-u Umumiye de 1881 yılında kurulmuştur.

Çok sevdiği amcası Abdülaziz’in ölümüyle ilgili soruşturma yaptırmış ve öldürüldüğü kararı verilen mahkeme sonunda cinayette parmağı olan kişilere cezalar verilmiştir.

Sultan II. Abdülhamid ümmetçi bir padişah olup devletin Müslüman tebaaya dayanacağını göz önünde tutarak, yatırımları ona göre yönlendirmiştir. Ermenistan devletinin kurulması için Batı'nın yoğun çabalarına rağmen direnmeyi bilmiş ve Siyonistlerin Filistin'i alıp (rüşvet teklif ederek) İsrail devleti kurmalarını engellemiştir. Doğu sınırlarında çıkan Ermeni isyanlarını bastırması sebebiyle, Fransız Albert Vandal kendisi için Kızıl Sultan lakabını ortaya atmış, daha sonra diğer batılı güçler tarafından kullanılmıştır. Buna karşılık sevenleri kendisinden Ulu Hakan olarak bahsetmektedir.

Sultan Abdülhamid'in çok iyi bir istihbarat ağı olduğu bilinmektedir. 1880 yılında Yıldız İstihbarat teşkilatını kurmuştur. İçeride ve dışarıda ülkeyi çok iyi idare etmiştir. Bu konuda tartışmaların olması, kaybedilen toprakların çok olması göz önüne alınsa da Osmanlı İmparatorluğu onun döneminde adeta bütün dünyaya karşı tek başına direnmiştir. Sultan II. Abdülhamid Osmanlı İmparatorluğu'nun son yüzyılında ortaya çıkan otorite boşluğuna karşın, çöküş sürecinde Devlet-i Aliyye’de mutlak hâkimiyet sağlayan son padişahtır. Her ne kadar dış güçler ile mücadele etse de, hem iç karışıklıkların hem de dış odakların birlik hareketlerine karşı, Osmanlı'nın dağılma döneminde padişah olmuştur. Çoğu tarihçiye göre Sultan II. Abdülhamid, İmparatorluğun ömrünü 40 yıl daha uzatmıştır.

Ülke tüm bu karışıklıklar altındayken dahi Müslüman ülkeleri ve coğrafyalara yardımlar etmeyi esirgememiş, Hindistan, Afrika, Uzakdoğu'da ki pek çok Müslüman topluma yardımlar yapmış ve Osmanlı'nın adını götürmüştür. Ayrıca Sultan II. Abdülhamid, 1878 yılında hayır ve yardım işlerinde başarılı olan kadınlara şefkat nişanı vermiştir.

Yıldız'da bir Ermeni isyancı ve çetesi tarafından suikast ile öldürülmek istenmiş, Allah'ın yardımıyla kurtulmuştur. O dönem bu suikast gerçekleşmedi diye üzülen, sözde aydınlar olmuştur.

Son dönemlere yaklaşıldığında, Manastır'da İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin başlattığı ayaklanma sonunda Meşrutiyet ilan edilmiş ve meclis yeniden açılmıştır. Ancak bir yıl sonra vuku bulan 31 Mart isyanı sonucunda 27 Nisan 1909 günü tahttan indirilmiş, önce Selanik'te daha sonra da Beylerbeyi Sarayı'nda 10 yıla yakın hapis hayatı yaşamıştır. 10 Şubat 1918 günü vefat ettiğinde 2. Mahmut'un Türbesi'ne defnedilmiştir.

Esmer, uzun boylu, ela gözlü olarak dış görünüşü tarif edilen sultanın, ayrıca oldukça zeki ve güçlü hafızalı olarak anlatılmaktadır. Oldukça dindar bir kişiliktir. Kızı Ayşe Sultana göre babası “Din ve Fen” demiş, ayrıca “Bu ikisine de itikat etmek caiz” olduğunu söylemiştir.

Günde yaklaşık 15 saat civarında çalışan Sultan II. Abdülhamid tiyatro severdi. Bunun yanında iyi bir marangozdur. Matbaaya meraklı olup ülkeye modern matbaa makineleri getirtmiştir. Dedektiflik romanlarına bayılan sultan, Sherlock Holmes’un tüm kitaplarını Osmanlıca tercüme ettirerek bastırmıştır. Sultanın polisiye roman koleksiyonu, Yıldız sarayı yağma edildikten sonra ne yazık ki ortadan kaybolmuştur.

Boğaz’a köprü yaptırmak istese de vakıf olamamıştır. Yemen demir yolu projesine başlanmasına rağmen, 1913 yılında İtalyanların bölgeyi topa tutması nedeniyle iptal edilmiştir. Darülaceze onun döneminde hizmete girmiş olup, Şişli Etfal, Haydarpaşa Askeri Tıp Fakültesi ve Haydarpaşa garı Sultan 2. Abdülhamid döneminde yapılmıştır. Yaptırdığı yollar ile Samsun ve Bursa gibi şehirlerin kalkınmasını ve göç almasını sağlamıştır. Tahta geçtiğinde payitaht da 200 modern ilkokul varken, saltanatı boyunca bu sayıyı 9 bine çıkarmıştır.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski