Padişah
V. Mehmet Reşat (1844-1918) Abdülmecid ve Gülcemal Sultan'ın oğludur. Tahta
çıktığında 65 yaşındadır. 35. Osmanlı padişahıdır. 114. İslam halifesi olup
saltanatı 9 yıl sürmüştür.
Babası Sultan Abdülmecid
ve Amcası Abdülaziz döneminde sarayda yetişen ve rahat bir şehzadelik yaşamı
olan V. Mehmed Reşad, ağabeyi Sultan II. Abdülhamid döneminde
1976-1909 yılları arasında veliaht olmasına rağmen Sarayın veliaht dairesinde
kapalı bir hayat sürmüştür. Dolmabahçe sarayında başkaları ile görüşmesine izin
verilmemiş, Mevlevilik ve Fars edebiyatı konularıyla ilgilenmiş, devlet
işlerinden uzak kalmıştır. Genel olarak haremde ve kapalı hayat yaşadığından, Padişahlık konusunda yeterli düzeye ulaşamamıştır.
Sultan Reşad, 31 Mart
Vakası ile Ağabeyi Sultan II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesinin ardından 1909
yılında tahta geçirilmiştir. Saltanat adında Reşad’ı kullanmıştır. Bu yüzden
genellikle Sultan Reşad adıyla
bilinir. Bunda ittihat ve Terakki yönetiminin baskısı olmuştur. Sultan Reşat
tahta İttihat ve Terakki yönetiminin desteği ve isteği ile geçmiş, zaten
saltanatı boyunca İttihatçıların güdümünde bir padişah olmuştur.
Padişah Mehmet Reşat, Meşrutiyete bağlılığıyla tanınan ve pek devlet işlerine karıştırmayan
bir padişahtır. Onun zamanında İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önde
gelenleri ile Enver, Cemal ve Talat Paşa'ların sözü geçmekteydi.
Belkide bu üçlünün Osmanlı'nın çöküşüne neden olduğu söylenebilir. Çoğu
tarihçiye göre 600 yıllık kadim imparatorluk, İttihat Terakki ve bu üç Paşa
sayesinde! 10 yılda çöküşe gitmiştir.
V. Mehmet
Reşat döneminde Arnavutluk’ta isyan çıkmış (1910) ve bu İsyan 10 Ocak 1911 yılında Mahmut Şevket Paşa tarafından bastırılmıştır. Ardından Sultan Reşad’ın
Avrupa'daki bu önemli Osmanlı toprağını bizzat ziyaret etmesi önemli bir
gelişmedir. 29 Eylül 1911 yılında İtalyanlar Trablusgarp'ı işgal etmiş, Osmanlı
Kuvvetleri şehir savaşları ve iç bölgelerde muhalifleri örgütlemesiyle, 1918 Mondros
Mütarekesine kadar burada ki direnişe devam etmiştir.
Ancak aynı dönemde 1912
yılında Balkan Savaşları patlak vermiş ve Uşi Anlaşması ile Libya İtalyanlara
terk edilmiştir. Osmanlı Devleti ve Müslüman halk için korkunç bir felaket olan
Balkan yenilgisi sonunda, Edirne'ye kadar olan topraklar Balkan devletleri
ittifaklarına karşı kaybedilmiştir. Bulgarların Çatalca'ya kadar dayanmaları
üzerine Ateşkes istenmiş, Bu arada İttifak Devletleri arasında çıkan
anlaşmazlık üzerine İkinci Balkan Savaşı yapılmış ve Edirne geri alınmıştır.
Böylelikle 500 yıldan
fazla bir süre Osmanlı'nın elinde tuttuğu Balkanlar, Meriç Nehri'ne kadar kaybedilmiş
oldu.
Ardından bir yıl sonra
dünya açısından bir felaket olan Birinci Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı
Almanya'nın yanında savaşa girmiştir. Tabii bu savaşa girmede İttihat
ve Terakki'nin önde gelenlerinin
Alman yanlısı olması etkili olmuştur.
Kut'ül Amare, Çanakkale, Galiçya'da ve Kafkasya cephelerinde zaferler kazanılmasına rağmen Filistin
cephesinde yenilgiler alınmış, Aralık 1917 yılında Kudüs kaybedilmiştir. Güney
Cephesi'nde 1918 yılında yeni bir İngiliz saldırısı beklenirken, Padişah V. Mehmet kalp
yetmezliğinden 4 Temmuz 1918 yılında 73 yaşında vefat etmiş ve Eyüp Sultan'da kendi yaptırdığı Türbesine defnedilmiştir.
Padişah V. Mehmet Reşat, Derviş meşrepli ve merhametli, ayrıca iktisatlı bir insan olarak bilinir.
Sultan Reşat, Mevlevi tarikatına mensup olup Çanakkale Zaferi üzerine Kaleme
aldığı şiire, zamanla çeşitli şairler tarafından nazireler yazılmıştır.
Döneminde çokça kendi adını taşıyan Reşadiye altını basılmıştır. Anadolu ve
İstanbul’da birçok semte ve yere adı verilmiştir.
Tahta çıkan en yaşlı
Osmanlı padişahı olup Meşrutiyet Padişahı adıyla anılmıştır. Osmanlı
İmparatorluğunun son Padişahı Sultan Vahdettin geçse de Devlet-i Aliyye’yi çöküşe götüren çoğu savaşlar ve olaylar onun
döneminde başlamış ve olmuştur. V. Mehmet yumuşak huylu güler yüzlü bir padişah
olarak bilinirdi. Bazı kaynaklarda Sultan Abdülhamid, Kardeşi V. Mehmed’in
delici mavi gözleri nedeniyle kendisine nazar değdireceğini düşündüğünden yüz
yüze görüşmek istemediği rivayet edilir.
Yorum Gönder