Türkiye Cumhuriyetini Kuran Adam Mustafa Kemal Atatürk Kimdir

ataturk

1881 yılında Selanik'te doğan Mustafa Kemal Atatürk, yıkılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş ve bu yeni cumhuriyeti, zorluklara rağmen, çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmayı başarmıştır.

Atatürk, hayatına asker olarak başlamış, ancak devrimci ve siyasetçi kimliğiyle de öne çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduktan sonra gerçekleştirdiği ilke ve inkılaplar, izlediği politika onun ne kadar büyük bir lider olduğunu göstermiştir. Hem ülke içinde hem de uluslararası alanda saygınlığını pekiştirmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, modern Türkiye'nin kurucusu olarak, hepimizin hayatında aile bireylerimizden sonra en çok adını duyduğumuz kişidir. Vatanseverliği ve liderliğiyle karizmatik bir figür olarak öne çıkar.

Hepimiz onun hayatını biliriz, ancak liderimizin yaşamını ve yaşadıklarını bir kez daha hatırlatmak istedik. Babası Ali Rıza Bey, oğlu Kemal'in asker olmasını istemiş ve bu nedenle onu medrese yerine modern bir okula göndermiştir. 1900'lerin başlarında askeri okulda okuyan Mustafa Kemal, Osmanlı ordusunun genç subaylarından biri olarak imparatorluğa hizmet etmeye başlamıştır. İlk büyük mücadelesi, türlü düşmanlara karşı savaşmak olmuştur.

1911 yılında, İtalya'nın Akdeniz karşısındaki Osmanlı toprağı Trablusgarp'ı işgal etmesiyle Osmanlı-İtalya Savaşı başlamıştır. Mustafa Kemal, 1911-1912 yıllarında Libya çöllerinde İtalyanlara karşı savaşmış, sayıca ve ekipman bakımından üstün olan İtalyan güçlerine karşı Osmanlı'nın yüzünü güldüren subaylardan biri olmuştur. Libya'daki halkı örgütleyerek İtalyanlara karşı çetin bir savaş sergilemiştir. Hatta İtalyanlar ona "çöl tilkisi" lakabını takmışlardır. Ancak Balkan Savaşları'nın çıkması üzerine Libya'daki savaşı bırakmak zorunda kalmış ve Balkanlar'da savaşmaya devam etmiştir. Osmanlı Devleti, Balkan Savaşları'nda büyük bir yenilgi almıştır.

Ardından askerlik kariyerinin zirvesine ulaşacağı Gelibolu Cephesi'ne gönderilmiştir. I. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla, Çanakkale Cephesi'nde Gelibolu'daki çarpışmaları komuta etmiştir. İngilizlerin aşırı özgüvenle giriştiği bu savaşta, Alman komutan Liman Von Sanders'in emri altında çarpışmıştır. Savaş tecrübesi olmayan Von Sanders, Mustafa Kemal'in savaş becerisini fark etmiş ve savaşın kontrolünü ona bırakmıştır. İtilaf Devletleri, dünyanın dört bir yanından topladıkları askerlerle kurdukları tam teçhizatlı orduyla Çanakkale'yi karadan geçmek istemiş, ancak Mustafa Kemal'in komutasındaki Türk kuvvetleri tarafından püskürtülmüşlerdir. Çanakkale Cephesi'ni Mustafa Kemal kazanmıştır.

Savaş bitmemişti. Ruslara ve İngilizlere karşı farklı cephelerde tekrar savaşan Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşı kaybetmesinin ardından, Enver Paşa ile yollarını ayırmıştır. Mustafa Kemal'e göre Enver ve arkadaşları, Osmanlı'yı maceraya sürüklemiştir; ancak artık çok geçtir.

İngiliz, İtalyan, Fransız ve Yunan birlikleri, imparatorluğun kalbi olan Anadolu'ya girmiştir. Yılgınlık ve çaresizlik en üst seviyededir. Ancak Mustafa Kemal ve arkadaşları farklı düşünmektedir. Atılacak kurşunlar henüz bitmemiştir...

Sonuç olarak, 1919-1922 yılları arasında Anadolu'yu işgal eden yabancı devletlere karşı sürdürülen silahlı mücadeleyle Mustafa Kemal ve arkadaşları, İstanbul'u devre dışı bırakarak başkenti Ankara'ya taşımışlardır. Ankara'da bir meclis kurarak, İtilaf Devletleri'ne karşı savaşmışlardır.

Akılcı manevralar ve diplomasiyle Mustafa Kemal'in liderliğindeki kadro, Avrupalı işgalcileri geri püskürtürken, halkın moralini de yükseltmiştir. Halk, Mustafa Kemal'in önderliğinde tüm gücüyle düşmana karşı koymuş ve tüm işgalcileri Anadolu'dan atmıştır.

Sakarya Savaşı ile Türkler uzun bir aradan sonra ilk defa toprak kazanmış, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Mustafa Kemal ve ordusu Yunanlıları İzmir'de denize dökmüştür.

Mustafa Kemal ve arkadaşları direnişi kaybettiğimiz 1. Dünya savaşının sonunda imzalanan ve muzaffer devletlerin haklı olarak kendi tasarımlarını göre Osmanlı topraklarını parçalayıp tanzim ettikleri Sevr anlaşmasının hayata geçirilmesini önlemişti. Bu çok ama çok büyük bir başarı olmuştur. Osmanlı’ya karşı tüm planlar sil baştan yapıldı ve itilaf devletleri artık yeni şartlar içinde çözüme ulaşmak için Anadolu'daki direniş hareketi ile Lozan'da masaya oturmaya karar verdiler.

1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile tüm dünya, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımış ve sınırları belirlenmiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra, yeni bir rejim kurulmuş, ancak Türkiye hala bir köylü toplumu olarak kalmıştır. Okuma-yazma oranı yüzde on civarındadır. Yeni Türkiye'de cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, radikal bir şekilde toplumu dönüştürmeye girişmiştir. Kurtuluş Savaşı'ndan gelen karizması ve milliyetçi bir asker olarak sahip olduğu güç, reformların hayata geçirilmesine büyük katkı sağlamıştır.

Modern Türkiye'nin tarihi, aynı zamanda hızlandırılmış reformlar tarihidir. İlk reformlardan biri olan laiklik, yani din ve devlet işlerinin ayrılması ilkesi hayata geçirilmiş, şeriat mahkemeleri kaldırılmış ve İsviçre'den medeni hukuk, İtalya'dan ceza hukuku ithal edilmiştir. Ülkeyi altı asırdır yöneten saltanat ve hilafet kaldırılmış, yerine millet meclisi ikame edilmiştir.

Köylü toplumunu hızla dönüştürmek isteyen Atatürk, gözünü dış dünyaya çevirmiştir. Dışarıdan getirilen uzmanlar gözetiminde ülkede hızlı bir sanayileşme ve eğitim hamlesi başlatılmıştır. Devlet eliyle birçok alanda üretim yapan başarılı fabrikalar kurulmuştur. Zorunlu eğitim bu dönemde getirilmiş, Arap alfabesi yerine Latin alfabesine geçilmiştir. Atatürk, bizzat ülkeyi baştan uca gezerek yeni alfabenin kullanımını teşvik etmiştir. Avrupa'nın modern bulduğu giyim tarzını benimsetmiş, kadınlara fırsat eşitliği ve kanun önünde eşitlik sağlamak adına yasal düzenlemeler yapmıştır. Birçok Avrupa ülkesinden önce, dünyada ilk kez Türkiye Cumhuriyeti kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır (1934).

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Yurtta sulh, cihanda sulh" şeklinde özetlenebilecek dış politikasıyla Kurtuluş Savaşı sonrasında askeri güç kullanma yoluna gitmemiş, Avrupa ve dünya ile ilişkilerini normalleştirmiştir. Bu sayede Türkiye, II. Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkilerinden korunmuştur.

Günümüz Türkiye'sine bakıldığında, sancılı bir süreç yaşansa da, Atatürk'ün reformlarının büyük bir kısmının olumlu etkileri görülmektedir. Atatürk, 10 Kasım 1938'de siroz hastalığı nedeniyle Dolmabahçe Sarayı'nda vefat etmiştir. Kimilerine göre zehirlenerek öldüğü iddia edilmiştir. Kabri önce Etnografya Müzesi'ne, ardından Anıtkabir'e taşınmıştır. Atatürk'ün ardından, her ne kadar eleştiriler olsa da, aradan geçen 90 yıla rağmen Türkiye Cumhuriyeti onun mirası üzerine inşa edilmiştir.

Time Dergisine Kapak Olan ilk Türk
Mustafa Kemal Atatürk'tür

Atatürk ve Renkli Kişiliği

Time Dergisi'ne Kapak Olan İlk Türk

Mustafa Kemal Atatürk, kuru fasulye ve pilav ikilisine düşkün olduğu, sabahları ilk işinin kahve içmek olduğu, sanılanın aksine "Ata" hitabına pek sıcak bakmadığı ve atları, köpekleri ve kuşları çok sevdiği bilinir. Mustafa Kemal Atatürk'ün iyi derecede Fransızca bildiği, başta matematik olmak üzere pozitif bilimlere fazlasıyla meraklı olduğu da bilinmektedir. Ayrıca, Savarona isimli bir yatı ve Fox isminde bir köpeği vardı. Atatürk, Time dergisine kapak olmuş ilk Türk olup, dünya siyaseti ve tarihi tarafından önemli bir lider olarak görülmektedir. Hatta Clinton, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmada, yirminci yüzyıla etkisini bırakan en büyük lider olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Atatürk başta bulunduğu süre içerisinde hiç yurt dışına çıkmamış, Milletler Cemiyeti'ne yani Birleşmiş Milletler'e özel rica ve davet yoluyla dahil olmuştur. Ne kadar ileri görüşlü olduğu, İkinci Dünya Savaşı'ndan önce söyledikleri ve katıldığı savaşlar da yaptığı hamleler ve siyasetteki başarılarıyla sıklıkla gösterilmiştir.

Atatürk ve 9 Rakamı

Mustafa Kemal Atatürk ile 9 ve 19 rakamı arasında pek çok kişinin bilmediği ilginç bir ilişki bulunmaktadır.
Buna tesadüf mü denir yoksa mucize mi bilinmez, ancak 9 rakamı, Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının birçok döneminde ilginç bir şekilde karşımıza çıkar.
9 rakamı, Atatürk'ü doğduğundan ölümüne kadar geçen sürede hiç yalnız bırakmamıştır. İşte Atatürk'ün hayatındaki 9 rakamları:

  • Doğum tarihi 1881 olup, 9 ve 9'un katları ile ilişkilidir. 1881 içinde iki adet 9, 81 içinde de iki adet 9'un katları vardır. Ayrıca 1+8+8+1=18 eder ve 1+8 topladığımızda yine 9 rakamı ile karşılaşırız.
  • Atatürk 19. yüzyılda doğmuştur.
  • 29 Aralık 1903'te kurmay yüzbaşı olmuş, 1899 yılında İstanbul'daki Harp Okulu'na girmiştir.
  • 20 Eylül 1909 tarihinde İttihat ve Terakki'nin Trablus delegesi olarak yıllık toplantısına katılmıştır.
  • 9 Ocak 1912 günü İtalyanları Trablus'ta bozguna uğratmıştır.
  • 19 Mayıs 1915 günü albaylığa yükselmiş, 9 Ağustos 1915'te Anafartalar Grubu Komutanı olmuştur. Emrindeki 19. Tümen ile Çanakkale Savaşı'na girmiş, 29 Ekim 1918'de Çanakkale'de Yıldırım Orduları Komutanlığı'nı Limon von Sanders'ten devralmıştır.
  • Dokuzuncu Ordu Komutanı olarak Erzurum'a tayin edilmiş, 19 Mayıs 1919'da vatanı kurtarmak için Samsun'a çıkmıştır. Bu noktada ilginç olan başka bir husus, yanında 18 kişi bulunmaktaydı. Kendisi de eklendiğinde 19 rakamı oluşuyordu.
  • 9 Temmuz 1919'da askerlikten istifa etmiş ve 9 Temmuz 1919 gecesi Erzurum Kongresi'ni açmıştır.
  • 19 Ekim 1919'da Erzurum ilinden milletvekili olmuş, 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, kendisine Gazi unvanı vermiştir.
  • 29 Ocak 1923'te Latife Hanım ile evlenmiş ve 9 Ağustos 1923'te Cumhuriyet Halk Fırkası'nı kurmuştur.
  • 9 Ekim 1923'te Ankara başkent olmuş, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilmiştir. 29 Ekim 1923 gecesi ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştur.
  • 9 Nisan 1928'de laiklik ilkesini anayasaya ekletmiştir. Yine başka bir devrim olan Latin harflerinin kabulünün tarihi 9 Ağustos 1928'dir.
  • 10 Kasım 1938'de saat 9'u beş geçe Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yummuştur.
  • 19 Kasım 1938 günü cenaze namazı, Dolmabahçe Sarayı'nda tören salonunda kılınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk ve 9 sayısının ilişkisi bunlarla sınırlı değildir. Nüfus cüzdanı seri numarası 993814B'dir. Ortadaki 938, ölüm tarihini, baştaki 9 ve sondaki 14 rakamı ise ölüm saatini 9 dakika farkla vermesi bakımından düşündürücüdür.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski