Şimdiki Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un dedesi olan Kim İl Sung, dünyanın en akıl almaz rejiminin mimarı olmuştur "Kuzey Kore".
Bugün dünyanın en kapalı rejimi ve devleti Kuzey Kore'dir. Güneydeki komşusu yani kardeşleri Güney Kore, elektronik ağırlıklı ihracat rejiminde en zengin ülkeler arasında ve halkı refah bir hayat sürerken, kuzeydeki kardeşi Kuzey Kore'deki halk meteliğe kurşun atıyor, komünist rejim eşliğinde karın tokluğuna çalıştırılıyor. İşte bu rejimi kuran Kuzey Kore'de yüce lider adıyla anılan Kim İl Sung'dur.
Kim İl Sung Japon işgali altındaki Çin'de doğmuştu. Doğduğu yıllarda ülke tam bir kaos ve kargaşa hâkimdi. Japonların baskısının artması ile Kim İl Sung ve ailesi soluğu Mançurya'da aldı. Burada küçük Kim İl Sung Çin okullarında okumaya başladı. 1925'te kurulan Kore Komünist Partisi'ne üye olan Kim İl Sung, Japonların Mançurya'ya girmesinin ardından silaha sarıldı. 1932'ye gelindiğinde Mançurya'daki Japon karşıtı direnişin komutanı oldu, ancak Japonlar çok çetindi. 200 bin kişilik Koreli-Çinli direnişi bir lokmada yutmuşlardı. Lakin Kim İl Sung yaman bir savaşçıydı. Öyle ki Japonlar sırf onun kellesini almak için özel bir birlik kurmuştu. Bir yandan Çin'le savaşan Japonya, bir yandan da sömürgesi durumundaki Kore'nin boğazını sıkıyordu. Tüm Korelilere Japonya ismi almaya ve Japonca konuşmaya zorluyordu. Kim İl Sung'un ilk karısı Japonların kurbanı olmuştu. 1941'de Kim İl Sung adamlarıyla Sibirya'ya kaçmak zorunda kaldı.
Ruslar, Kim İl Sung ve adamlarını istihbarat toplaması için tekrar Mançurya'ya yolladı. Rusya ve Çin ile ilgili ilişkisi o günlerde başladı. Ruslar geleceğin liderini sabotaj, istihbarat ve iletişim konusunda bol bol eğitip, bol bol ideoloji şerbeti içirdiler. Kim İl Sung iliklerine kadar komünizmle doldu. Japonlar, Amerika'ya saldırınca II. Dünya Savaşı Kim İl Sung için bir başlangıç olmuştur.
Kore yarımadasındaki Japon işgali ABD ve SSCB askerlerinin yardımları ve Japonların savaştan çekilmeleri ile sona erse de iki ülke askerleri bölgede kendi rejimlerine uygun iki devlet kurarak Sovyetler ve Amerika Kore'yi geçici olarak işgal ettiler. II. Dünya Savaşı'nın bitmesi, Kim İl Sung hayatında dönüm noktası oldu. Savaşın ardından Kore yarımadası, savaşın galipleri fakat aynı zamanda Soğuk Savaş'ın yeni düşmanları Sovyetler ve Amerika arasında ikiye bölünmüştü. Her iki taraf da kendi yetki alanındaki Kore'de kendi kafasına göre rejim kurdurdu. Sovyetler ve ABD arasındaki Kore'de birleşik bir cumhuriyet konusundaki görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Dünyada artık iki Kore vardı. Komünist kuzey ve demokratik güney. 1946'da Kore İşçi Partisi'nin eş başkanlarından olan Kim İl Sung, aynı zamanda ülkeye damgasını vuracak ilk icraatına soyundu ve cinsiyetler arası eşitlik hayata geçirildi. Din boyunduruk altına alındı. Topraklar ve sanayi millileştirildi. Sovyet tipi ekonomik planlama hayata geçirildi. 1948'de Kore Yarımadası'ndaki bölünmüşlük resmiyet kazandı. Kuzey Kore kuruluş tarihi kayıtlara 9 Eylül 1948 olarak geçecekti. Ardından Kore bölünerek kuzey ve güney Kore adını aldı. Doğal olarak her iki taraf da Kore yarımadasının gerçek temsilcisi olduğunu iddia ediyor, sular ısınıyordu.
1949'da Amerika'nın öncelikli güvenlik kuşağının dışında bulunduğu gerekçesiyle güneydeki birliklerini çekmesi, Juche ve Komünizm yönetimini benimseyen Kuzey Kore'nin ateşini yükseltti. Amerika'nın taktik açıdan geri çekildiğini ve asıl niyetinin Güney'in kuzeyi işgali için zemin hazırlamak olduğunu iddia eden Kuzey Kore lideri Kim İl Sung, iki Kore'yi birleştirecek kahraman olmak için kolları sıvadı. Aynı günlerde Stalin ve Mao, Kim İl Sung'u bu saldırıdan vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Fakat 1950'de Kim, her iki lideri de güneyi bir yumrukta yeneceğine ikna etti ve yeşil ışık yakıldı.
Kim İl Sung Baş Komutanlığı'ndaki kuzey orduları 25 Haziran 1950'de Güney Kore'ye girdiler. Ardından Amerika liderliğindeki Birleşmiş Milletler gücü, kuzeyin saldırganlığını durdurmak için silaha sarılmakta gecikmedi. Kim İl Sung'un psikopat emellerini durdurmaya soyunanlar arasında Türk askeri vardı. İlk başta kuzey ordusu güneyi hallaç pamuğu gibi atsa da Amerikalıların desteğiyle ibre zamanla tersine çevrildi. Birleşmiş Milletler kuvvetleri kuzey topraklarında ilerlemeye başlayınca Mao anında savaşa daldı. 1 milyonluk devasa Çin ordusunun desteğiyle kuzey savaştaki dengeyi kurdu. İki taraf da 1953'e kadar yenişemedi, ateşkes ilan edildi ve taraflar bugün aralarındaki sınırı oluşturan 38. paralel gerisindeki sınıra çekildi. Savaşın ardından bugüne kadar süren 2 Kore sınırı çizildi ve denge sağlandı. Kuzey Kore akıl almaz absürt bir diktatörlüğe doğru giderken, Güney Kore refaha kavuşmuştur.
Savaşın ardından Kuzey Kore tam anlamıyla içine kapandı. Kim İl Sung ülkenin kapısını kilitlemiş anahtarı da denize atmıştı. Bu durum o günden beri bu şekilde sürmektedir.
Yorum Gönder