Dünya nüfusunun neredeyse dörtte birinin kaderi üzerinde söz sahibi olan dönemin başkanı Mao, barış zamanında yaklaşık 70 milyon kişinin ölümüne sebep olarak yirminci yüzyıl liderleri arasında kırılması en güç çirkin rekorun sahibi olmuştur.
Uzunca bir süre yarım milyar insanın giyeceğinden, yiyeceğinden nasıl düşünüp nasıl yaşayacağına kadar hayatlarının her zerresi üzerinde söz sahibi kontrol sahibi olmuştur Mao Zedong.
Milliyetçi parti bu arada MAO'nun eski karısını yakalayıp infaz etmiş, bu onu daha da acımasız ve intikam sahibi yapmıştır. MAO "Ben 100 kez ölsem, onun ölümünü telafi edemem" şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Her başarılı diktatör gibi tam bir halkla ilişkiler uzmanı olmuştur. 1934'te milliyetçiler tarafından sıkıştırılıp kaçmak zorunda kalınca, bu kaçışı ustaca manevralarla, muzaffer meşhur "uzun yürüyüşe" çevirmesini bilecekti. Çin'in güneyindeki Kızıl Ordu ile buluşmak için yanında 81000 adamıyla 9650 kilometrelik uzun bir yürüyüşe çıktı. Her kilometrede ardında soğuktan donmuş cesetler bırakıyorlardı. Uzun yürüyüşün sonunda hayatta kalan adamlarının sayısı sadece 20 bindi. Her ne kadar bu mesafenin tamamlanmasında Mao'nun tahtırevanla taşınmış olsa da prestij için gazetecilere tabi ki yalın ayak yürüdüğünü söyleyecekti.
II. Dünya Savaşı patlak verince milliyetçiler ve komünistler arasındaki savaş bir süreliğine rafa kalktı ve ülkeyi işgal eden Japonlara karşı birleştiler. II. Dünya Savaşı'nın bitmesiyle milliyetçiler ve komünistler arasındaki ittifak da sona erdi ve iktidar mücadelesi tekrar başladı. Uzun ve kanlı bir sürecin sonunda MAO kazanmış, Amerikan destekli milliyetçiler Formoza adasına kaçarak Tayvan adıyla bilinen milliyetçi Çin'i kurmuşlardır.
Artık Çin'in tek efendisi olan MAO kapitalist etkilerden korkarak 1949'da ülkeyi dış dünyaya kapattı ve vatandaşın seyahat etmesini yasakladı. Ayrıca tüm yabancıları sınır dışı yapan MAO, aynı dönemde Tibet'in kuzeyini işgal etti. Toplumu yeniden organize etme arayışına girdi. 1958'de kontrolü daha kolay olacağı gerekçesiyle kırsal kesimdekilerin komünlerde toplanmasını emretti. Bu devasa adımlar köylü toplumunu bir anda sanayi toplumuna dönüştürecek ve Mao'nun hedefi çelik üretiminde İngiltere'yi geçmekti. Tabi ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Köyleri boşaltılan kitleler, zorunlu işçilik yaptıkları kamplara tıkıldı ve boğaz tokluğuna çalıştırıldı. Dünün çiftçileri, ertesi sabah uyandıklarında fabrika işçisi olmuşlardı. Mao'ya göre insan çoktu, ölene kadar çalıştırılması sorun olmazdı.
Mao Zedong Serçe Katliamı
1958 yılında Mao Zedong tarlalara serçe ve haşerelerin zarar verdiği gerekçesiyle savaş açtı ve ülke çapında afişler hazırlanarak ülke halkı seferberlik ile serçelere, yuvalarına zarar verdi ve Çin'de neredeyse serçe nüfusu yok olma noktasına geldi. Çin halkına akıl almaz bir şekilde serçe öldürmeye teşvik ediliyor, serçe öldürenlere ödül veriliyordu.
Mao'nun Serçe Katliamı Çağrısı Yaptığı Afişlerinden biri |
Mao Zedong Kaç Kişiyi Öldürdü
Mao Zedong Kültür Devrimi
Mao ve ABD
Mao ve ABD Başkanı Nixon |
Amerikan masa tenisi milli takımının 1971'deki Çin ziyareti dünya siyasetinin belki de en önemli olaylarından biridir. Tenisçiler komünist Çin'in kuruluşundan beri ülkeye gelen ilk Amerikalılar olmuştu. Bu işin mimarı ise gelmeleri için izin veren Mao'ydu. Soğuk Savaş'ın en hararetli günlerinde Kore ve Vietnam savaşlarından dolayı boğaz boğaza olan iki ülke ilişkileri gösterişli masa tenisi maçı ile bir anda bahar havasına bürünmüş, bugün de devam eden özel ilişkinin temelleri atılmıştır. Yumuşama ile Amerikan başkanı Nixon 1972 yılında Pekin'i ziyaret ederek tüm dünyayı şaşırtmıştır. Kimilerine göre bu olay insanoğlunun aya ayak basması kadar inanılmazdı. Mao o dönem Sovyetlerle arasında gerilimden dolayı (Nedeni, iki ülke farklı komünizm anlayışlarını savunuyordu) Amerika gibi bir ülkeyi yanına çekerek aynı zamanda ne kadar pragmatik olduğunu göstermişti.
Mao komünizm sosuna batırılmış bugünkü yarı faşist diyarı kapitalist Çin'in amansız kalkınma hamlesinin tohumlarını o zaman atmıştı. Zoraki çalışma ile bugün bile endüstri kalkındırmak ile doludur. Aradan 30 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Mao'nun mirası Çin'in değişen yüzüne rağmen yaşamaya devam etmektedir. Ülke her ne kadar devasa üretim gücü ile kapitalist dünyanın dayanak noktalarından birini oluşturur olsa da Mao efsanesi hala devam etmektedir. Karısı da sonradan yargılanan Mao 1976 yılına gelindiğinde 82 yaşında ölmüştür. Belki de kendi sonunu en iyi özetleyen yine kendisi olmuştur 1975'teki bir konuşmasında "ölümlerin de faydası vardır en azından toprak gübre olur" sözü Mao Zedong sözleri arasında en çarpıcı olandır.
Mao'nun ölümünün ardından siyasetteki etkileri zamanla azalmıştır. Günümüzde Çin'de resmi olarak saygı duyulan bir lider olsa da Çin yönetimi tarafından sıklıkla atıfta bulunularak dile getirilmemektedir.
Yorum Gönder