Dünya nüfusunun neredeyse dörtte birinin kaderi üzerinde söz sahibi olan
dönemin başkanı Mao,
barış zamanında yaklaşık 70 milyon kişinin ölümüne sebep olarak yirminci yüzyıl
liderleri arasında kırılması en güç çirkin rekorun sahibi olmuştur.
Uzunca bir süre yarım milyar insanın giyeceğinden, yiyeceğinden
nasıl düşünüp nasıl yaşayacağına kadar hayatlarının her zerresi üzerinde söz
sahibi kontrol sahibi olmuştur Mao
Zedong.
26 Aralık 1893 te Çin'in Hunan vilayetinde kalabalık bir ailede
doğmuştur. Üzerinden anne
şefkati ve baba dayağı hiç eksik olmayan MAO (1893-1976), üç ayrı
okuldan kovulmuştur. 14 yaşında iken kendisinden 4 yaş büyük kuzeni ile
evlenmiş, 1 yıl sonra kızcağız ölmüş ve Mao onu hiçbir zaman karısı olarak
görmediğini söylemiştir. 1 Ocak 1912’de ki devrimle modern Çin'in babası olarak
kabul edilen Youn Yat Sen’in başında olduğu hareket imparatorluğu lav
edilip cumhuriyet ilan edilmişti. Çin’de 2500 yıllık imparatorluk tarihe
karışmış ve yeni bir sayfa açılmıştır. Artık ülkedeki sosyalistler ve
milliyetçiler yeni Çin'in sahibi olmak üzere çarpışmaya başlamıştır. MAO 18
yaşında devrimciliğe erken yaşta tanışmış ve bu hareketlere katılmıştır. Önce
orduya yazılan daha sonra kısmetini öğretmenlikte deneyen Mao, 1919 da
Çin Komünist partisine girmiştir. Burada tutkuyla komünizm iliklerine kadar
işlemiş, kısa sürede parti içinde yükselmiştir. Kısa zamanda radikalliği ile
haklı bir üne sahip oldu. 1927 de 30 yaşında 1500 gerilladan sorumlu olan MAO,
Çin’in güneyinde acımasızlık sergilemeye başlamıştı. Burada kurulan komünist
devletin başına Mao getirildi. İlk icraatı kendisine karşı çıkanları temizlemek
oldu. 5 bine yakın muhalif öldürülmüştü.
Milliyetçi parti bu arada MAO eski karısını yakalayıp infaz etmiş,
bu onu daha da acımasız ve intikam sahibi yapmıştır. MAO ben 100 kez ölsem,
onun ölümünü telafi edemem şeklinde açıklama da bulunmuştur.
Her başarılı diktatör
gibi tam bir halkla ilişkiler uzmanı olmuştur.1934’de milliyetçiler tarafından
sıkıştırılıp kaçmak zorunda kalınca, bu kaçışı ustaca manevralarla, muzaffer
meşhur" uzun yürüyüşe" çevirmesini bilecekti. Çin'in
güneyindeki Kızıl ordu ile buluşmak için yanında 81000 adamıyla 9650
kilometrelik uzun bir yürüyüşe çıktı. Her kilometrede ardında soğuktan
donmuş cesetler bırakıyorlardı. Uzun yürüyüşün sonunda hayatta kalan
adamlarının sayısı sadece 20 bindi. Her ne kadar bu mesafenin
tamamlanmasında Mao'nun tahtırevanla taşınmış olsa da prestij için gazetecilere
tabi ki yalın ayak yürüdüğünü söyleyecekti.
II. dünya savaşı patlak verince milliyetçiler ve komünist
arasındaki savaş bir süreliğine rafa kalktı ve Ülkeyi işgal eden Japonlara
karşı birleştiler. II. Dünya savaşının bitmesiyle milliyetçiler ve komünist
arasındaki ittifakta sona erdi ve iktidar mücadelesi tekrar başladı. Uzun ve
kanlı bir sürecin sonunda MAO kazanmış, Amerikan destekli
milliyetçiler Formoza adasına kaçarak Tayvan adıyla bilinen milliyetçi Çin’i
kurmuşlardır.
Artık Çin’in tek efendisi olan MAO kapitalist etkilerden korkarak 1949’da
ülkeyi dış dünyaya kapattı ve vatandaşın seyahat etmesini yasakladı. Ayrıca tüm yabancıları
sınır dışı yapan MAO, aynı dönemde Tibet’in kuzeyini işgal etti. Toplumu
yeniden organize etme arayışına girdi. 1958’de kontrolü daha kolay olacağı
gerekçesiyle kırsal kesimdekilerin komünlerde toplanmasını emir verdi. Bu devasa
adımlar köylü toplumu bir anda sanayi toplumuna dönüşecek ve Mao’nun hedef
çelik üretiminde İngiltere'yi geçmekti. Tabi ki evdeki hesap çarşıya
uymadı. Köyleri boşaltılan kitleler, zorunlu işçilik yaptıkları kamplara takıldı
ve boğaz tokluğuna çalıştırıldı. Dünün çiftçileri, ertesi sabah uyandıklarında
fabrika işçisi olmuşlardı. Mao'ya göre insan çoktur ölene kadar çalıştırılması
sorun olmazdı.
Mao Zedong Serçe Katliamı
Tarımdaki nüfus bir anda boşaltılınca gıda üretiminde kooperatif
çiftçilik sistemi tutmayınca, kısa zamanda kıtlık patlak verdi. Buna
karşılık Mao'nun cevabı, açlıktan ölüyorlarsa daha çok çalışsınlar oldu. Kıtlığın bir diğer sebebi de Mao’nun doğaya
savaş açması olmuştur. Tarihe serçe katliamı olarak geçen olay insanoğlunun
ekosistem ile oynamasının ne denli kötü sonuçlar doğurabileceğini gösteren
çarpıcı bir örnektir.
1958 yılında Mao Zedong tarlalara
serçe ve haşerelerin zarar verdiği gerekçesiyle savaş açtı ve ülke çapında
afişler hazırlanarak ülke halkı seferberlik ile serçelere, yuvalarına zarar
verdi ve Çin’de nerdeyse serçe nüfusu yok olma noktasına geldi. Çin halkına
akıl almaz bir şekilde serçe öldürmeye teşvik ediliyor, serçe öldürenlere ödül
veriliyordu.
Mao'nun Serçe Katliamı Çağrısı Yaptığı Afişlerinden biri |
Mao Zedong Kaç Kişiyi Öldürdü
Tüm bu Mao politikalarına karşı çıkanlar ise kendilerini hapishanelerde
buluyordu. Mao bu arada ülkenin milli gelirini Gobi Çölü’ndeki nükleer
testler için harcıyordu. Para bunlara giderken ülkede yaklaşık 38
milyon kişi kıtlıktan ölmüştü. Bu olay Çin'in resmi tarihinde çok kısa ve
üstü örtülü şekilde yayınlanmıştır.
Mao Zedong Kültür Devrimi
Mao 1966-76 yıllar arasında Çin'in başına başka bir bela
getirecekti, Kültür devrimi. Başkan Mao kültür devrimi ile yeni bir ulus
inşa etmeye soyundu. Gelenek, görenek ve bilgiye savaş açıldı.Entelektüel,
okumuş yazmış kesim çalışma kamplarına tıkadı. Budist rahipler hapse atıldı,buda
heykelleri yakıldı, Müslümanlara zorla domuz kestirdi, okullar
kapatıldı, yabancı dilde kitap okuyanlar hapse atıldı. Herkes herkesin muhbiri
oldu. Devrim bekçiliği yapan muhafızlar eliyle bazı kaynaklara göre bir milyon
insan bu olaylar sonunda öldü. Çin'de bu dönem 10 yıllık buhran olarak
isimlendirdi ve ders kitaplarında adı bile geçmiyor. Mao, kültür devrimi ile
geçmişe ait ne varsa yıkmaya başladı.Bunlar kültür, fikirler, alışkanlıklar ve
gelenek. Onun tabiriyle yenilikçi düşünceler ve komünizmin ortak düşmanları
ortadan kaldırıyordu. Öğretmenler, öğrenciler tarafından öldürülüyor, okumuş
yazmış insanların cesetleri sokaklarda dolaşıyor, eski kitapların hepsi ulu orta
yakılıyordu. Amaç Mao'nun istediği şekilde kültür devrimi ışığında yeni bir
toplum yaratmaktı.
Bu arada 1966 Mayıs’ında Mao'nun egosu en tepe noktasına
ulaştı.Üzerinde portresi işlenen giysiler yerini aldı. Mao'nun yazdığı kırmızı
kitap satır satır hatmedildi. 1964 ve 76 yıllar arasında tahminen 5
yada 6 buçuk milyar kopya basılan kitap, yirminci yüzyılın en
çok okunan kitabı olmuştur.Özellikle kültür devrimi esnasında her kişinin
taşıması zorunlu olmuştur.
Mao ve ABD
Mao ve ABD Başkanı Nixon |
Amerikan masa tenisi milli takımının 1971 deki Çin ziyareti dünya siyasetinin belki de en önemli olaylarından biridir. Tenisçiler komünist Çin'in kuruluşundan beri ülkeye gelen ilk Amerikalılar olmuştu.Bu işin mimarı ise gelmeleri için izin veren Mao'ydu. Soğuk savaşın en hararetli günlerinde Kore ve Vietnam savaşlarından dolayı boğaz boğaza olan iki ülke ilişkileri gösterişli masa tenisi maçı ile bir anda bahar havasına bürünmüş, bugün de devam eden özel ilişkinin temelleri atılmıştır.Yumuşama ile Amerikan başkanı Nixon 1972 yılında Pekini ziyaret ederek tüm dünyayı şaşırtmıştır. Kimilerine göre bu olay insanoğlunun aya ayak basması kadar inanılmazdı. Mao o dönem Sovyetlerle arasında gerilimden dolayı (Nedeni, iki ülke farklı komünizm anlayışlarını savunuyordu) Amerika gibi bir ülkeyi yanına çekerek aynı zamanda ne kadar pragmatik olduğunu göstermişti.
Mao komünizm sosuna batırılmış bugünkü
yarı faşist diyarı kapitalist Çin'in amansız kalkınma hamlesinin tohumlarını
o zaman atmıştı. Zoraki çalışma ile bugün bile endüstri
kalkındırmak ile doludur. Aradan 30 yıl dan fazla zaman geçmesine rağmen
Mao’nun mirası Çin'in değişen yüzüne rağmen yaşamaya devam etmektedir. Ülke her
ne kadar devasa üretim gücü ile kapitalist dünyanın dayanak noktaları neden
birini oluşturur olsa da Mao efsanesi hala devam etmektedir. Karısıda sonradan
yargılanan Mao 1976 yılına gelindiğinde 82 yaşında ölmüştür. Belki de kendi
sonunu en iyi özetleyen yine kendisi olmuştur 1975 teki bir konuşmasında
"ölümlerin de faydası vardır en azından toprak gübre gübreler"
sözü Mao Zedong sözleri arasında
en çarpıcı olandır.
Mao’nun ölümünün ardından siyasetten etkileri
zamanla azalmıştır. Günümüzde Çin’de resmi olarak saygı duyulan bir lider olsa
da Çin yönetimi tarafından sıklıkla atıfta bulunularak dile getirilmemektedir.
Yorum Gönder