Tarihin İlk Diktatörü Julius Sezar Kimdir

 sezar

Jül Sezar (M.Ö. 100 MÖ. 44 ) Roma cumhuriyetinin imparatorluk olmasını sağlayan asker, politikacı ve ilk diktatördür. Çoğu tarihçi tarafından tarihin en etkili insanlarından biri kabul edilir. Yaptıkları ile Roma’nın cumhuriyetten koca bir İmparatorluğa dönüşmesini sağlamıştır.

Sezar doğduğunda, Roma'nın önde gelen ailelerinden patrici bir üyesi olarak dünyaya gözlerini açtığında kendisini sürekli siyaset ve iktidarın konuşulduğu bir ortamda bulmuştur.Tabii böyle bir ailede büyüdüğü için yükselmek çokta zor olmamıştı.

Jül Sezar kısa zamanda hazine yöneticiliği, ombudsmanlık gibi görevlerden sonra Asya seferlerinde yer almış ve özellikle Midilli kuşatmasındaki başarıları sebebiyle ödüllendirilmiştir. Fırtınalı bir Asya kariyerinin sonunda Roma’ya döndükten sonra hitabetini kullanarak avukatlık yapmış ve popülaritesini yükseltmiştir. Roma'nın vilayeti olan İspanya'ya vali olarak atandı. Fakat gözü yükseklerdeydi.Roma'ya döndü ve kurduğu sağlam ittifaklarla konsüle çıktı. En önemli destekçisi ise o dönem Roma’nın en zengin adamı olan Marcus Licinius Crassus olmuştur. Artık Roma'nın en önde gelen isimlerinden biriydi. 1 yıl sonra Fransa'da vali olarak görev aldı. 8 yıl Fransa'da kaldıktan sonra Roma'yı bu bölgede kaldığı müddetçe Galya akınlarına karşı korudu. Bu arada İngiltere'ye iki sefer düzenlemiştir. Bu başarıları ile Roma cumhuriyetinin hamisi olmuştur. Yöneticiliği ve hitabetinin yanı sıra iyi bir askerdir. Pek çok tarihçiye göre tarihin en iyi askeri stratejistlerinden biridir. Galya şehrini uzun süren kuşatma sonucunda kente gelen suyun yönünü değiştirip şehri susuz bırakmak suretiyle fethetmiş ve pek çok Galyalı’yı kılıçtan geçirmiştir.

Rubicon Nehrini Geçmek


Ama cumhuriyet rejiminin Roma'ya dar geldiğini düşünüyordu. Bu sebepten Jül Sezar Senatonun uyarılarını dikkate almayarak askerleriyle Roma ile Fransa arasındaki sembolik sınır kabul edilen Rubicon Nehri’ni geçti (M.Ö 49). Askerleri İtalya’nın kuzeyinden Roma’ya sürerek bir nevi iç savaş ve darbe yaptı. Sezar Cumhuriyetçileri devirmişti. Bir zamanlar kendisini konsül yapmış cumhuriyetin lideri Pompey, bu durum sonucunda Mısır'a kaçmak zorunda kaldı. Günümüze kadar deyim olarak gelen Rubicon Nehrini geçmek, geri dönüşü olmayan bir yola girmek anlamında hala kullanılır.

Tabii Sezar'dan Pompey'in peşinden gitti. İşte tarihin ilk magazini olarak kabul edilecek olan aşk bu devirde yaşandı. Sezar, Mısır kraliçesi Kleopatra ile burada tanıştı ve fırtınalı bir aşk yaşamaya başladılar. Kleopatra Mısır’da yaşanan Roma iç çekişmesinde Sezar’dan yana taraf olmuş ve muhalif güçler, Nil Savaşında (MÖ.47) yenilmiştir. Pompey ise yakın bir subayı tarafından öldürülmüş, kesik başı Sezar’a hediye edilmiştir. Daha sonra Pompey’den kalan tüm muhaliflerin ide takip ederek temizledi (MÖ.45) Böylelikle Sezar, Roma’ya döndüğünde Romanın tek efendisi olmuştur. Kendisini diktatör ilan etti. Diktatör, o dönem Roma Cumhuriyeti’nde, belli bir süreliğine senatonun tüm yönetim erkini hakim tutmaya deniyordu. Bu sebepten tarihte ilk diktatör Sezar kabul edilir. Ancak o dönem diktatörlük yakın tarihimizdekilere pek benzemeyen türdendi. (Ayrıntılı Bilgi için bknz. Diktatör ne demek)

Sezar, elindeki güçleri koltuğunu sağlamlaştırmak yerine reform yapmak için kullanmayı seçti. Borcu azalttı, senatoyu genişletti, takvimleri revize etti. Herkes diktatörlüğün geçici olduğunu sanıyordu ki Sezar kendin M.Ö. 44 yılında ömür boyu diktatör ilan etti. Bu duruma cumhuriyetçi senatörler öfkelendi. Kazanlar kaynamaya başladı. Aynı yılın 15 Martında kol kanat gerdiği ve manevi evladım dediği Brütüs’ün içinde bulunduğu bir suikastla öldürüldü. Hatta bu söz tarihe geçmiştir "Sende mi Brütüs"

Sezar Hakkında Bilinmeyenler


Sezar, ölene kadar hep imparator olmak istemişti fakat tarihin ilginç yanı kendisi öldükten sonra iç savaşlar başladı ve onun yerine Sezar’ın yeğeni ve manevi oğlu Oktavya, en büyük savaşları kazanarak Romanın ilk imparatoru olmuştur.

Kendisine yapılan yanlışı asla affetmezdi Sezar. Gençken Rodos'a giderken korsanlar tarafından kaçırılmış, serbest kaldıktan sonra o zaman kendisi için istenen fidye miktarını beğenmediği için, o korsanları yakalatıp çarmıha gerdirmişti. Ne kadar egoist biri olduğu bu olayda ortaya çıkmaktadır. Büstü para üzerine basılan ilk Romalıdır. Ayrıca bugün kullandığımız takvim, Sezar'ın eseridir. Kleopatra ile ilişkisi 14 yıl sürse de Roma kanunlarına göre evlenmesi yasak olduğu için evlenemedi. Ayrıca Büyük İskender gibi hiç girdiği bir savaşı kaybetmemiştir. Öldüğünde 55 yaşında olan Sezar, suikastinde öldürülürken 23 bıçak darbesi almıştır. İngilizcede Temmuz ayına July adı verilir. Sebebi de Sezar’ın ön adının Julius olmasından gelmektedir. Ayrıca meşhur defne yaprağı tacını saçlarının dökülmesini gizlemek için takmış, her dört yılda bir şubat ayına bir gün eklenmesinin mimarı da Sezar’dır.

Plinius’a göre ismi Latince kesmek olan Cecidi filinden türemiştir. Nedeni ise Sezar’ın sezaryen ile dünyaya gelmiş olmasındandır. Bir başka kaynakta ise Caesai’den (Mağribi dilinde fil anlamına gelir) gelmektedir. Sebebi Sezar’ın bir savaşta fil öldürdüğü yönündeki rivayettir. Bastırdığı sikkelerde fil resmi olması bu iddiayı doğrular niteliktedir.

Askerlik kariyerinin başında (M.Ö.80) Bitinya kralı IV. Nikomidis’e yardımları sonucu uzun süre onun sarayında Roma elçisi olarak görev yapmış bu sebepten Kral IV. Nikomidis ile Sezar arasında ilişki olduğu öne sürülmüştür. Hatta ilerleyen dönemde Sezar güçlenince, rakipleri onun gençlik dönemini öne sürerek ve aşağılamak için Sezar’a Bitinya Kraliçesi lakabı takmıştır.

Yine gençlik döneminde korsanlardan kurtulduktan sonra ünlü köle ayaklanması lideri Spartaküs ile yaşanan savaşta yer aldığı düşünülmektedir. (MÖ. 73-71) Sezar’ın Cleopatra’dan Caesarion isimli bir çocuğu olduğu rivayet edilir.

Adı ve ünvanı çeşitli dillere geçerek yönetici anlamında kullanılmıştır. Rus ve Balkan ülkelerinde Çar, Doğu Roma da Kayser, Almanca’da Kayzer kelimeleri, Jül Sezar’dan gelmektedir.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski