Şarlken (1500-1558)Frenk
dünyasında bugünkü Belçika sınırları içerisinde kalan Gent'te doğmuş, babası
Habsburg hanedanından olup, annesi Kastilya kraliçesidir. Hollanda’da
büyümüştür. 15 yaşına dek eğitimiyle önemli insanlar ilgilenmiştir. Şarlken
tahta çıkana kadar kral olmak için özenle büyütülmüştü. Şövalyelik
inceliklerini 16 yaşında katıldığı Golden Fleece şövalyelerine
yemin ederek katıldığında öğrenmiştir. Şarlken her türlü savaş oyunu ile
pişmiştir.
16 yaşına geldiğinde her
iki dedesi ve babasından dolayı kendisine kalan topraklar arasında Hollanda,
Aragorn krallığı, İtalya toprakları Kastilya ve Avusturya toprakları
bulunuyordu. Şarlken yada diğer adıyla
V. Karl 1519’da daha 19 yaşında iken seçici kurulada verilen rüşvet sayesinde
Maximilian'ın halefi olarak kutsal Roma imparatoru seçildi. Böylelikle İspanya,
Hollanda ve Belçika krallıklarını bir tahtta topladı. Bu devasa topraklar
arasında İspanya'nın Amerika’daki sömürgelerde vardı. 4 milyon km karelik
toprakların sahibiydi. Böylelikle kendisinden önce ve ondan sonra hiç kimsenin
üzerine hâkim olamayacağı genişlikte olan toprak parçasına hükmeden 19 yaşında
bir kral ortaya çıkmıştır.
Şarlken, amacı Hristiyanlığın
sancağını zirvelere dikmekti. Ayrıca şövalyeliği ile nam yapmak
istiyordu. Tarihçiler Şarlken'ın gevşek bir Hristiyan milletler
topluluğunun peşinde olduğunu savunurlar. Tüm bunlar bir kenara dursun
Şarlken Kudüs'ü Müslümanlardan kurtararak kendisini ölümsüzleştirmek arzusundaydı. Zaten
üyesi olduğu Golden Fleece'in kuruluş amacı buydu. Tabii Şarlken'in bu hedefe
ulaşmak için halletmesi gereken çok büyük bir mevzu, Kanuni Sultan Süleyman vardı.
Ayrıca Fransa kralı I.Fransuva
da engel duruyordu. Onun liderliğindeki Fransa, Osmanlı idaresiyle ilişkiler
kuran ilk Avrupa ülkesi olmuş, üstelik Sultan 1. Süleyman ile birliktelikle
Fransız-Osmanlı ittifakı oluşturmuşlardı.
Şarlken ve Fransuva 24
Şubat 1925’te Pavia’da yaptıkları savaşta 1. Fransuva (François) yenilmiş ve Şarlken’e
esir düşmüştür. Şarlken esaret altına aldığı Fransa kralına eziyet etmesi
üzerine Fransuva’nın annesi Luiz dö Savua, Kanuni Sultan Süleyman’dan oğlunu
kurtarması için yardım istemiş ve Sultan Süleyman’da Şarlken’in güçlü bir
bariyer olarak gördüğü Macar krallığına savaş açarak Mohaç’ta Macar krallığını
tarihe gömmüştür.(1526) Bunun ardından I. Fransuva, Şarlken tarafından yüklü bir
tazminat karşılığında serbest bırakılmak istenir. Ancak Fransuva esaret
altında bir kral olduğundan ülkesi hakkında böyle ağır bir karar veremeyeceğini, ömür boyu hapis
hayatı yaşayarak ölmek istediğini söyleyerek Fransa topraklarının üçte biri ve
yüklü bir para isteyen Şarlken’in teklifini onurlu bir hareket ile reddeder.
Ancak onun yerine Fransız asiller devreye girerek krallarının serbest kalması
için anlaşmayı kabul eder ve Fransuva serbest kalır. Ancak Fransuva ile Şarlken
arasında ki rekabet ve birbirlerine karşı duydukları öfke hiçbir zaman bitmez.
Fransa kralını esir alsa
inanılmaz servetiyle bu savaşları sürdürse de Şarlken hiçbir zaman hiçbir
zafere ulaşamamıştır. Şarlken Fransa'nın elinden Napoli ve Milan'ı almış,
1544’de Paris’i kuşatmış ancak müttefiki 8.
Henry'in yardıma gelmemesi üzerine şehrin kapısından dönmüştür. Şarlken’in
İmparatorluğuna katılmayı reddeden 3 Fransız düklüğü tekrar Şarlken ve Fransa
arasında savaşlara sebep olur. Fransua'nın varisi 2. Henry ile yaptığı
savaşlarda Metz, Touluse ve Verdün'ü kaybetmiştir.
İngiltere ve Şarlken
ilişkisi ise ilk etapta çok iyi başlamıştı. Şarlken’in çok sevdiği teyzesi Aragornlu Cathrine
(Katherine) İngiltere kralı VIII. Henry ile evliydi. Bu sebepten Şarlken ile
İngiltere’nin arası iyi olmuştur. Fakat 8. Henry karısından sıkılmış ve Anne
Boleyn ile evlenmek için onu boşamayı isteyince Şarlken’de Papa üzerinde baskı
kurup papanın boşanma anlaşmasını engellemiş, bunun üzerine ihtiraslı Kral Henry İngiltere’yi Katolik
kilisesinden çıkarmıştır. Ardından Şarlken yani 5. Karl İngiltere ile
tüm ilişkilerini kesmiştir.
Şarlken yaptığı uzun ve
yıpratıcı savaşlarda servetinin büyük bir kısmını erittiği gibi Türkleri
durdurmaya ayırabileceği vakti de heba etmiştir. Süleyman'ın liderliğindeki
Osmanlılar 1521’de Belgrat'tı almış, Mohaç’ta Macarları dağıtmış, Viyana
kapılarına dayanmıştır. Kutsal Roma
Germen İmparatoru Şarlken 1532 yılında kardeşi Avusturya arşidükü Ferdinand’la
birlikte bir kez daha Viyana civarlarında bulunan Osmanlılarla Süleyman'ın
kendisine zorlamasına rağmen bir meydan savaşına girmekten kaçınmıştır.
Şarlken’in Türklerle ilk
teması Avrupa'da değil bilakis Afrika olmuş, 1535’te Tunus'a yürümüş bir süre
buraya almış, Barbaros Hayrettin Paşa’yı sürmeyi başarmıştır. Ancak bu kez Preveze deniz zaferi ile Akdeniz'de
patlayan fırtına Cezayir'e ilerleyen Şarlken'in donanmasını tarumar etmiştir.Bu
olaydan sonra kutsal Roma imparatoru bir daha asla İslam ordularının karşısına
çıkmamıştır.
Şarlken'in hayallerine
ulaşmasını zorlayan bir başka kişi, Protestan reform hareketi mimarı alman din
adamı Martin Luther olmuştur. Luther, 1517’de Katolik mezhebinin yozlaştığı gerekçesi isyan edip
Protestanlık mezhebini kurmasıyla, Avrupa çalkalanmış, Şarlken'in topraklarıda
bundan etkilenmiştir.
Şarlken, Martin Luther'in
giderek artan taraftarından, Alman prensciklerini tek tek etkisi altına
alan Protestanlar da uğraşmaya çalışmış, irili ufaklı zaferler kazansada
Luther'i susturulamayacağını anlaşılmış, 1555'te Augsburg barışı yapılarak Protestan
kilisesi resmen kabul edilmiştir.
Şarlken, İmparatorluğunu
dini açıdan da bir arada tutamamaktan dolayı yaşadığı hayal kırıklığı,
hastalıklar ve Metz savaşını kazanamaması tahttan çekilmesine yol açmıştır. Bunu
yapmadan önce İspanya ve Hollanda'yı II. Philip'e, imparatorluğunu da kardeşi
Ferdinand'a bırakmıştır. İspanya'daki Sen Jean Reno Manastırı’nda inzivaya
çekildikten 2 yıl sonra sıtma hastalığından dolayı ölmüştür.
Şarlken'in annesi Kastilya
Kraliçesi İsabel, Aragonlu II.Fernandes'in
kızıydı. Bu ikili İspanya'nın Müslümanlardan geri alınması ve nihayetinde
Endülüs İslam medeniyetinin ortadan kaldırılmasının baş mimarıdır. Şarlken Hem
İspanyol hemde Alman kanı taşıdığı için bu iki dilide konuşabilmekteydi.
Şarlken tüm Avrupa’yı Katolik dini anlayış altında kurulu bir İmparatorluk
çatısı altında toplamak isterken başlıca düşmanları Osmanlı, Fransa ve Martin
Luther King gibi faktörler sayesinde hayal kırıklığı içerisinde, çekildiği
köşesinde ölmüştür.
Yorum Gönder