Pirus Zaferi Nedir - Pirus Zaferi Ne Anlama Gelmektedir


Pirus zaferi, günümüzde büyük kayıplar verilerek kazanılan zafer sonucunda, aslında kaybedenin verdiği kayıplar sebebiyle, Kazanan taraf olduğunu ifade eden, tarihsel bir deyim olarak geçmektedir. Pirus zaferi adını M.Ö.- 279-280 yıllarında yaşanan, İtalya Yarımadasının güneyinde bulunan Yunan kolonilerinin, Latinlere (Romalılar) direnmek için dönemin Şan ve şöhret kazanmak isteyen Epirus Kralı Pirus'tan yardım istemesi ve bunun akabinde İtalyan yarımadasının güneyinde, Pirus'un Yunan Ordusu ile Latinlerle (Roma Ordusu) arasında yaşanan savaştan almaktadır.

Roma İmparatorluğu antik çağda ve İlk çağlarda tarihe damga vurmuş görkemli bir imparatorluk olmuştur. Roma İmparatorluğunun temelleri, M.Ö. 7 yüzyılda atılmıştır. İlk olarak Roma şehrini, Etrüsk  kökenli krallar yönetse de şehirdeki aristokratlar tarafından bu idareciler kovulmuştur. Ardından Roma Cumhuriyet idaresine geçmiştir. Aristokratlardan kurulu Senatus isimli meclis, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Roma'yı idare etmekteydi. Meclis ülkeyi idare etmekte konsül adı verilen üst düzey yöneticileri kullanılmaktaydı. 

M.Ö. 4. yüzyılda Roma ya Galya akınları başladı. Anadolu'da Galat ismi verilen kavim olan Galyalılar, İtalya'nın kuzeyinden itibaren Roma'ya akınlar yapmaya başladılar. Roma şehrine 15 kilometre mesafede bulunan Allia ırmağı civarında yaşanan Galya - Roma Savaşı'nda Romalılar büyük bir hezimet yaşamış ve Galya, Roma şehrini kuşatarak ateşe vermiştir. Galyalıların Savaş düzeni ve kuşatma silahları yeterli olmaması sebebiyle çekilmeleri sonucu, Roma büyük bir felaketten kurtulmuştur. Daha sonra Galyalılar Roma'yı haraca bağlayıp çekilmişlerdir. Romalılar bu büyük kaybın ardından kendilerini tekrar dizayna koymuşlar ve surları güçlendirmişlerdir. Roma büyük bir acı yaşasa da tekrardan ayağa kalkmasını bilmiş ve "yutulmadan yutma" politikasını uygulamaya başlamıştır.

Şehir olası saldırılara karşı güçlendirilirken, Ordu'da Dizayn edilmiş ve daha sonra Roma şehrinin eski yöneticileri Etrüsklerin saldırıları püskürtülmüşdür. Daha sonra yine Galya akınlarda başarılı şekilde durdurulur. Roma şehrinin önderliğinde bir Latin Birliği sağlanır. Milattan önce 4. yüzyıl ortasında bu sefer orta İtalya'da Samnitlerle mücadele eden Romalılar Burayı da Hakimiyet altına alır. Orta İtalya'dan sonra Hedef Güney İtalyadır ve Güney İtalya Helen adı verilen kentlerin kontrolü altındadır. Helen kentlerinin başşehri ise Tarentum'dur.

Helen kolonileri M.Ö. 9. yüzyılda Yunanistan'dan bölgeye gönderilmişti. Bu nedenle Güney İtalya bölgesi büyük Hellas adıyla anılıyordu. (Hellas Yunanca'da Yunanistan demektir ) Zaman geçmesi ile asıl topraklarından uzakta bir yerleşim konumunda bulunan helen kentleri, çevredeki istilalardan dolayı zayıflamıştı. Kendilerini korumak için yabancı ülkelerden paralı askerler çağırıyordu. 

M.Ö. 4. yüzyılda Helen kentlerinden Thurii, Lucanların saldırılarından korunmak için Romalıları davet etmişti. Roma şehre bir Garnizon yerleştirmişti. Ancak Helen kolonilerinin başındaki kent Tarentum, bu durumu hiç hoş karşılamamış ve Roma gemilerinin girmesinin yasak olduğu Tarent körfezine gemilerin girmesi üzerine, Roma gemilerine saldırıp Roma garnizonunu bölgeyi terk etmesine zorlamıştır. Roma, Bu hareketin intikamını almaya hazırlanıyordu. Bunun üzerine Helen kolonileri güçlü Kral Pirus'u (Pyros) kendilerini korumak için bölge davet edecekti.

Epirus kralı Pyrrhos (dilimize Pirus yada Pyros olarak geçmektedir. Ayrıca Büyük İskender ile kuzen olduğu varsayılmaktadır) içten içe tüm İtalyan yarımadasını fethetmek ve ününe ün katmak isteyen bir kraldı. Kral Pyros Helen coğrafyası ve İtalya'yı etkisi altına alarak güçlü bir devlet kurmayı istiyordu. Bu yüzden Tarentum şehrinin teklifini büyük bir istekle kabul etmiştir. Bununla birlikte o dönem Barbar olarak gördükleri Latinlere karşı zafer elde etme fırsatını buldu. Epirus Bölgesi bugün Arnavutluk civarlarında bulunmaktadır. Yani İtalyan yarımadasının, Adriyatik Denizi tarafında, karşısında kalmaktadır.

Kral Pirus, kolay olacağını düşündüğü bu sefer için yaklaşık 40.000 kişilik Ordu ve dönemin büyük savaş silahları olan filler ile İtalyan yarımadasına geçti. 

Yunanlılar, falanks savaş düzeni ve asgari teçhizatına güveniyor ve ayrıca Hintlilerden öğrendikleri fillerin Savaş alanındaki gücüne inanıyorlardı. Yunanlılar, dönemin askeri anlamda gerçekten düzenli ordusuna sahip ve etkili savaş taktikleri üretebilen, daha donanımlı askerlerden oluşan bir silahlı güç olmasına karşın, Latinleri biraz hafife almışlardır. Tarentum şehri kentin anahtarını Kral Pirus'a teslim ederek onu Romalılara karşı yapılan savaşta başkomutan olarak tanımışlardır.

Romalılar ve Yunanlılar arasında M.Ö.- 280 ile M.Ö.- 275 yılları arasında sürecek olan 5 yıllık Pirus savaşları Böylece başlamış bulundu. 

Yunanlar ve Latinler arasında ilk gerçekleşen Heraklia Savaşında, Pirus galip geldi ve Latinler geri çekildi. Ancak Kral Pirus elde ettiği bu zafer karşısında öngördüğünden daha fazla adam ve tehcizat kaybettiğini gördü. Ancak Heraklia Savaşı'nda Pirus Romalıları ağır bir yenilgiye uğratmıştır. İtalya'da bu zafer karşısında Pyros pek çok müttefik kazanmış oldu. Daha sonra Roma'nın önemli bir bölgesi adeta Can damarı Latium'a girdi. Latium şehri sandığının aksine Roma'ya bağlı olduğunu görünce Tarentum'a Geri çekildi. Ancak Pirus ana karadan çok uzakta ve ordusu oldukça yıpranmıştı. Ayrıca Pirus Helenlerin güvenilir müttefik olmadığını görmüştü.

Kral Pirus, Latinlerin Barbar olduklarını düşündüğünden daha fazlasını karşısında gördü. Romalılar daha düzenli orduya sahip olmamasına karşın, vur kaç taktikleri ile Küçük gruplar halinde idare ediyor ve adam sıkıntısı çekmiyorlardı. Kendi yurtlarında oldukları ve istila altında bulunduklarından dolayı sürekli cepheye adam gönderebiliyor ve asker sayılarını dirençli tutuyorlardı. Buna karşı Kral Pirus'un elindeki asker ve teçhizat sınırlıydı.

Ufak tefek çatışmaların ardından ikinci büyük savaş, Askulum’da meydana geldi. Pirus ordusundaki fillere oldukça güveniyordu. Ancak Latinler fillerin etkisini kırmak ve Yunan ordusunu bozguna uğratmak için farklı bir taktik geliştirip fillere kızgın Oklar atarak, direkt olarak filleri hedef almaya başladılar. Kızdırılan fillerin kontrolden çıkmasıyla, Yunan Ordusu içinde önüne geleni ezerek büyük kayıplar verdirdi. Kanlı bir savaş sonucunda Latinler ve Kral Pirus ordusu, karşılıklı büyük kayıplar vermesine rağmen Pirus zorlukla Meydandan galip çıkıp Romalıları püskürtmeyi başarabildi. Apulia Savaşı'nda Kral Pirus Romalılara karşı net bir zafer kazanmıştır ancak ordusu oldukça yıpranmış ve ağır kayıplar vermişti.

İşte tam burada Pirus tarihe geçecek ve Pirus zaferi paradoksunu ortaya çıkaran deyimi söylemiş oldu. Savaş meydanını cepheden gören bir tepeye çıkan Pirus, Yunanlı tarihçi Plutark’ın anlattığına göre "bir zafer daha kazanırsam tamamen biteceğimé demiştir.

Bunun sebebi Kral Pirus savaş alanında çok sayıda askerini kaybetmesi ve elinde az sayıda asker ve teçhizatının kalmasıdır. Bununla birlikte kazanılan herhangi bir zafer sonucunda, büyük kayıplar vermiş ve bu savaşın ardından, haddinden fazla kayıplara yol açan zaferlere, Pirus zaferi adı verilmiştir.

Sonuçları korkunç olan bu zaferin ardından Kral Pirus, "Romalılara karşı bir zafer daha Kazanırsam biteceğim" diyerek İroni bir söz kullandıktan sonra Latinlere (Roma)karşı galibiyet planında geri adım atmaz ve O dönem bir diğer süper güç olan Kartaca' dan (Yani bugünkü Afrika'nın Kuzey kısımlarında bulunan Kartaca' dan) Yardım ister. Kartacalılar ise o dönem Yunanlıları Bir tehlike olarak gördüğü için bu İttifak ve yardım teklifine evet demez. Kral Pirus'u Romalılarla karşı karşıya bırakır. Güney İtalya'da geçen her zaman Kral Pirus'un aleyhine işlemektedir. Bunun üzerine Pirus, elde ettiği zafere güvenerek Romalılarla barış görüşmesine başlar. Latinler, Kral Pirus'un bölge topraklarından ordusu ile beraber tamamen ayrılması koşuluyla barışacakları cevabını verir. Aslında geçen süre Latinlerin lehine işlemektedir.

İtalya da bulunduğu 3 yılın sonunda bu sefer Sicilya da bulunan Helen kentleri Pirus'tan Yardım ister. Sicilya kentleri kendilerini sürekli rahatsız eden Kartaca şehrinden (bugünkü Libya toprakları) oldukça rahatsızdır ve Pyros'tan Kartacalıları bölgeden uzaklaştırması ister. Pirus için intikam fırsatı doğmuştur. Teklifi kabul ederek ordusuyla Sicilya'ya geçer burada Kartacalıları bölgeden yollar. Epir kralı Sicilya'da daha fazla kalırsa yıpranacağını bildiğinden Kartaca'ya geçerek meseleyi kökten halletmek ister. Ancak Helen devletleri Kartaca saldırmaya gerek olmadığını, onları Sicilya'dan çıkarmanın yeterli olacağını, Pirus'un Kartaca'ya saldırdığı takdirde maddi desteklerini çekeceklerini söylerler. 

Bunun üzerine bölgede kalan Epir kralı Pirus'a en büyük darbe Romalılar tarafından vurulacaktır. Milattan önce 275 yılında Beneventum Savaşı'nda Roma, zor durumda ve kaynakları tükenmekte olan Pirus'un ordusunu ilk ve son kez mağlubiyete uğratmıştır. Pirus yenilginin ardından Az sayıda kalan askerleri de birlikte ülkesine geri dönmüştür.

Pirus, Epidus' a geri döner ve daha sonra tahtı bırakmak zorunda kalır. Tarihe "Büyük kayıplarla kazanılan Zaferin bir anlamı olmayacağı" şeklinde geçen Pirüs zaferinin ana kahramanı Kral Pirus, tahtı bıraktıktan sonra M.Ö -272 yılında, Argos da bir sokak kavgası sırasında kadının birinin kafasına taş atması sonucu hayata gözlerini yumar.

Romalılar ise elde ettikleri bu zaferin ardından M.Ö- 264 yılında, korumasız kalan Helen kolonilerini Peter entum şehrini ele geçirir. son Yunan şehrinide ele geçirmesiyle birlikte İtalya Yarımadasında ki hakimiyeti sağlar ve ardından antik dünyada genişleyerek söz sahibi bir imparatorluk konumuna yükselir.

Ünlü komutan Hannibal Barca'ya Dünya üzerinde ki en büyük 3 komutan kim diye sorulduğunda "Biri ben, biri İskender biride Pyrrhos (Pirus)" diyerek cevap vermiştir.

Günümüzde ise Yenilmeye mahkum olan mağlubiyetleri anlatmak ve haddinden fazla Bedel ödeyerek kazanılan başarıları ifade etmek için pek çok yerde kullanılan ve atıfta bulunan olaylar hakkında Pirus zaferi göndermesi yapılmaktadır.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski