Tarihimizin bilinmeyen ama özellikle Batı Avrupa kıyılarını limanlarını yıllar boyu korkutan, renkli kahramanlarımızdan Murat Reis'in oldukça renkli hayatına bir göz atalım. Renkli yaşamı derken aslında binlerce Hristiyan'ı köle olarak kaçırıp, hayatlarını zindan etmiş bir Türk korsanıdır Küçük Murat Reis.
Aslında Küçük Murat
Reis (1570-1641) Hollandalıdır. Hollanda'nın Haarlem şehrinde doğmuş ve asıl adı Jan Janszoon dur (Tam adı Jan Janszoon van Haarlem). 17. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu'na bağlı Fas korsanı olarak, Atlantik okyanusundan başlayarak seferler düzenlemiş, İzlanda'yı
26 gün kuşatmış, çok sayıda esir ve ganimetle geri dönmüş ve tarihe damga vurmuş
Türk korsanlarındandır.
Küçük Murat Reis denizciliğe özel bir Hollanda gemisinde başladı. 1600 yıllarında İngiltere, Fransa ve Hollanda, denizlerde korsancılık faaliyetlerine idam yasağı getirilmesi yönünde mutabakat imzalamıştı. Ancak denizdeki ganimet ve para, korsanların iştahını kabartıyordu. Murat Reis Kaptan olarak ilk seferinde Lanzarote adası kıyılarında çarptı (Bugünkü Kanarya Adaları) ve onu bir başka Hollandalı kaptan Ivan de Veenboer kurtararak yanına aldı. İlk korsancılık faaliyeti kayıtlara, 11 Mayıs 1619'da geçmiştir. Ivan De Veenboer gemisinin dümencisi olarak Jacob van Engelsen van Aquersloot'un gemisini ele geçirdi. Bu gemi buğday yüklüydü ve iyi para kaldırdı. De Veenboer'in yani Süleyman Reis'in 1620'de ölümünden sonra Janszoon, Cezayir'deki işini devraldı ve Müslüman oldu. Murat reis ismini alarak İslâm dinine geçtikten sonra
Fas'a geçip korsancılık faaliyetlerine başlıyor. Çünkü o dönemde İngiltere ve
Hollanda'da Kraliyet tarafından her türlü korsancılık faaliyeti yasaklanmıştır.
Küçük Murat Reis İspanyolların Salé adasını alıp 1623 yılında burada 14 korsana hükmetmeye başlayarak korsan
Cumhuriyetini kurmuştur. Fas'ın fiili olarak Osmanlı'ya tabii olması sebebiyle artık Murat Reis'te Türk korsanı olarak anılmaya başlar. Küçük
Murat Reis artık Osmanlı'nın Atlantik korsan Kuvvetleri Komutanı
olmuştur. 1627 yılına kadar Salé Cumhuriyeti olarak bilinen fiili bağımsız bir şehir devleti olmuştur.
Marakeş kralı 1627 yılında Salé adasını almak için saldırır. Küçük Murat Reis dirense de emrindeki korsanlar, Kralın altınlarına kanar ve Reislerine itaatsizlik yapar. Bunun üzerine Murat Reis 1627 yılında ailesi ile birlikte Cezayir'e taşınır. Ardından Fas amirali rütbesi, yani Fas devleti adına gemi ile Hollanda limanlarına yanaşır. Hollanda devleti onu korsancılıktan vazgeçirmek için limana eski karısı ve çocuklarını getirse de Murat Reis'i ikna edemez.
Küçük Murat Reis hayatı boyunca Atlantik
Okyanusu ve kuzey denizlerine yelken açmış, burada adeta bölgedeki Devletleri
titretmiştir. Seferlerinin en önemlisi 1627 yılında yaptığı İzlanda seferdir. 15
gemi ve 12 kadırga ile çıkılan seferde Küçük Murat Reis limanları döve
döve İngiltere'ye ulaşmış, İngiltere'de pek çok limanı bombalanmış, saldırılar
düzenlemiştir. Ardından Manş Deniz'inden geçerek Hollanda ve Danimarka'da ve
benzeri faaliyetlerde bulunmuştur. Daha sonra gemileriyle İzlanda'ya
yönelmiş ve İzlanda'yı 26 gün oyunca kuşatmıştır. İzlanda az nüfuslu ulaşımı uzak bir ada ülkesidir. Bu nedenle halkı pek savaş bilmez. Murat Reis ve adamları pekte zorlanmadan İzlanda'yı gasp etmiş ve yağmalamıştır.
Bu kuşatmanın sonunda
İzlanda ya Türkler çıkmış, 400 kadar esir ve bir o kadar ganimet alarak
Cezayir'e geri dönmüştür. Küçük Murat reisin İzlanda seferi İzlanda tarihi
açısından çok önemli bir olaydır. Bu kuşatma da esir alınanlar İzlanda da
Tyrkjaranid kavramının oluşmasına neden olmuştur. Yani insan çalan
Türk... Bu kuşatmanın ardından İzlanda da ilginç bir yasa yürürlüğe
girmiş ve Türk öldürmek cinayet suçundan çıkarılmıştır. Bu yasa
İzlanda'da 1972 yılına kadar devam etmiştir. Tabi bu süreçte hiç Türk
öldürülmediğini de ekleyelim. Buna rağmen Danimarka kaynaklı on yedinci yüzyılda
yazılmış bir kitapta Küçük Murat Reis'in esirleri arasında bulunan
piskopos Olaf Eigilsson, Türklerin ve Müslümanların Kendilerine çok iyi
davrandıklarını hatta kendi yediklerinden onlara verdiklerini ve daha sonra
esaretten kurtulduklarını anlatmıştır. Zaten Murat Reis ile ilgili ayrıntılı bilgiler Olaf Eigilsson sayesinde günümüze ulaşmıştır.
Küçük
Murat Reis'in 1631 yılında vergiye bağladığı İngiliz ve İrlanda liman kentleri. |
Küçük Mehmet Reis İzlanda
Seferi'nin ardından 1631 yılında İngiltere'ye Yelken açmış ve adeta İngiliz
limanlarına kendisine bağlamıştır. Birstol ve çevresindeki İngiliz limanları Türkler tarafından yıllık vergiye
bağlanmıştır. Türk Korsanları İngiltere'nin güneyinde yer alan Lundy
adasını 1625 den itibaren 5 sene süreyle ele geçirmiş ve burayı üs olarak
kullanmışlardır. Lundy Adası merkezli korsanlar batılı devletlere burada dehşet
saçmışlardır. İngilizler burunlarının diplerindeki bu adadan Türkleri ve Murat Reis'i atamamıştır. Bu hezimet üzerine İngiliz amiraller Kraliyet tarafından
görevden alınmıştır. 1631 de Küçük Murat Reis ve Osmanlı
Korsanları İngiltere'nin limanlarını vergiye bağlamış, Bristol Southamton gibi
büyük limanlar defalarca bombalanmış, İrlanda'nın Baltimore Limanı aynı şekilde
yağmalanmıştır.
Hatta Baltimore Limanı 19 Haziran 1631 de Türk
korsanlar tarafından tamamen ele geçirilmiştir. Küçük Murat Reis Osmanlı'nın
nasıl dünyaya hakim olduğunun ufak örneklerinden biridir. Bugün hala Türklerin attığı top mermileri İzlanda'da müzelerde sergilenmektedir. Küçük Murat Reis'in aslında Ivan de Veenboer (Süleyman Reis olarak bilinir ve Müslümandır) tarafından esir alınıp zorla Müslüman yaptırıldığı öne sürülse de Küçük Murat Reis kaptan olduktan sonra kaçırdığı Hristiyan köleleri ısrarla Müslüman yapmaya uğraşması bu savı çürütür.
Küçük Murat Reis ayrıca Fas tayken diğer Müslüman korsanlarca kaçırılan Hollandalı esirlerin diğer korsanlardan serbest bırakılmasını sağlamak ve köle olarak satılmalarını önlemek için çalışmıştır. 1630 lu yıllarda Sicilya ve Akdeniz'de diğer adalara baskınlar yapmış yüklü ganimet toplamıştır. Burada diğer Türk denizciler ve yeniçerilerle birleşerek Venedik'e karşı savaştığı kayıtlara geçer. 1635 yılında ise Küçük Murat Reis ani bir baskına maruz kalır ve Malta Şovalyelerine esir düşer. Esaret altında yoğun işkence ve kötü muameleye maruz kalır. 1640 yılında Tunus Beyi yardımıyla esaretten kurtulur ve Fas'a döner. Burada çok iyi karşılanır. Janzsoon yani Murat reis 1640'ta Fas'a döndükten sonra, Safi yakınlarındaki büyük Oualidia kalesinin Valisi olarak atanır. Artık emekliliği gelmiştir. Maladia Kalesi'nde ikamet etti. Aralık 1640'ta, Murat Reis'in Hollandalı karısından olan kızı Lysbeth, babasını ziyarete getiren yeni bir Hollanda konsolosuyla birlikte yanına geldi. Lysbeth geldiğinde, Murat Reis "bir halının üzerinde büyük bir ihtişam içinde, ipek yastıklarla, hizmetkarlar çevresinde oturur şekilde gördüğü kayıtlara geçer. Kızı Murat Reis'in çelimsiz, yaşlı bir adama dönüştüğünü gördü. Lysbeth, Hollanda'ya döndüğü Ağustos 1641'e kadar babasının yanında kaldı. Bundan sonra Murat Reis hakkında çok az şey biliniyor; muhtemelen sonunda hem devlet hayatından hem de korsanlıktan emekli oldu. Ölüm tarihi ise tam olarak bilinmiyor.
Aslına bakacak olursak biraz tarafsız gözle incelediğimizde Cezayir bölgesi Osmanlı Devleti'ne bağlı Bir topraktır. Fakat Korsanlar burada hüküm sürüyordu ve korsancılık faaliyetlerini yaparken kendilerini Türk devletine bağlı göstererek Bir nevi aidiyet sağladıkları düşünülebilir. Yoksa korsan olarak padişah adına Toprak fethedip herhangi bir gaza hareketi yaptıkları pek öne sürülemez. Daha çok Küçük Murat Reis ve beraberinde o dönem Akdeniz ve Atlantik kıyılarına kök söktüren korsanlar, ganimet ve para kazanma hırsıyla Hareket etmişler, en iyi para ve ganimet toplama yöntemlerinden biri de köle ticareti olduğu için kıyı bölgelerinde yaşayan Çiftçi ve köylere baskın yoluyla köleleştirmeyi seçmişlerdir. Ancak tarihi kayıtlarda köle olarak kaçırılanlara kötü muamele geçmez. Özellikle kadınlara mahremiyet hakkı tanındığı ve gemilerde genel olarak kölelere iyi davranıldığı yer alır.
Yani kendilerine gemilerine flama olarak Türk donanmasını tercih etmeleri kendi o dönem ki siyasi konjonktür gereği olduğu düşünülebilir. Çıkarları için bu hareketleri sebebiyle Osmanlı tarihinde bir Barbaros olmamıştır Küçük Murat Reis ve o dönem aynı şekilde hareket eden sonradan Müslüman olmuş ya da zaten Müslüman olan korsanlar, Bu sebepten tarihimizde de pek öne çıkmamıştır. Murad Reis Padişah 4. Murat döneminde yaşamış bir denizcidir ama mesela Sale adasını da Lundy adasını da zapt ettiğinde Osmanlı Sultanı adına aldığı yönünde bir belge yoktur ki İngilizler Osmanlı ile Murat Reis için bir savaş yada anlaşma yoluna gitmemişler, ödedikleri vergi de Murat Reis'e yapılmıştır. Buradan kendisinin bağımsız hareket ettiğini anlayabiliriz. Tüm bu sebeplerden Tarihimizde yakın zamanda ismi duyulan Küçük Murat Reis, İngiltere ve İzlanda tarihi için çok önemli bir figürdür. Özellikle İzlanda'daki baskın ve yağma hareketleri bu küçük ada ülkesinin tarihinde ki en acı olayların başında gelir.
İsmi de evet gerçekten Müslüman olduktan sonra Murat Reis olmuştur Fakat küçük lakabı büyük ihtimalle İngilizceden ya da yanlış çeviriden dolayı kaynaklanıyor olabilir. Orijinal Reis Mourad the Younger yani Genç Murat Bey olarak yabancı kaynaklarda yer almıştır ve kendisi yukarıda da belirttiğimiz gibi esir düştüğü Süleyman reisten kaynaklıdır mı bilinmez Müslüman olmuş ve Türk korsanı adıyla tarihe geçmiştir. Günümüzde yabancı kaynaklarda Cezayir ve Fas bölgesinde faaliyette bulunmuş Osmanlı korsanı olarak geçer.
Küçük Murat Reis Avrupa tarihinde ve özellikle İngiltere tarihinde derin yaralar açmıştır. Öyle ki yakın tarihimizin önemli isimleri İngiltere başbakanı Churchill, suikast kurban giden ABD başkanı Kennedy gibi isimler soylarının Küçük Murat Reis'e dayandığını öne sürmüştür. Amerika'ya ilk Kuran-ı Kerim i götürdüğü söylenen Belalı Türk lakaplı Anthony Janszoon van Haerlem-Salee , kendisinin oğludur. Anthony 1690 yıllarında New Amsterdam bölgesine (ABD) yerleşmiş ve burada büyük arsalar almıştır. Bu nedenle bu bölge Türk adası olarak isim yapmış olup kendi zengin oluğu gibi kendinden sonra gelen torunları da zengin olmuş ve sosyeteye girmiştir. Kennedy ailesinin kökünün ona dayandığı öne sürülür.
1530 ve 1640 yılları arası Müslüman korsanların köle kaçırma olaylarının doruk yaptığı yıllar olup bu dönemde yaklaşık 1 milyon 150 bin Hristiyan'ın köle olarak kaçırıldığı düşünülmektedir. Bu rakam aynı dönemde Afrika'dan Amerika kıt'asına köle olarak götürülen Afrikalı sayısından fazladır. Bulunduğu yüzyıla damga vuran Küçük Murat Reis en yoğur korsancılık faaliyetlerinde bulunmuş bir Osmanlı denizcisidir.
Kaynaklar : Büyük Dünya Tarihi
Wikipedia
Yorum Gönder