Dünyayı yakıp yıkan ve
bugün bile etkileri devam eden 2. Dünya Savaşı Nazi Almanya’sının Avrupa kıtası
hızla işgale kalkışarak dehşete düşürmesi ile başlamıştır. Almanların savaş
doktrini blitzkreig yani yıldırım savaşı idi. Yıldırım savaş taktiğine
daha önceki yazımızda detaylı değinmiştik (bknz. blitzkreig) ancak yine kısaca anlatalım;
tankların hızlı hücumuna dayalı, tankların öncülüğünde arkadan piyadelerin
ilerlemesi ve tüm bu kara harekatı öncesinde uçaklar tarafından düşman
birliklerin bombalanarak tanklar için koridor açılmasına dayanan, oldukça hızlı
sonuç veren bir savaş taktiğidir. Öyle şaşırtıcı olmuştur ki Blitzkreig ile ilk
karşılaşan Polonya ordusu Almanların ani saldırılarına dayanamamış, hatta tankların
karşısına atlı süvarileri çıkaracak kadar çaresiz duruma düşmüştür.
Almanların asıl hedefi tabi ki Polonya değildi. 1. Dünya savaşında yenildikleri sınır komşusu Fransa’yı ele geçirmek istiyordu Hitler. Yıldırım bu kez Arden ormanlarında Fransa Almanya sınırına düştü ve Fransızlar 1. Dünya savaşında hendeklerde Almanları uzun süre tutmasına ve Majino Hattına oldukça güvenmesine rağmen Nazi ordusuna dayanamadılar ve Almanlar 3 günde Arden ormanlarını geçti. Hızlı ilerleyiş Eiffel kulesinde son buldu ve Fransa Alman işgaline uğradı. Bu işgal bugün bile Fransa’nın ulusal bir yarasıdır.
Peki Almanlar Fransız savunmasını nasıl bu kadar hızlı sürede aştı. Tabi pek çok askeri normlara dayanan sebep ve sonuç ilişkisi olsa da merak uyandıran bu savunma ve işgal ile ilgili hala tartışmalar ve yeni bilgiler açığa çıkmaya devam ediyor.
Blitzkreig’in olmazsa olmazı hızdır. Adı üstünde yıldırım gibi hızlı olması gereken bir ordu düzeni için makinaların etkisi tartışılmaz. Ancak makinalar, yani tanklar ve uçaklar insan ile kontrol ediliyor haliyle. İşte yorgun düşen askerlerin özellikle piyadelerin pervitinin etkisi ile dur durak bilmeden hareket etmesi yıldırım savaşının başarısını sağlayan önemli bir faktör olduğu ileri sürülmektedir.
2015 yılında gazeteci Norman Ohler “Der Totale Rausch: drogen im dritten reich” kitabında Nazi askerlerinin özellikle Fransa cephesini hızlı geçmesini, Nazilerin askerlerine verdiği bir tür uyuşturucu ilaç olan methamfetamin türevi ilaç olan pervitin e dayandırmıştır. Bu kitaba göre pervitin verilen binlerce asker, uyku ve yorgunluk bilmeyen süper askere dönüşmüş ve uyumadan! kilometrelerce yürüyüp savaşarak, 3 günde Fransız ordusunu saf dışı bırakmışlardır. Zira zombi asker (hatta Rusya ile olan savaşta ölmek üzere olan askerlere pervitin verildiği ve askerlerin ayağa kalkıp yarım saat daha idare ettiği rivayet edilir) süper askerler savı böylece popüler olmuştur. Çünkü bugün dahi Polonya ve özellikle Fransa’nın çok kısa sürede işgali merak konusudur.
Methamfetamin ilk kez 1893 yılında Japon kimyager Nagai Nagayoshi tarafından methamfetamin efedrin maddesinin sentezlenmesi ile elde edildi. Kendisi kimya öğrenimini Almanya’da yapmıştır. Günümüzde uyuşturucu olarak yasaklı madde olarak kabul edilen methamfetamin, tabi ilk bulunduğunda ilaç olarak kullanılıyordu.
Methamfetamin 1919 yılında başka bir Japon farmakaolog Akita Ogata tarafından kristal modda sentezlendi ve kristal meth ortaya çıkmış oldu. Methamfetamin kısa süreli beyin aktivitelerini güçlendiriyor, uyanıklık ve motivasyon sağlıyordu. Ancak uzun vadede ciddi sorunlara yer açıyordu. Bunların en hafifi depresyondu. Yüksek derecede bağımlılık yapan methamfetamin işte ilerleyen yıllarda bir türevi pervitin Nazi ordusu tarafından bolca askerlerde kullanılacaktır. Almanya da sivil halka da eczanelerde satılmış ve gücü arttırdığından, uykusuzluk sağladığından dolayı çokça kullanılmıştır.
Aslında 1. Dünya Savaşında yenilgiye uğrayan Almanya’da ilk etapta iktidara gelmeye çalışan Naziler, uyuşturucu kullanımının savaşı kaybettiren etmenlerden biri olduğuna inanıyor ve lanetliyorlardır. Tüm uyuşturucuların Yahudi işi olduğu yönünde propoganda yaparak yasaklamışlardır. Ancak methamfetamin istisnaydı. Çünkü Nazi partisine göre zihni kuvvetli ve güçlü fiziksel özelliklere sahip nesil için pervitin türü ilaçlar bir mucizeydi.
1936 yılı Berlin olimpiyatları hem Hitler adını duyurması sağlayacak büyük bir propogandaya dönüştü hemde ABD üretimi Benzedrine isimli amfetamin türevi bir doping ile tanışılmasını sağladı. Bu ilaç sporcularda doping olarak kullanıldı ve sonrasında 1937 yılında Alman bir kimyager Friedrich Hauschild, afmetamin üzerinde çalışarak methamfetamin sentezledi. Berlin merkezli ilaç firması (Temmler-Werke) da pervitin adı ile bu metamfetamin türevini piyasaya sürdü.
Askerler, ilaç etkisi ile salgılanan dopamin hormonu sayesinde dinç oluyor moralleri bozulmuyor ve uykusuz savaşıyorlardı.
Ardından Fransa’nın da aynı şekilde hızlı işgali ve İngiliz ordusunun Dunkirk’te sıkıştırılması Churcill’de bile inanılmaz bir şaşkınlık yapmıştır. Almanlar pervitin miktarını arttırdı ve fabrika 1940 yılında 35 milyon pervitini, askerler için üretti.
Pervitin, cesaret verdiği askerlerde empati duygusunu ortadan kaldırıyordu. Bilindiği üzere psikopat bireyler yani bu hastalık beyinde empati duygusunun olmamasında kaynaklıdır. Yani Nazi askerleri pervitin ile birer psikopata dönüşüyor, yani merhamet ortadan kalkıyordu. Kolayca öldürebilmeleri ve korku duymamalarını sağlıyordu. Tüm bu duygulara dinç tutma ve uykuyu ortadan kaldırma da eklenince Nazi askerleri Hitler’in özlemini duyduğu süper askere dönüşüyordu. Tabi savaşın ilk yıllarında uyuşturucu olmasının zararlı etkileri tespit edilemedi. Ani kararlar ile kitlesel kullanımına başlandı.
Zira 1. Dünya savaşında Alman askerlerinde moral bozukluğu depresyon ve isteksizlik nedeniyle raporlar mevcuttu. Ayrıca bu yıllarda askerler düşmana ateş etmekten dahi acizdi. Tüm cephelerde böyle. Hatta İngilizlerin ateş etmeyi unutan askerler için askerlerin kafasına vuran timi bile vardı. İşte bu motivasyonsuzluk ve acıma duygusu 2. Dünya Savaşında Alman ordusunda ortadan kaldırılmıştır büyük ölçüde pervitin sayesinde.
Ancak gün geçtikçe pervitinin yan etkileri ortaya çıkıyordu. Ani kalp krizleri ve askerlerde halüsinasyonlar, sorunlara neden olmaya başlamıştı. Askerler üzerinde artan etkileri tespit edildikten sonra Alman sağlık bakanlığı pervitini azaltma yoluna gitti. Çünkü pervitin etkisi geçince yoksunluk krizi ortaya çıkıyordu.
İngiltere düşürdüğü Alman uçaklarında bulduğu pervetinden yola çıkarak amfetamin olan Benzedrine spreyleri üretti ve kullanmaya başladı. Ancak bu uyuşturucu da uykusuzluk verse de yorgunluğu gidermiyordu. O kadar üzücüdür ki bu uyuşturucu içerikli spreyler soğuk algınlığı ilacı olarak İngiltere de çocuklara dahi verilmiştir. Tabi bu o dönem büyük oranda bilgisizlikten kaynaklanıyor.
Müttefikler moral arttırıcı etkileri sebebiyle askerlerinde amfetamin kullanmışlardır ancak savaş boyunca hiçbir savaşan devlet Japonya kadar uyuşturucu kullanımında bulunmamıştır. Japonlar metamfetamin üretimini oldukça arttırmış ve fabrika işçilerinden askerlere pek çok insana güçlendirici tabletler verilmiştir. Özellikle kamikaze pilotlarına intihar görevlerinden önce bolca içirilmiştir.
Savaşın ardından Japonya’da bağımlılığa dönüşen methamfetamin kullanımı ilerleyen yıllarda Yakuza yani Japon mafya örgütünün kontrolüne geçmiştir.
Yine Vietnam savaşı ile ABD askerlerinde kullanılan methamfetamin türevleri ile yüksek motivasyonlu uykusuzluk görmeyen askerler hedeflenmiştir.
Tabi tek başına pervitin yada metamfetamin Alman ordusunun savaşın ilk yıllarındaki hızlı ilerleyişinin temel dayanağı değildir. Fransızların Majino hattına fazla güvenmesi, Avrupa devletlerinin bağıra bağıra gelen savaşa uzaktan bakmaları ve hazırlıksız yakalanması genel olarak savaşın belirleyicileri olmuştur. İyi hazırlanmış ve donanımlı Alman ordusu tecrübesiz ve hazırlıksız Fransızlara büyük bir şok yaşatmıştır. Terk başına methamfetamin kullanımının savaş kazandırdığı fikri tabi ki yegane sonuç olamaz, pek çok faktör vardır. Amfetamin ve pervitin türevleri süper asker yapmayı bu kadar sağlıyorsa o zaman Doğu cephesinde neden işe yaramadı yada savaşı Normandiya çıkarmasını Almanlar lehine çevirmedi denebilir.
Tüm bunlara rağmen pervitin Dünya savaşında ki etkisi yukarıda değindiğimiz 2015 yılında çıkarılan kitap ve bunun üzerine çekilen Netflix yapımı "Greatest events of wwii in colour" belgeseli ile dikkat çekmiştir. Tüm her şeyin tek bir ilaç ile ortaya çıkmış olması tabi beklenmez. Ama pervetin ve methamfetamin türevlerinin özellikle savaşın ilk yıllarında Nazi askerleri tarafından, savaşın ilerleyen dönemlerinde müttefiklerce ve savaş süresince tüm Japonya’da kullanıldığı tarihsel bir gerçektir. Tüm bu kullanımlar ve ordu ile halka uyuşturucu ilaç verilmesi devlet eliyle yapılmış olması ve desteklenmesi, işte dehşet verici boyutu buradadır. Yani dünyanın süper ülkelerinin Machavelli’nin ünlü Prens kitabında değindiği Zafere giden her yol mubahtır sözünü uygularmışçasına sadece zafer kazanmak için kendi halkını ve askerlerini zehirlemesi düşündürücü ve sorgulayıcıdır.
Yorum Gönder