Antik Mısır'ın Kapısını Aralayan Rosetta Taşı Nedir

 

Tarihin en gizemli taşlarından biridir Rosetta taşı ya da diğer bilinen adıyla Reşit taşı. Napolyon'un Fransız kuvvetlerinin Mısır Seferi sırasında 17 Temmuz 1799'da Kale yapımında Pierre-François Bouchard bir subay tarafından tesadüfen bulunmuş ve bulunduktan sonra antik Mısır'ın gizemlerini ortaya çıkarmış taştır.

Taşı bu kadar ünlü yapan olay taşın antik Mısır Kralı tarafından üç dilde yazılmış olmasıydı. Yani bu diller Mısır'da halkın kullandığı dil demotik, hiyeroglif ve antik Yunanca yazılmasıydı. Nedeni ise kralın emirlerinin hem o zaman ki Mısır'daki Asil kadronun, hem halkın hem de komşu Yunanistan'ın rahatça okuyup anlaması amaçlanmıştır.

3 dilde yazılmış olması sayesinde Rosetta taşı Mısır hiyerogliflerinin çözülmesini sağlamış yazıttır. Ama basit gibi görünse de büyük bir gelişme olmuştur.
Taşın Avrupa'ya getirilmesinin ardından antik Yunanca ve antik Mısır uzmanları hiyeroglif yazısını çözmek için popüler bir mücadeleye girmiştir. Çünkü Mısır hiyeroglifleri o zamana kadar okunamıyordu. Nedeni Büyük Tufan'dan önce oluşturulduğu sanılan dilin, kullanılmaması ve bu nedenle Mısır'da bulunan onlarca hiyeroglif yazısının çözüm bekliyor olmasıydı.

Rosetta Taşı Ne Yazıyordu

Rosetta taşı yada Reşit taşı olarak bilinen bu tarihi eserde, genç bir hükümdarın başa geçmesi anlatılmaktadır. Büyük İskender'in Mısır'ı fethettikten sonra hüküm süren Ptolemaios hanedanının hükümdarlarından yeni tahta geçen bir hükümdar tarafından yazılmıştır. Bu taş siyah bazalttan yapılmış ve kralın buyruklarını içermektedir. Taş genel olarak ilk etapta yeni Kralın, Amon'un soyunun geldiği gibi bilgiler yazmakta ve yeni kral övülmektedir. Daha sonra da halka ve komşulara çeşitli mesajlar taşımaktadır.

Rosetta taşı bir fermandır ve bu keşiften sonra ilk etapta yine hiyeroglif dilini çözmek mümkün olmamıştır. Bunun üzerine Fransa ve İngiltere'de uzmanlar hemen çalışmalara başlamış. İngiltere'de Thomas Young isimli bilim adamı ve Fransız araştırmacı Jean François Champollion demotik ve hiyeroglif dilinin çözülmesinde oldukça katkıda bulunmuşlardır.

Özellikle Fransız Champollion hala bugün konuşulan Kıpti ve antik Yunan dillerinden yola çıkarak Reşit taşındaki önemli gördüğü yerleri daire içine almış, bu simgelerin özel isim olabileceğini düşünmüş ve buradan devam ederek Kleopatra ismine ulaştığı ve özel isimleri çözdükten sonra taşın tamamını çevirdiği ve bu sayede taşın gizeminin aydınlandığı bilinmektedir.

Rossetta taşı ile birlikte hiyeroglif yazısı çözülmüş ve antik Mısır'ın sırlı dünyasına giriş kapısı açılmıştır. Bu taş İngiltere'de British Museum'da sergilenmektedir. Ancak Uzmanlar bu taşın birkaç kopyasının ve devamının olduğunu, bunların hala Mısır'da çıkarılmayı beklediklerini düşünmektedirler.

Reşit Taşı Birinci Dünya Savaşı'nda bombalanma tehlikesi nedeniyle iki yıl boyunca Hellborn metro istasyonunda tutulmuştur.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski