Atlantis
efsanesi Platon’un ilk defa eserlerinde
(Critias ve Timaeus kitapları) geçmiş, M.Ö 9000 veya 9500 dolaylarında bir
gecede suya gömüldüğüne inanılan, çok refah ve zenginlik içerisinde yaşadığı
sanılan efsanevi kayıp uygarlık ve kıtadır.
Aynı Mu Kıtası gibi
Atlantis kıtasının da çok entellektüel insanların yaşadığı ve çağın çok
ilerisinde bir hayat sürdüklerine İnanılır. Mu Kıtası teorisini ortaya atan
İngiliz subay James Churchward’a göre Atlantis, Mu Kıtası'nın bir kolu ve
devamıdır.
İlk defa
Plüton'un kitaplarında yer alan kıtaya göre Atlantis, milattan önce
9000’lü yıllarda Batı Avrupa'nın tamamına sahip olmuş ve fethetmiş bir
uygarlıktır. Uygarlık sonunda Atina'yı fethetmeye kalkmış, Tanrıların gazabına
uğrayarak bir gecede suya gömülmüştür.
Atlantis
daha sonraları da Sokrates gibi bazen düşünürlerin yazılarında geçmiş, Mısır
rahiplerinin öğretilerini dayanmaktaydı. Onların öğretilerinde ve bölgelerinde
de Atlantis geçmektedir. Eski öğretilere göre Atlantis soylu kişiler
tarafından yönetilen zengin bir kıta iken, bir gecede sulara gömülmüş kaybolup
gitmiştir.
Atlantis’in
hakkında bugün hala araştırmaları yapılmaktadır. Kimi tarihçilere göre Atlantis,
Adland ismi ile de geçmektedir ve bu nedenle Kur'an'daki Ad
kavmi de
ilişkilendirenler vardır.
3. Ramses
yazdırdığı eserlerde Atlantis’ten bahseder ve bugünkü Roma civarlarında olduğunu
iddia eder. Bunun üzerine bazı tarihçiler Mısır halkının ve medeniyetinin
Atlantis’ten oraya göç eden insanlardan oluştuğunu iddia etmektedir. Ünlü
tarihçilerin iddialarına göre Mısır tarihi (piramitlerin yapılmasını hatırlayın) Çok üst
düzey bir medeniyettir ve hiç başlangıç dönemi görülmemiştir. Direk medeniyetin
başladığından beri olgun ve işi bilen insanlardan oluşmuştur. Bu nedenle bu
insanların Atlantis'in bilgeliğinden geldikleri ve bu bilgelikleri ile
yeni Mısır topraklarında böyle çağın ilerisine geçecek şekilde yapılar ve
eserler bıraktıkları şeklindedir.
Özellikle Kanadalı
araştırmacıların Atlas Okyanusu’nda yaptığı araştırmalarda Küba kıyılarının
700 metre açıklarında ve 180 metre derinlikte Bermuda Şeytan Üçgeni'nin dibinde
piramitlere benzer şekiller içerisinde antik yapılar bulunan şehirler
bulunmuştur. Bu Şehrin Atlantis olduğu iddia edilmektedir. Ayrıca M.Ö.
12.000 ve 9500 yıllarda buzul çağı ve büyük depremlerin yaşandığı, hatta
İngiltere civarında Denizin dibinde büyük ormanların bulunduğu bilinmektedir.
Atlantis’in de bu süreçte Atlas okyanusunun içerisinde kaybolduğu sanılmaktadır.
Buzul çağında su seviyesinin az olması ve havanın ısınması ile buzların erimesi
sonucu kurulan şehrin sulara gömüldüğü öne sürülse de bunun bir gecede
olmayacağı muhakkaktır.
Başka bir
Amerikalılar tarafından yapılan çalışmaya göre Atlantis vardı ve
bugün Kıbrıs ile Suriye arasındaki bir bölgede denizin altına gitmiştir.
Bugünkü Kıbrıs Adası, Atlantis'in devamıdır. Yani Suriye ve Kıbrıs arasındaki
kalan bölge Atlantis yerleşim yeri idi ve Akdeniz'in derinliklerine
gömüldü.
Her ne kadar
Atlantis’in yeri sürekli araştırılsa da aslında Atlantis'in Pluton'un
Ütopya şehirlerinden biri olduğu, böyle bir şehrin Aslında olmadığı, Plüton'un
Sicilya işgali ve Truva Savaşı'ndan etkilenerek böyle bir kayıp şehri
eserlerinde işlediği şeklinde iddialarda sürmektedir. Buna göre Plüton, Santori
adasında yaşanan depremle yıkılan Minos uygarlığını Atlantis ismi ile
eserlerinde yer vermiştir.
Diğer kısım
tarihçiler ise hala aktif Arkeologlar eşliğinde Atlantis'in yerini araştırmakta
ve Son zamanda özellikle ülkemizde Manisa dolaylarında ve
Ege'de araştırmalarını yoğunlaştırmaktadır. Atlantis habercilerine
göre Atlantis büyük bir deprem, daha büyük bir felaket nedeniyle
yıkılmaya başladı ve kayıklarla kaçan kişiler, Atlantis Efsanesi’nin
temelini oluşturdu. Yok olmasını Büyük Tufan'a bağlayan tarihçiler
çoğunluktadır. Bu teoriye göre Büyük Tufan neticesinde yok olan kayıp
şehirden kaçanların Bugün Aztekler ve İskandinav ülkelerine, Avrupa ülkelerinden
Mısırlıları pek çok halkın temelinin Atlantis e dayandığını
iddia etmektedirler.
Yorum Gönder