Mareşal Tito Kimdir

F

Josip Broz Tito (7 Mayıs 1892 Kumrovec Hırvatistan) fakir bir köyde ailenin yedinci çocuğudur. Babası Hırvat annesi Sloven’dir.

Tito Kimdir


Çocuklu fakirlik içinde geçen Tito, gençlik yıllarında Avusturya ve Bohemya’da çeşitli işlerde çalışmış, çalıştığı yerlerde sendika faaliyetlerine katılarak Hırvatistan Sosyal Demokrat Parti’sine girmiştir. Zagrep'te 25. alay da askerlik hizmeti için silah altına alındı. Birinci dünya savaşı başladığında Sırbistan'a gönderildi. Bu savaşa karşı olduğunu söyleyerek propaganda faaliyetleri yaptığı için tutuklandı, hapse atıldı. 1915’te serbest kalınca Karpat cephesinde tekrar savaşa katıldı. Burada gösterdiği başarılar üzerine cesaret madalyası verildi. Rus ordusuna esir düşen Tito, esir kampında Türklerle tanışmış ve Türkleri çok sevdiğini belirtmiştir. Rusya'da Bolşeviklerin safında 1917-1920 devrime ait savaşlara katıldı. 1920’de Yugoslavya'ya geri döndü ve Yugoslavya komünist partisinin kurucuları arasında yer aldı.


Komünist Partisi’ne bağlı yürüttüğü siyasi faaliyetlerden dolayı birçok kez tutuklandı.1937’de ülkesinden çıkarak Avrupa'nın çeşitli yerlerine görevli olarak gitti. 1936’da Paris Enternasyonal Tugayları'nın İspanya'ya geçişini organize etti. Bu çalışmalardan dolayı Yugoslavya Komünist Partisi genel sekreterliğine getirildi. II. Dünya savaşı çıkınca, kurtuluş kongresi komitesi kurdu. İşgal kuvvetlerine ve onlarla işbirliği yapan çetelere karşı gerilla savaşı başlattı. Çevresindeki kişilere görev verirken ve iş yaparken sık sık “Tito sen bunu yap” dediği için, arkadaşları kendisi esas ismi olan Josip Broz’un yanına Tito eklemiş ve Mareşal Tito bu lakabıyla meşhur olmuştur.

Alman Nazi birliklerinin Yugoslavya'ya saldırmaları üzerine ülkesindeki komünist cepheyle birlikte direniş hareketini başlatan Tito, farklı etnik ve dinsel gruplardan oluşan halkın birlik ve dayanışma duygularını hitap ederek örgütledi ve Alman güçlere karşı koyacak Partizan direniş grubu oluşturdu. Almanlara karşı başarıyla direnen Partizanlar, 1943’te Almanları geri püskürtmeyi başardı ve kurulan geçici hükümeti de aynı yıl Yugoslavya'nın  yapısını belirlemiş oldu. Tito 1945 yılında ülkenin yönetim şekline resmi olarak monarşiden federal cumhuriyete çevirmeyi başarmıştır.

Mareşal Tito sosyalist olmasına rağmen başa gelmiş ve Rusya'nın politikalarını uygulasa da Yugoslavya'yı herhangi bir dış gücün bağımlılığından uzak tutmayı başarmış ve batılı devletler ayrıca ABD ile sıcak ilişkiler kurabilen ilk sosyalist lider olmuştur. 13 Ocak 1953 tarihinde Yugoslavya devlet başkanı seçilen Tito, 16 Mayıs 1974 yılında yaşam boyu devlet başkanı unvanı aldı. 1980 yılında ölümüne kadar bu görevi sürdürdü.

Josef Broz Tito Yugoslavya'da Mayıs 1980 de hayata gözlerini yumdu. Tito karizmatik duruşu ile Yugoslavya'nın farklı etnik topluluklardan oluşan kompleks yapısını bir arada tutmayı başarmıştır. Onun ölümünden sonra Yugoslavya’da çözünme başlamış, 1992 yılında Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti dağılmıştır.

Tito Varşova paktının 1968 de Çekoslovakya işgalini kınamış, sık sık Asya, Afrika ve Latin Amerika'ya geziler yaparak bağlantısızlar hareketinin güçlendirmiştir.
Yunanistan'daki komünist hareketlere sürekli destek vermesi nedeniyle batı ondan desteğini çekmiş, Yugoslavya'yı kendi yönetim ve denetimi altına almak isteyen Stalin'in Tito'yla arası daima açık olmuştur.
.
Tito Yugoslavya'nın eşit halklardan meydana gelen federal bir toplum olduğunu ilan etmiş, Almanlara karşı verdiği mücadele ve ülkeyi kurmasındaki çalışmalarından dolayı Tito'ya 1943’te Yugoslavya mareşalliği, daha sonra 7 Mart 1945’te hükümet başkanlığı ve başkomutanlık verilmiştir. Dünyada en ünlü Mareşallerden biridir.

Tito Yugoslavya halkı pek çok etnik ve dinsel yapı içermektedir. Herkese değer vererek karizmatik duruşuyla bir arada tutmayı başarmış, saldırgan olmayan tutumu nedeniyle Sırp milliyetçileri ve Çetnikler, hala kendisinden nefret etmektedir.Onun ölümüyle ülkede artan şiddet olayları, hoşgörüsüzlük Yugoslavya’nın dağılması ile sonuçlanmıştır.

Tito’nun İtirafı


Tito hayatını komünizm ve sosyalizm ölçülerine yaşamış ve onun ölürken yaptığı itirafı gerçekten çok çarpıcıdır. Ömrünü komünist ideoloji yolunda harcayan Salih Gökkaya daha sonradan Müslüman olmuş ve bu yolu bırakmıştır. Aşağıdakiler onun anlatımıdır.

Türkiye komünist talebe teşkilatı başkanı sıfatıyla Mareşal Tito’nun şeref misafiri olarak Belgrat'ta gitmiş, ömrümün son günlerini geçirmekte olan yaşlı hareketler eden Tito, artık ölüm döşeğindedir ve eski şaşalı günlerinden eser kalmamıştır. Onun gözleri yaşlı titrer vaziyetteki halini görünce Salih teselli vermek için demiş ki "efendim ölüm sizi korkutmasın belki maddi olarak aramızdan ayrılacaksınız ama yaptığınız inanılmaz hizmetlerle kalplerde edebi yaşayacaksınız"

Bunun üzerine Tito büyük pişmanlık içerisinde şu müthiş itirafta bulunmuştur. "Yoldaş ben ölüyorum artık ölümün ne derece korkunç bir şey olduğunu size anlatamam anlatsam bile siz gençler bunu anlayamazsınız. Düşün ölmek yok olmak, toprağa karışmak ve dönmemek üzere gidiş....İşte bu çıldırtıyor beni dostlarımızdan sevdiklerimizden unvanımızdan, makamlarımız dan ayrılmak,dünya güzellikleri bir arada görememek ne korkunç şey anlamıyor musunuz?"demiş.

Ardından "Size açık kalpli bir itirafta bulunmak istiyorum ben öldükten sonra toprak olacaksam benim yaptığım mücadelenin değeri nedir söyleyin bana. Yoldaşlarımın kalbine gömülecekmişim, unutulmayacakmışım ve alkışlanacakmışım neye yarar! Ben öldükten sonra beni alkışlayanların takdir sesleri, kabirde vücudumu parçalayan yılan ve çıyanları insafa getirir mi söyleyin! Bu gidiş nereye! Bunun izahını yani ölümün ve sonrasının izahını Marx, Engels, Lenin yapamıyor.

Ben bunu itiraf etmek zorundayım ben Allah'a Peygambere ve ahirete inanıyorum artık. Dinsizlik çare değil. Düşünün, şu kâinatın bir yaratıcısı şu muhteşem sistemin bir kanun koyucu olmalıdır bence. Ölümden sonra mazlum gidenlere zalimlik edenlerin bir hesaplaşma yeri olmalıdır. Hakkını almadan, cezasını görmeden gidiyorlar. Böyle keşmekeş olmaz ben bunu vicdanen hissediyorum onların ahlarına kulak verecek bir merci, onların ilahlarına kulak verecek bir merci olmalı. Yoksa insan teselli nerden bulacak bunun bir açıklaması olmalı.
Son olarak aynen bunu demiştir “Nedense ölüm kapıya dayanmadan bunu idrak edemiyoruz. Belki de göz kamaştırıcı makamlar buna engel oluyor ben bu görüşteyim yoldaşlarım siz ne derseniz deyin." Mareşal Tito 4 Mayıs 1980 Ljubljana Slovenya

Post a Comment

Daha yeni Daha eski