Amerika Gerçekten Aya Ayak Bastı mı?


Tarihimizin belki de en ünlü komplo teorisi, Amerika'nın gerçekten aya gidip gitmediğidir. Çünkü o zamanın teknolojisi yapısına aykırı olan gerçekler tespit edilmiş ve NASA'nin yayınladığı fotoğraflarda yapılan incelemelerde, gerçeğe aksa aykırı eksiklikler tespit edilmiştir. Bu nedenle pek çok tarihçi ve teorisyen Amerika'nın aya gitmediğini iddia etmektedir.

Öncelikle Amerika'nın eğer Ay'a ayak basmadıysa bu yalanı neden söylediğini inceleyelim. O zamanki Amerika'nın dünyada tek rakibi Sovyet Rusya uzaya ilk insanı, ilk kadını ve ilk hayvanı göndermiş, o zaman çok popüler olan uzay yarışında açık ara önde idi. Uzay yarışı bilimsel değil ideolojik ülkeler arası yarış şeklinde bir amaç taşıyordu. Amerika Ruslardan önce Dünyanın uydusu aya gitmek istediğini açıklamış, ilk giden ülke ünvanını alınca Rusya'yı uzay yarışında geçmiş, dünyadaki prestijini taçlandırmış, bir taşla kuş sürüsü avlamıştı.

Yoksa aya ayak basma olayı Hollywood stüdyolarında hazırlanmış bir film karesi miydi? Aslında pek çok insan böyle düşünmektedir. Gelelim ay ile ilgili bazı açıklanmayan ve de komplo teorisyenlerinin Aya gidildiği yalanı şeklinde öne sürdüğü delilere...

1960'ların sonunda ve 70'lerin başında dünyadaki teknoloji birikiminin ne kadar olduğunu hiç düşündünüz mü ? Bu teknoloji 3 insanı dünya atmosferinden çıkarıp yüz binlerce kilometre uçurduktan sonra aya indirmeye yetecek derecede olabilir miydi ?
Peki bugünkü modern çamaşır makinalarının sahip olduğu kapasitenin biraz daha fazlasına sahip Apollo 11 gemisinin bilgisayarlarıyla bunu nasıl gerçekleştirmiştir. Kaldı ki o zamanın bilgisayarları bir uzay gemisinin içine sığdıramayacak kadar küçük değildi. Oda büyüklüğüne varan boyutları vardı.

Ya peki NASA 60'lı yılların teknolojisiyle nasıl oldu da bu kadar yüksek kaliteli görüntüler ve fotoğraflar elde edebildi. İşte buna benzer sorular çok geniş kitlelerin kafasını uzun zamandır karıştırıyor. Çok teorisyene göre Sahte Uzay uçuşları oldukça sıkı güvenlik altında bulunan geniş bir arazi üzerine kurulu, içerisinde gelişmiş ses ve ışık stüdyoları barındıran Norton hava üssünde gerçekleştirildi.

İddia odur ki NASA'nın soğuk savaş mühendisleri tüm insanlığı kandırmışlar ve de 25 milyar dolarlık uzay çalışmalarını haklı kılabilmek ve başta SSCB olmak üzere tüm dünyaya gözdağı verebilmek için 6 sahte uçuşu düzenlemişlerdir. Bunlar araştırmacı Bill Kaysing'in görüşleri. Kaysing ve ülkelerine güvenmemeyi öğrenen milyonlarca Amerikalı hiçbir zaman Aya ayak basan olmadığına inanıyor. Kaysing, son 20 yıldır Amerika'nın aya gitmediğini ispatlamaya çalışıyor.

Kaysing 1956-1963 yılları arasında Apollo projesinin kilit birimlerinden biri olan Rocket down araştırma merkezinde çalışmıştır. NASA aya hiçbir zaman gidemeyeceğimizi biliyordu diyor Kaysing. 50'li yılların sonlarında astronotların inebilmesi için ilgili bir fizibilite çalışması yapıldı. Ortaya çıkan sonuç 0,0017 gibi bir rakamdı, neredeyse ümitsiz yani. 1967'de fırlatma rampasında meydana gelen yangında üç astronot yanarak hayatını kaybetmişti. Ama nasıl olduysa 1969'da şaha kalkan NASA aya insan gönderdi hem de sıfır hatayla.

Peki televizyondan gördüklerimiz ve yüz binlerce kişinin canlı olarak seyrettiği roketlerin fırlattıkları ve aydan gönderilen görüntüler, ayda yapılan yürüyüşler, tüm bunlar nasıl yapılmıştı? Artı uzay programlarında çalışan binlerce kişiden bu gerçek nasıl gizlenmişti. Yoksa onlar da dev aldatmacanın bir parçası mıydı? Kaysing'e göre bunlar kolay işler. Size Roketlerin aslında kutuplara indiğini, daha sonra orada görüntülerini çekilerek astronotların okyanusta sanki uzaydan geldiğine sanmış bir hava oluşturuluyordu. Kaysing bir pilotun ağzından Tokyo'dan San Francisco'ya uçan bir kargo uçağında Apollo 15'in ay modülünün yüklendiğini iddia etmiş, ama kesin tarih ve havayolu ismi söyleyememiştir.

Aydaki kayalara gelince bunların Nasa'ya ait jeoloji laboratuvarında yapıldığı öne sürülmektedir. Apollo projesinde çalışanların ise sadece küçük bir kısmı büyük aldatmacadan haberdardı. Onlarda ikramiye ve hayat güvencesi gibi avantajlar sayesinde büyük sırrı kendilerine saklamayı tercih etmiştir.
Bir başka iddia ise aya gitme olayının ufolar ve uzaylılar yardım edilerek yapıldı. Bazı teorisyenler oraya gittik ama kendi uzay gemilerini de değil UFO'lar dan elde ettiğimiz sıfır yerçekimi teknolojisi ile yapılan roketlerle diyor. Bunun içinde kaynak, 51. bölgede düşen  sözde UFO'lardan edinilen teknolojiye dayandırılıyor.

İddiaların teknik kısmına gelirsek 1960'lı yıllardaki özel efekt projesi o kadar gelişmiş miydi ? Uzmanlarına göre bu mümkündür ancak çok ünlü Hollywood yönetmenleri ayda çekilen görüntülerin gerçek olduğuna kesinlikle eminim şeklinde beyanatlar vermişlerdir. Komplocuların en sıkı dayanaklarından biri resimde de görüldüğü üzere üzerinde gezinen astronotların çekilen fotoğraflarının birbirinden farklı gölge boylarına sahip olmaları. Çünkü ay üzerinde tek bir ışık kaynağı var o da güneş. Stüdyo ortamı olduğu için gölge boyları farklı şeklinde iddia etmişlerdir.

İkinci bir iddia uzay modelinin indiği noktada modülün altında hiçbir şekilde iz yoktur. Ay yüzeyi anlatıldığına göre tozlu ve yumuşak olmasına rağmen modülün indiği yerde hiçbir iz bulunmamaktadır. Modülün altında iz olmamasına rağmen çevresinde astronotların ayak izleri mevcuttur. Acaba set işçileri daha önce senaryo çalışması yapan astronotlardan birinin ayak izlerini silmeyi mi unuttu:) yoksa

Başka bir iddia ise ay taşında bulunan C harfi. İddiaya göre sette işaretlenmiş kayayı unutulduğu için üzerinde C yazılı kayanın fotoğrafı çekildi. NASA işaretli kayanın fotomontaj olduğunu söylemiştir.

Komplocuların en önemli delili ise ayda atmosfer olmadığı halde dalgalanan bayrak. Peki rüzgar yoksa bayrak nasıl dalgalanıyor?
Ayrıca fotoğraflarda gökyüzünde hiçbir yıldız yoktur. Kapkaranlık bir gökyüzü fotoğrafları yansımıştır. Bununla ilgili NASA basit bir fotoğrafçılık mantığı ile açıklıyor, ışık yansıması şeklinde...

Komplocuların tezini kuvvetlendiren en sağlam fotoğraflardan biri de budur. Bilindiği üzere Ay'a ilk insan indiren Apollo 11 harekatında sadece Armstrong ve Buzz Aldrin ayak bastığı söylenmiştir. Ama Apollo 11'in bir astronotununa ait resimde ay yüzeyinde 3 astronot vardı. Bariz göze çarpıyor fotoğrafta görülen astronotun kaskından yansıyan fotoğrafta 3 adet astronot görünmekte.Bu da başka bir merak konusu...

Hesaplamalara göre ay yüzeyinde sıcaklık değişkenlik gösteriyor. Bu derece sıcaklıkta filmler erir ve insanlar muhtemelen rahatsız olur hatta ölür. Peki astronotlar nasıl bu kadar rahat görünüyor. Eksi 40 derecenin altına inen sıcaklıkta elektrikli cihazlar çalışmaz şimdi bile, peki o zaman nasıl çalışıyordu?

Dikilen Amerikan bayrağı açık vaziyetten birkaç saniye sonra inmiş, birkaç saniye sonra tekrar dalgalanır vaziyette görüyoruz. Peki atmosfer siz bu ortamda bu değişiklik nasıl gerçekleşiyor. Ayrıca bir uzay gemisi saatte 6 bin kilometre hızla hareket eden meteorlar kuşağı arasından sıyrılarak nasıl ayağa sağ salim ulaşıyor ve yine tekrar geri dönebiliyor.

Komploculara göre insanoğlu hiçbir zaman Ay'a gitmedi. Bizler Amerikan hükumeti tarafından aldatıldık. Dikkatler üç nokta üzerinde birleşiyor. Para, dikkat dağıtmak ve uzay yarışını kazanmak. Amerikan hükumeti uzay çalışmaları için 30 milyar dolar harcanmıştır. Olası bir başarısızlıkta vergi konusunda hassas kamuoyu bunun hesabını sandıkta soracaktır ve bunun için böyle bir parlak senaryo geliştirildi ve uygulandı. Başka bir olay dikkat dağıtma ise Ay uçuşuyla Amerikan halkının kötü giden Vietnam savaşı sebebiyle oluşan itirazlarını dindirmek isteyen hükumet, sahte uçuşlarını gündeme soktu.

Aya ayak basma sahte mi yoksa gerçek mi hala tartışmalar sürmektedir. NASA bu konu ile ilgili hala kendini savunmaktadır. Komplo teorisyenlerinin iddialarına hala net ve doyurucu bir cevap verebilmiş değildir.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski