Amiral Nelson (1758-1805) İngiltere'nin denizlerdeki üstünlüğünün temelini, bu zamana kadar süren İngiliz hâkimiyetinin temellerini atan kişidir. İngilizlerin en önde gelen kahramanlarından olan Nelson, Nil savaşında gösterdiği kahramanlıktan dolayı Sultan III. Selim'in de iltifatına mazhar olarak Osmanlı tarihindeki ilk nişan olan Osmanlı hilali ile ödüllendirilmiştir. Bu nişanı büyük bir gururla taşıyan Nelson, zaferiyle sonuçlanan Kopenhag deniz savaşının ardından imzalanan ateşkes anlaşmasının altına Osmanlı hilalinin şövalyesi şeklinde imza atmıştır. Aynı ifade tabutunda da yer almıştır. Kendisini resmeden tabloların çoğunda yakasında taşıdığı Osmanlı nişanı net olarak görülür.
Bu İngiliz amiralinin denizlerde kazandığı zaferler silsilesi, İngiltere'nin karadan müttefikleri ile birlikte Fransa'yı yenemediği bir dönemde Napolyon'un karşı durulmaz ordusunun İngiltere tarafından denizde durdurulması ile bitmiştir. Daha sonradan balina ile aslanın savaşı olarak tanımlanan bu durum, Nelson'un Napolyon'u yani balinanın aslanı yenmesiyle sonuçlanmıştır. Nelson'un oluşturduğu donanma, İngiltere'ye üzerinde güneş batmayan imparatorluğun dünyanın dört bir yanına dağılmış parçalarına güç nakletme olanağı tanırken aynı zamanda Napolyon'dan, Bismarck'a, Kaiser Wilhelm'e ve en son olarak Hitler'den korumuştur.
Askerlerine verdiği savaşmayı ateşleyici motivasyonun eşsizliğini tanımlamak için Nelson dokunuşu literatüre kazandırılmıştır. Amiral Nelson kariyeri boyunca deniz tutması hastalığından çekmiş, bir denizci ve savaşlarda tek kolu ve tek gözünü kaybetmiş bir asker olmasına rağmen şüphesiz tarihin gördüğü en başarılı kumandanlardan biridir.
29 Eylül 1758'de Norfolklu bir ailenin on bir çocuğunun altıncısı olarak dünyaya gelmiş, henüz 12 yaşında kraliyet donanmasına girmiştir. Sıradan bir denizci olarak ilk atandığı geminin kaptanı da dayısıydı. Ardından teğmenliğe yükselen Nelson, Amerika bağımsızlık savaşına katılmış ve Amerika'da isyancılara karşı savaşmıştır. 20 yaşına geldiğinde bir firkateyn kaptanı olarak atanan Nelson, Nikaragua'da İspanyol kalesine düzenlenen saldırıda yer almış ve ilk kez yenilgiyle tanışmıştır. Ağır bir sıtma rahatsızlığı geçirmiş ancak yine de bağımsızlık kazanmaya çalışan Amerikalılara karşı savaşmıştır.
Güney Amerika'da bulunan Türk adalarından Fransızları çıkarmak için 100 adamı ile başarısız bir girişimde bulunmuş, ardından Karayiplerde bir takım bürokratik görevler almıştır. Hatta birkaç yıl komutanlık yapmamış, yedekte bekletilmiştir. Nelson'un bu sıkıntılı ve dingin yaşantısını bir başka komutan Napolyon değiştirecektir.
Fransa'da Napolyon ihtiraslı dış politikasıyla dünyayı fethe girişince Nelson tekrar silah başına çağrıldı. 1793'te 64 toplu Agamemnon kalyonunun komutanı olmuştu. İlk olarak Akdeniz'e atanan Nelson, Napoli'de üs kurdurmuş, 1794'te Korsika'daki bir operasyon sırasında sağ gözü ile birlikte sağ kaşının da yarısını kaybetmiştir. Ardından 1797 yılına dek zaferlerle dolu bir yıl geçirdi. Savaşlarda dinamik ve cesur manevralarda kabiliyetini sergilemiştir. Hatta düz çizgide durması emredilmesine rağmen gemisini İspanyolların kaçmasını önlemek için ileri sürünce adamlarıyla birlikte bir İspanyol gemisinin güvertesine çıkarak göğüs göğüse savaşarak gemiyi ele geçirmiş, ardından o gemiyi basamak yaparak bir sonrakini ele geçirmiştir. İngiliz askerleri daha önce hiçbir amirali elinde kılıç dövüşürken görmemiş ve bu tarz onu efsane yapmaya yetmiştir.
Bu zaferin ardından Amiral Nelson'a şövalye nişanı verilmiş ardından terfi etmiştir. Yıl sonunda Santa Cruz'da başarısız bir harekâtta, Nelson bir misket tüfeği tarafından sağ kolundan vurulmuş, kol kemiği parçalanınca kangren olmasını engellemek için sağ kolu kesilmiştir. Bu olay üzerine Nelson'un "Ben Lord Nelson'um, bu da benim yüzgecim" dediği rivayet edilir.
En büyük rakibi İngiltere'nin sömürgesi Hindistan'a giden yolu kesmek isteyen Napolyon, Osmanlıların Mısır toprağına göz dikmiştir. Cebelitarık'ı ele geçirmek istiyordu. Bu sırada Osmanlı tahtında 3. Selim oturuyordu. Napolyon ünlü Mısır seferine başlayınca İngiltere ve Osmanlı bu durumdan rahatsız oldu. Bu esnada Osmanlı'nın Napolyon'la denizde cebelleşecek durumu yoktu. Bu iş Nelson'a yüklenmişti. Akdeniz'de Cebelitarık'tan okyanusa da çıkarak Napolyon'un donanmasını arayan Nelson, Fransız donanmasını nihayet Mısır'ın Nil deltasındaki Ebukır koyunda kıstırmıştı. Nil savaşı olarak tarihe geçen bu çatışmada Amiral Nelson Fransızları darmadağın etmiş ve bu zaferi denizcilik tarihi açısından takdire şayandır. Sonuç olarak Akka kalesi önünde de Osmanlılar tarafından durdurulan Napolyon, Mısır seferini durdurmak zorunda kalmıştır. Denizde Nelson, karada Osmanlı, Napolyon'a geçit vermemiştir. Nelson bu başarısının ardından Osmanlı tarihinde ilk kez bir yabancıya, ilk askeri nişan olan Osmanlı hilali verilmiştir. Nelson Nil savaşının ardından kırmızı amiralliğe yükseltilmiştir.
Tarih 1801'i gösterdiğinde Amiral Nelson bu kez Danimarka donanmasına karşı savaşmıştır. Danimarka, İsveç ve Rusya'nın silahlı tarafsızlığını bozma adına gerçekleşen Kopenhag savaşı esnasında başarılı olmuş, bu arada İngiltere'nin belalısı Napolyon, İngilizleri işgal etmek için asker yığarken, iki ülke arasında Amiens barışı imzalanmıştır. Zaten sağlığı bozuk olan Nelson emekli edilmiştir.
Amiens barışı uzun sürmeyince Nelson tekrar çağrılmıştır. Akdeniz'deki İngiliz donanmasının başkumandanı olmuştur. 1803'te atandığı görevde seferler yapan Nelson neredeyse iki yıl karaya ayak basmamıştır. Fransız Filosu sürekli Nelson'dan kaçmış, Nelson ısrarlı takibine karşın Fransızları yakalayamamıştır. Bu arada İspanyollar, Fransızlarla birleşmiş ve bu durumda İngiltere ikisine de darbe koymak istemiştir. Britanya'yı ele geçirmek için İngiltere'ye doğru yola çıkan Fransız-İspanyol ortak donanması, İspanya'nın Trafalgar burnu açıklarında Nelson donanmasıyla karşılaşmış ve kovalamaca sona ermiştir. Nelson'un uzun zamandır beklediği fırsat karşısına gelmişti. 27 gemiye sahip Nelson'un karşısında 33 düşman gemisi vardır.
Savaş esnasında yoğun top ateşine rağmen Amiral Nelson düşman donanmasını ortadan bölerek gemileri kuşatmayı başarmıştır. Savaş esnasında gemiler çok yakına girmiş, Fransızların gemisinin keskin nişancıları Nelson'un gemisi olan Victory güvertesine atış alanına girdiği anda keskin nişancılar efsane amirale ateş etmiş ve onu ağır yaralamıştır. Yarasına rağmen Nelson 4 saat kadar bilincini kaybetmemiş, hatta ara ara kurmaylarından savaş gidişatı ile ilgili bilgiler almaya devam etmiştir. Sonuçta Nelson ölmüş, kariyerinin en büyük zaferini kutlamaya fırsat bulamamıştır. İngiltere, Fransız ve İspanyol ortak donanmasını yenmiş, sonuçta bu hezimetle Fransa İngiltere'yi denizden işgal etme rüyasından vazgeçmiştir. İlelebet dünya denizlerinin dev markalarla olan bu ülkelerin donanmaları arasında geçen savaşın şiddetini göstermesi açısından sadece Victory'nin yelkenlerinin 120 kez Fransız topçuları tarafından dövüldüğünü söylemek yeterli olacaktır. Amiral Nelson aldığı Trafalgar zaferi ile İngiltere'yi okyanusların rakipsiz efendisi yapmış, II. Dünya Savaşı'nın ardından bu durumu Amerika'ya devredene kadar üzerinde güneş batmayan imparatorluk oluşturmuştur.
Kör olan gözünü korsanlar gibi bantla kapattığı iddia edilse de bunu doğrulayan bir belge yoktur. Nelson komutanlarına inisiyatif tanıması ile meşhurdur. Fikirlerini çok önemserdi. Tabutu ezeli düşmanı Fransızlarla yaptığı savaşta ele geçirdiği ünlü L'Orient gemisinin direğinden yapılmıştır. Nelson iyi bir taktisyen olmakla birlikte iyi bir stratejist olmadığı yönünde görüşler vardır. Daha çok kalbiyle savaşan komutan sınıfında kabul edilir. 2002'de BBC tarafından yapılan ankette tarihin en etkili üçüncü İngilizi seçilmiştir.
Yorum Gönder