Hernan Cortes, (1485-1547) İspanyol ordusu adına 20 at 10 küçük topla
desteklenen 600 kişilik ordusuyla 15 milyondan fazla nüfusa sahip Aztek
imparatorluğunu işgal etmiş, Amerika kıtasının İspanyollar ve ardından tüm
batılı sömürgeci Avrupa devletleri tarafından sömürgeleştirilmesine ilk adımı
atmış ve zemin hazırlamış, İspanya adına Meksika topraklarını fethetmiş
İspanyol askerdir.
Hernan Cortes Kimdir
Cortes (Okunuşu Kortez)
İspanya'nın güneybatısında küçük bir asilzade aile olan Medellin ailesinin
çocuğu olarak 1485'te dünyaya gelmiş, 14 yaşındayken Salamanca üniversitesinde
hukuk okumuş, eğitimden sıkılınca okulu bırakmış, 1504’te kendisini bugünkü Dominik Cumhuriyeti’nde bulmuştur.
Hedefi yeni dünyaya yani Amerika'ya ulaşmaktı. 1511’de 18 yaşındayken Diego
Velazquez’in (İspanya Adına Küba Valisi) Küba'yı ele geçirdiği
askeri sefere katıldı. Burada gösterdiği cengaverlik ile Velázquez onu Santiago
şehri belediye başkanlığına atar.
1518’de Velázquez, Cortes'in
küçük bir güç oluşturulmasını istedi. Cortes'in İspanyollar tarafından ilk kez
bir yıl önce ziyaret edilen Meksika'ya bir keşif gezisi gerçekleştirmesini
istiyordu. Hernan Cortes bunun üzerine
hızlı bir şekilde hazırlığını tamamlamış, 18 Kasım 1518'de on gemi, 600 İspanyol, 100 kadar yerli,
birkaç zenci ve pirinçten yapılmış silahlarla Santiago’dan
ayrılmıştı. Cortez Tabasco'ya varmadan önce Yucatan sahilini keşfetmiş, Tabasco'ya
vardığında yerlileri bastırması zor olmamıştı. Her ne kadar yerel halk çok
zenginliğe sahip olsa da içeride kalan, Aztek İmparatorluğu’nun büyük
zenginlikleri konusunda yeteri kadar istihbarat
toplamıştı. Daha sonra burada Veracruz isimli liman kurdurmuş, içerilere
doğru ilerlemek konusunda çekimser olan askerlerin kaçmasını önlemek için de
gemileri yaktırmıştır. Tek bir amacı vardı o da Aztek altınlarını ele geçirmek.
İspanyolların efsanevi
keşfi denizcisi Conquistador (fatih) olarak isimlendirdikleri
asker Hernan Cortes, Azteklerin başkentine ilerlerken
karşısına çıkan kabileleri bir bir mağlup etmiş, bu arada Aztek kralı
Montezuma'ya vergi vermek istemeyen Toltekler ve Tlaxcalanslar gibi bazı
kabilelerde ona katılmıştı. Kortez Aztek başkentine yaklaştıkça yerlilerin
sakallı ve beyaz tenli tanrı kuralları ile ilgili efsanelerinden haberdar
olmuştu. Bu efsaneye göre Aztekler tanrı krallarının yani Quetzalcoatl’ın
gelişini karşılamak için büyük bir tören hazırlıyordu. Bu arada Montezuma (II. Moctezuma) yaklaşan
tehlikeden haber almıştır. Ancak Montezuma Cortes’i durdurmak için girişimimde
bulunsa da halk, destanının gerçek olduğunu düşünerek Tanrı sandıkları
Hernan Cortez ve İspanyol askerlerinen iyi şekilde karşılanmasını öngören
efsaneden ve İspanyol atları ile silahlarından korktuklarından dolayı,
İspanyollar karşısında etkinlik gösterememiş, bu şaşkınlıklarını Cortez ve
askerleri çok iyi şekilde değerlendirmiş ve Azteklerin başkentini ele
geçirilmiştir.
Bu arada Velazquez, Cortez'i
yenidünyaya yolladığından pişman olmuş, Cortez'in sınırını aştığını düşünmüş ve
peşine yakalama kararı ile İspanyol ordusunu takmıştır. Bazı tarihi kaynaklarda
Hernan Cortes’in Meksika’ya gitmek için Velazquez’i kandırdığı geçmektedir. Cortes
bunu duyunca acele ile ganimetleri toplamaya başlamıştı. Askerleri ikiye
bölmüş, bir kısmını Aztek başkentini korumak için görevlendirmiştir.
Geri kalan diğer yarının
başına geçerek peşine takılan İspanyol ordusuyla çarpışmış ve onları yenmiştir.
Ancak Azteklerin başkentinde
bıraktığı askerlerin beceriksizlikleri yüzünden Aztekler İspanyollara karşı ayaklanmaya başlamış, Cortes
ulaştığında şehir karışmıştı. Çıkan kargaşada İspanyollar geri çekilmek zorunda
kalmış, 1 yıl boyunca irili ufaklı çarpışmalar yaşanmış, hatta Hernan Cortes Monzeruma’yı
rehin almış ancak Cortez topları ve ateşli silahların sağladığı avantajlarla 3
aylık kuşatmanın ardından yeniden başkenti ele geçirmiştir. Tabii bu geri
kazanımda ateşli silahların yanı sıra, Aztekleri öldüren Avrupa'dan gelen
veba salgınında önemli payı vardır. Cortez yerle bir ettiği şehrin yeniden
imarına ağırlık vermiş ve şehrin ismini Mexico City olarak değiştirmiştir. Azteklerin başkentinde
kayıtlara göre işgal sırasında 200.000’ne yakın kişi yaşıyordu ki bu da o zaman
ki dünyada İstanbul ve Paris’ten sonraki 3. en büyük şehirdi.
Cortes'in tüm bu
zaferleri İspanya'da ses
getirmiş, Hernan Cortes zaferlerden
elde ettiği Aztek hazineleri İspanya'ya göndererek tüm seferini kendi şahsi
itibari ve kazancı adına değil İspanya adına yaptığını ilan etmiştir. Cortes zekâsı
ve acımasız politikalar sayesinde fethettiği toprakların boyutu ve zenginliği,
İspanya kralı 5. Charles'i büyülemişti. Böylesi bir zenginliği reddedemeyeceği
için Hernan Cortes’i fethettiği topraklar başına vali olarak atadı.(1522)
Böylelikle İspanya ile yeni dünya arasında trafik hızlandı. Kıta Avrupa'sından
bu topraklara akın başladı. Cortez yeni gelenlere Mexico City etrafındaki
hakimiyetleri artsın diye topraklar verdi. Bu dönemde kendisi de Honduras ve
Guatemala’yı Meksika ile birleştirmek için seferlere çıkmıştır.
Ancak Madrid'de Cortez'i
kıskananlar artmış ve Cortes'in ganimetlerine el konulup yardımcıları hapse
atılmıştır. Oda çağırarak 1528 de kendisine valilikten azlederek İspanya'ya
dönmesine emredilmiştir.
Cortes 2 yıl sonra
Meksika'ya döndüğünde eski gücünden eser kalmamıştır. 1536’da Meksika’nın Pasifik
kıyılarına doğru seferlere öncülük ederek California körfezini ele geçirmiştir.
1539’de tekrar anavatana dönen Cortes bu kez Osmanlı’ya karşı çarpışmak için
kılıca sarılmıştır. Cezayir’i geri almak isteyen Andrea Dorya yönetimindeki haçlı
ordusu ile beraber Barbaros Hayrettin Paşa’nın karşısına dikilmiştir. (1541)Her
ne kadar özveri gösterse de Osmanlı karşısında tarumar olmaktan kaçamamıştır. Hatta
bu savaşta haçlı donanmasının utancından Cortez’de payına düşeni almış, üstelik
çarpışma esnasında canını ucuz kurtarmıştır. Gemisi batmış ve ölümden güç bela
kurtulmuştur. Başarısız Cezayir seferinin ardından Cortez güçten düşmüş, yeni
maceralar ve keşifler için gerekli desteği bir daha hiç bulamamıştır. Yıllar
boyu acımasızca salladığı kılıcına veda ederek Sevilla yakınlarındaki
malikânesine kapanmış, 62 yaşında öldüğü 1547 yılına kadar orada
yaşamıştır. Ölümünden sonra vasiyeti gereği Meksika'ya götürülerek orada
gömülmüştür.
Aslında
Fernando yada Hernando ismiyle bilinse de yazdığı mektupların hepsini Hernan Cortes ismiyle imzalamış olması
sebebiyle bu isimle bilinir. Cortez şiddetin politik bir araç olduğuna inanırdı.
Hedefe ulaşmak için binlerce sivili katlettirdi. İspanyollar onu öldürdüğü
sivillere rağmen yetenekli, entelektüel ve iyi bir asker olarak görmektedir. Ayrıca Cortes’in tüm bunları Hristiyanlık için yaptığına inanırlar. Aynı zamanda fethettiği
yerler arasında Hristiyanlığı yaymak için güç kullanmaktan kaçınmamıştır. Aztek
yerlileri ateşli silahlar ve atlarla topraklarını işgale gelen beyaz
İspanyollar karşısında büyük bir şok yaşamışlardır. İlk defa ateşli silah
görmüşlerdi. Öyle ki İspanyol askerlerden birinin kafası kesilene kadar beyaz
adamların ölümsüz olduğuna bile inanmışlardır. Ayrıca böyle büyük bir
imparatorluğun (o dönem Aztek nüfusunun yaklaşık 15 milyon olduğu
düşünülmektedir) ufak bir ordu tarafından yıkılmasını kolaylaştıran şeylerden
biride Avrupa'dan gelen virüsler ve bağışıklık sistemleri buna
dayanamayan yerliler nedeniyle, veba salgını olmuştur.
Aztek imparatoru Montezuma elinden düşürmediği içecekten ülkesini işgale gelen Cortes ve adamlarına ikram etmiş, bu
içecekten çok etkilenen İspanyol kâşif içeceğin yapıldığı bitki tohumlarını
Avrupa'ya göndermiş, yeni içecek kısa sürede büyük ilgi uyandırarak kahve adıyla
tüm Avrupa'ya yayılmıştır. Kahvenin Avrupa'ya gelişi Cortes sayesinde bu şekilde
olmuştur. Gözden düştüğü günlerde bir fırsatını bulup kralı taşıyan at arabasına
tırmanan Cortes, kralın kendisine kim olduğunu sorması üzerine" ben
size atalarınızın miras bıraktığı topraklardan daha fazlasını veren adamım"demiştir. Hernan Cortes
Cezayir'in Osmanlı dan geri alınması amacıyla kendisi gibi ünlü denizci Andrea Doria
ile birlikte Barbaros
Hayrettin paşa'ya karşı savaşmış,
Barbaros hatıralarında Cortez için "bu Kortez denen zalim yenidünyada
yüzbinlerce insanı ateşte kızartan gayretle melun bir kâfirdir"
ifadesini kullanmıştır. Ayrıca Hernan Cortes
daha güneyde kalan İnka topraklarını İspanya adına fetheden Francisco Pizarro ile kuzendir.
Yorum Gönder