adam


Demir Maskeli Adam Aleksandr Dumas'ın romanından uyarlanmış, başrolünde Leonardo Dicaprio'nun olduğu bir filmdir. Kitabın orjinal ismi Demir Maske olup okuyanlar ve filmini izleyenler, bunun roman olduğunu, hayal eseri olduğunu hissetmişizdir. Ama aslında gerçek çok daha farklı...

Demir maskeli adam gerçek hikayesine gelirsek, bu gizemli maskeli mahkum gerçekten yaşamış, 1703 yılında Fransa'nın ünlü Bastille hapishanesinde ölmüştür. Demir maskeli adam 14. Louis'in bizzat emriyle 1669 gecesi hapishaneye getirilmiş, 34 yıl kimseyle konuşturulmadan hapis hayatı yaşamış ve 1703 yılı sabaha karşı hücresinde ölü bulunmuştur. Hücresindeki tüm eşyalar, mobilyalar dahil yakılmış, cesedi bilinmeyen bir yere gömülmüş ve hücresindeki duvarlar beyaza boyanarak kazınmıştır.


Kral 14. Louis'in emriyle demir maskeli adam 34 yıl hapishanede kalmış, kralın özel takibatına tabi tutulmuştur. Kralın emriyle ki belgeler mevcuttur, kendisine çok iyi bakılması, yüzündeki maskenin kesinlikle çıkarılmaması, kimseyle konuşmaması, sadece gözetim altında tutulması emredilmiştir. Aksi emre itaatsizlik cezası ölümdü.

Daha sonradan ortaya çıkan mektupta Demir maskeli adamın isminin Eustache Dauger olduğu, kralın ondan hoşlanmamasına rağmen özel ilgi gösterdiği, kimseyle konuşmaması ve mektuplaşmamasını emrettiği ortaya konmuştur.

Peki bu kadar gizemin sebebi neydi? Bu olay hala tarihin karanlık sırlarından biri olmaya devam etmektedir. Demir maskeli adamın aslında kralın gayrimeşru ikizi olduğu, veyahut İngiltere kralının oğlu olduğu ve hapsedildiği öne sürülmüştür. Bir başka iddiada onüçüncü Louis'in metresinden olma gayri meşru çocuğu olduğu ve krala çok benzediği için yüzünün kesinlikle gösterilmemesinin emredildiğidir. Aslında kimilerine göre ise gerçek, demir maskeli adam kralın ta kendisiydi. İkizi onun yerine geçip onu hapsettirdi ve krallığın keyfini sürdü.

İddiaların arka arkası hala kesilmemiş ve bu tarihi sır, filmle birlikte daha da ünlenmiştir. Günümüzde dahi aslında demir maskeli adamın uzaylı olduğu ya da kara büyü seanslarının ürünü olduğu şeklinde pek çok iddia dillendirilmektedir. 34 yıl kadar uzun bir süre normal insan vücudunun sürekli demir ile temas etmesi halinde deride iltihaplanma ve tahriş olacağından bahisle, bir kimsenin bu kadar uzun yıllar demir bir maske ile yaşamasının imkansız olduğu, bu nedenle Demir maskeli adamın aslında uzaylı olduğu, yani insan dışı bir varlık olduğu öne sürülmektedir. Ancak 1698 yılında tutuklu Demir Maskeli Adam Bastille hapishanesine götürülürken, yolda bir handa mola verildiği ve onu gören bir tanık aslında bu ünlü maskenin balina kemiğinden yapıldığını ifade etmiştir. Hatta çok ilginçtir Bastille hapishanesine getirilme sebebi, daha önce kaldığı Sainte-Marguerite hapishanede giriştiği bir olaydır. Demir maskeli adam gümüş tabağa, gümüş çatalla bir şeyler yazar ve bu yazdığı tabağı denize fırlatır. Bu tabağa ulaşan balıkçı yazılı tabağı tekrar hapishane komutanına teslim eder. Tutanaklar görülmüştür. Hapishane komutanı balıkçıya okuma yazma bilip bilmediğini, tabaktaki yazıyı okuyup okumadığını sormuş, balıkçı bilmiyorum deyince çok iyi yapmışsın eğer bunları okusaydın seni öldürmek zorunda kalırdık demiştir.

Ama gerçek şu ki Bastille hapishanesinin teğmenlerinden tutun, kralın özel yazışmalarına kadar pek çok belge ve dönemin tanıkları, demir maskeli adamın gerçek olduğunu, hapiste kaldığı süre boyunca yüzünü hiç kimse görmediğini, kimseyle konuşmadığını ortaya koymuştur. Babası 14. Louis ölünce yerine tahta geçen 15. Louis'in eğer yaşasaydı onu serbest bırakırdım, tüm söylentiler asılsız kimse gerçek nedir bilmiyor dediği iddia edilir.

Demir maskeli adam ilk etapta Fransa'da sonra tüm dünyada özellikle popüler kültür ile birlikte kurt adam, ejderha ve drakula gibi karakterler gibi mit olmuştur. Dünya tarihinin en gizemli mahkumu olarak gösterilen Demir maskeli adamın sırrı hala açıklanabilmiş değildir. İdamın oldukça yaygın olduğu ondördüncü Louis Fransa'sında maskeli bir mahkumun, neden idam edilmeyip yıllarca kimseyle konuşturulmadan hapis kaldığı akıllara intikam duygusunu getirse de tarihin büyük bir bilmecesi, hâlâ sebebi bilinmeyen bir gizemdir.