Kristof
Kolomb' un Amerika' yı keşfettiği ve ilk olarak Orta
Amerika' ya ayak bastığı yer alan Dominik Cumhuriyeti,
sıcakkanlı insanlara ve muhteşem doğal güzelliklere sahip bir ülke olmasına
karşın, tarihi kanla ve anti demokratik yönetimlerle yazılmış bahtı kara bir
ülkedir.
Dominik
Cumhuriyeti bağımsızlığını kazandıktan sonra, (tabii bu bağımsızlık
Sözde bağımsızlık oluyor, çünkü ABD' nin etkileri çoğu Latin
Amerika ülkesi olduğu gibi Dominik Cumhuriyetinin
üzerinden de hiçbir zaman kalkmamıştır) 1930 yılında devlet
başkanı askeri bir darbe ile indirilmiş ve Amerikan destekli Rafael
Leonidas Trujilo devlet yönetimini ele almıştır. Trujilo
ülkede tam anlamıyla kendi dikta rejimiyle hüküm sürdürmüş, Narsist bir
diktatörlük anlayışı ve baskıcı bir rejim ile ülkeye yönetmiştir. Öyle ki
ülkedeki caddelerin, yerlerin ve hatta dağların bile ismini değiştirip kendi
ismini vermiştir.
Trujilo, desteğini aldığı
Amerika ile kendi ve çevresindekilerin zenginliklerine zenginlik
katarken, halkın fakirleşmesine ses çıkarmamış ve özellikle insan hakları ile
eşitsizlik konusunda ses çıkaranlara yoğun baskılar uygulamıştır. Trujilo, yönetimi ele aldıktan sonra sayısız faili
meçhul ve kayıp vakaları yaşanmış, Hapishaneler Trujilo
aleyhtarları ile dolup taşmıştır. Trujilo kendisine şef denmesini
seven bir diktatör olup, yönetimi boyunca yaklaşık 50 bin kişinin ölümünden
sorumlu tutulmaktadır.
Rafael Leonidas Trujilo |
Bu
eşitsizlik karşısında, halkta yavaş yavaş hoşnutsuzluk ve isyan hareketleri
ortaya çıkmaya başlamış, çeşitli halk hareketleri ile rejime karşı düşman bazı
oluşumlar meydana gelmiştir. İnsan haklarının ülkede artırılması, gelir
eşitsizliğinin dengelenmesi, toplumun demokrasi ile yönetilmesi gibi haklı
sebepleri isteyen halk çeşitli gizli örgütlenme çalışmalarına
girmiştir.
Dominik
Cumhuriyetinde, Trujilo dikta rejimine karşı en popüler ve
dünya tarihine damga vuran, Kelebek Hareketi ya da
Clandestina ismi ile bilinen ve üç kız kardeşin oluşturduğu
hareket damga vurmuştur. Maria, Patria ve Minerva Mirabal isimli
üç kız kardeş, Mirabal kardeşler olarak dünya tarihine geçen ve
bugün bile direnişin sembolü olarak bilinen kız kardeşlerdir. Hazin bir
hikayeleri de olsa, sonları korkunç da gitse hayatlarını kaybetseler de, daha
sonra ülkenin kaderini baştan değiştirecek ve bu değişim dünya kamuoyuna
yansıyacak ve büyük bir kazanım olacaktır. Yani dünyayı değiştirmek için önce
kendinizin değişmesi gerektiği fikri, Mirabal kardeşler ile vücut
bulmuş bir söylem olmuştur.
Mirabal kardeşler, Clandestina
veya Kelebek Hareketi çerçevesinde sürekli Halkın
Demokrasi ile yönetilmesi, gelir eşitsizliği ve insan hakları ihlallerini
kamuoyunda duyurmaya çalışmış ve bunun için çeşitli faaliyetlerde
bulunmuşlardır. Tabii bu özgürlük hareketleri, diktatör Trujilo'
nin en sevmediği hareketti. Mirabal kardeşleri terörist ilan etti.
Onlardan ülkenin kötü duruma düşmesini isteyen vatan hainleri olarak bahsetmiş
ve durdurulmaları gerektiğini söyleyerek, her zamanki gibi baskı ve şiddeti ile
Mirabal kardeşlerin sesini kısacağını sanmıştır. İlk etapta onları ceza
evine atmıştır. Mirabal kardeşler mücadeleleri boyunca pek çok kez
ceza evine girip çıkmışlardır.
Trujilo için Mirabal
kardeşlerin ceza evine girip çıkması yetmemiş, tüm mal
varlıklarına el koydurmuştur. Mirabal kardeşler yaptıkları
faaliyetlerde hiç yalnız kalmamışlardır. Dedeleri ve eşleri tarafından sürekli
desteklenen Mirabal kardeşlerin hazin sonu, kendileri gibi ceza
evine düşen kocalarını ziyarete gittikten sonra yaşanacaktır.
Ülkenin İki Adet Sorunu Var. Biri Kilise
diğeri Mirabal Kardeşler.
Trujilo, 2 Kasım 1960 yılında yaptığı bir konuşma
sırasında " Bu ülkede 2 adet sorun var biri kilise diğeri de Mirabal
Kardeşler" diyerek kendi için sorunun ne kadar büyük olduğunu söylemiş
ve bu konuşmanın ardından 23 gün sonra Mirabal kardeşlerin sonu
gelmiştir. Mirabal kardeşler ceza evinde kocalarını ziyaret
ettikten ve dönüş yoluna geçtikten sonra arabalarının önü, Trujilo
yandaşları tarafından kesilmiş, eli Sopalı kişiler onları araçlarından
zorla indirerek önce tecavüz etmişler, ardından vahşi bir şekilde öldürerek
kendi arabalarının bagajına tıkmışlardır. Daha sonra aracı uçurumdan aşağı
atarak bu vahşi olaya, kaza süsü verdiklerini zannetmişlerdir. 25 Kasım
1960
Mirabal Kardeşler |
Mirabel
kardeşlerin, vahşice öldürülmelerinin ardından Trujilo sorunun
bittiğini düşünüp rahat bir nefes alsa da Mirabal
kardeşlerin vahşice ölümü, aslında kendi sonunu hazırlayan süreci
başlatmıştır. Mirabal kardeşlerin ölümünden sonra
halk olayın kaza olmadığının farkına varmıştır. Ülkenin kuzeyinde bir uçurumun
dibinde bulunan 3 kadına ait cesedin, devlet tarafından ortadan kaldırıldığını
fark eden halk, bu olayla birlikte tepki göstererek hareketin kıvılcımını
ateşlenmiştir. Mirabal kardeşlerin vahşice öldürülmesi bir
Kelebek etkisine yol açmış ve 3 kelebeğin kanat
çırpışı, ülkede kasırgaya sebep olmuştur. Aynı hareketlerinin isminin
Kelebek hareketi olması gibi.
Mirabal kardeşlerin ölümü, halkta
büyük bir infiale sebep olmuş ve Dominik Cumhuriyeti'nde dikta
rejimine karşı büyük eylemler ve protestolar başlamıştır. Artan kamuoyu baskısı
ve Dominik' te yaşanan olaylar karşısında dünyada da Mirabal
kardeşlerin haklılığı, dikta rejiminin iğrençliği konuşulmaya
başlanmıştır. Bu baskılar karşısında ABD, diktatör
Trujilo' ya olan desteğini çekerek Dominik
Cumhuriyeti üzerinde tarafsız kaldığını ilan etmiştir.
Yıllardır Amerikan yanlısı bir yönetim
sürdüren ve Amerika' nın desteğiyle hüküm süren
Trujilo, gösterilerin ve protestoların önünü alamamış,
Mirabal kardeşlerin ölümünün senesi dolmadan, Mayıs 1961 yılında
uğradığı bir suikast sonucu öldürülmüştür. Bugün
Trujilo'nun öldürüldüğü gün Dominik
Cumhuriyeti'nde bayram olarak kutlanmaktadır.
Diktatörlüğün yıkılmasını sağlayan ve bunu hayatlarıyla ödeyen üç kız kardeş, öldürüldükten sonra hiç unutulmamış ve 1981 yılında Mirabal kardeşlerin öldürüldüğü ülke olan Dominik Cumhuriyetinde Güney Amerika kadın çalıştayı toplanmış ve 25 Kasım gününü "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü" ilan etmişlerdir. Daha sonra 1999 yılında Birleşmiş Milletler de 25 Kasım gününü "Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü" ilan edilmiştir. 25 Kasım gününün önemi Mirabal Kardeşler ile ortaya çıkmıştır.
Mirabel Kardeşler öldürüldükten ve
Trujilo da suikasta uğradıktan sonra, ülkede 1963 yılında ilk
demokratik seçimler yapılsa da Dominik Cumhuriyetinin kaderi
hiçbir zaman değişmemiştir. Bugün dahi Şaibeli yapıldığı iddia edilen seçim
sonucunda yine ortalık durulmamış, 1965 yılında Amerika Birleşik
Devletleri, Dominik Cumhuriyetine asker çıkararak ülkeye
yine Sözde demokrasi getirmiştir.
25
Kasım tarihine isimleri verilen Mirabal Kardeşler
dünya tarihinde devlet ve erkek şiddetinin kadına karşı uyguladığı en vahim
örneklerinden biridir. Mirabal kardeşlerin hayatı ve
mücadelesi hakkında "Kelebekler Zamanı" isimli bir roman yazılmış
ve bu Roman aynı isimle beyaz perdeye uyarlanmıştır. Minerva
Mirabal' ın kızı Dominik Cumhuriyetinde
milletvekilliği yapmıştır. Maria, Patria ve Minerva
Mirabal kardeşler ile o gün aynı arabaya binemeyen Dede ise,
kızların ölümünden sonra onların mücadelesini ve hayatını her yerde anlatmaya
devam etmiştir.
Yorum Gönder