Güneşin oğlu olarak
1926’dan 1989’daki ölümüne dek Japonya'nın imparatoru olan Hirohito,
tarihin en gizemli liderlerinden biri olmuştur. Nedeni ölümünün üzerinden
uzunca bir zaman geçmesine rağmen II. Dünya savaşındaki Japon hükümetinin
eylemleri üzerinde ki rolü halen tam aydınlatılabilmiş değildir. Bir kısım
tarihçi tarafından dönemin askeri kurmaylarının elinde rehine olan bir masum,
diğer taraf iddiasına göre ise her şeyden haberdar olan bir savaş suçlusu
olarak görülmektedir.
Hirohito Kimdir
29 Nisan 1901 yılında
doğan Hirohito, 1921
yılında imparator olmuş ve bir ilke imza atarak Japon monarşisinden yurtdışına
çıkan ilk kişi olmuştur. 6 ay boyunca Avrupa'da turlayan Hirohito, 1926’da tahta
çıkmıştır. O zamanlar İmparatorun sokaktaki Japon’un gözünde her zaman olduğu
gibi ilahi bir varlık olarak görüldüğü yıllardır. Ancak Hirohito’nun sözünün hükmü
sarayın duvarlarına kadardı. Ülkenin dış politikası tamamen askeri ve sivil
bürokrasinin elindeydi. Pekte karizmatik sayılmayacak bir kişiliğe sahip olan
imparator, kendisine yapılan oldubittileri sineye çekmek durumundaydı. Mançurya’nın
işgaline ve Çin'e savaş açılmasına karşı çıkmış, ama onu kimse dinlememiştir. Ayrıca
İngiltere ve Amerika ile işbirliği istekleri kulak ardı edilmiştir.
Kıskançlık uyandıran
donanmaya sahip olan Japonya, ülkedeki egemen askeri ve sivil bürokrasi
tarafından ülkenin geri kaldığı ve büyümeyi hak ettiği düşünmektedir. Haksız da
sayılmazlar o günlerde Japonya, Amerika ile birlikte uçak gemisi sahibi olan
tek ülkedir. Daha sonra II. dünya savaşına giren Japonya Pearl Harbor baskını ile Amerika’ya savaş açmış, ikilem
burada yaşanmıştır. Acaba Hirohito, Pearl Harbour baskını onayladı mı yoksa sineye
çekmek zorunda mı kaldı? ya da bizzat kendisi mi planladı? Tüm bu sorular muamma
konusudur.
Hirohito 1945 yılı gelindiğinde
Japonların kaybedeceğini gören kişiler arasındaydı. Fakat askerler ne pahasına
olursa olsun bu savaşın sürdürülmesine karar verdi. Askerler iş uzatınca tarihin
ilk atom bombaları Hiroşima ve Nagazaki’nin başında patlar, askerler
buna rağmen geri adım atmasada Hirohito son bir hamleyle ağırlığını koyar ve
teslim olduklarını ilan eder. 15 Ağustos 1945’te radyodan savaşın bittiğini
ilan ederken, Japonlar ilk kez imparatorlarının sesini duymaktadır. Çünkü
geleneksel olarak Japon imparatorlarının konuşmama adeti bulunmaktaydı.
İmparator Hirohito ve General McArtur |
Müttefik liderleri
Hirohito'nun Naziler gibi savaş suçlusu olarak yargılanması taraftarıdır. Fakat
Amerikan işgal güçlerinin komutanı General McArthur İmparatorun görevinin başında olması, böylelikle
yeniden yapılandırmanın daha kolay olacağını hisseder. Savaş sonrası o
yıllarda ülkeyi gezen Hirohito, yeniden yapılanma
çalışmalarına destek verirken bir taraftan da imparatorluk ailesinin
karizmasını tekrar toplanması ile birlikte Amerikalıların isteği olur. Hirohito 1989
Ocağında kanserden öldüğünde geride bıraktığı ülkesi, dünyanın en ekonomik
değerlerinden biri olmuştur. 88 yıllık ömründe ve 63 yıllık İmparatorluk
süresinde ülkesinin önce askeri bir süper güç olmasına, ardından küle
dönüşmesine ve tekrar ayağa kalkıp ekonomik bir devlet haline geldiğine
şahitlik etmiştir. Bu dönüşümün en büyük aktörü olduğuna şüphe yoktur.
Geleneksel Japon
İmparatorluğuna ait çoğu adeti, Japonların kutsal saymasına rağmen yıkmış,
halkın içerisine karışmış ve ailesi ile fotoğraflar çekilmesine, haberler
yapılmasına izin vermiştir. Hatta oğlu Akihito’nun halktan biri ile evlenmesine
onay vermiştir.
Bazı tarihçilere göre
askerlere müdahale edip savaşı durdurmaya çalışırsa kendisi darbeye kurban
gidebilirdi. Bu sebepten imparatorluğu muhafaza etmeyi istedi. Hirohito sessiz
kalmakla yetindi. Japon tarihçilerinden bazılarına göre ise ezik ve
etkisiz imparator masalı, Amerika ve Japonya’nın savaş sonrası dönemde ki
çıkarlarına hizmet etmek için uydurulmuştur. İmparatorun her şeyden haberi ve
her şeye onayı vardı.
Yorum Gönder