Mete Han, Büyük Hun İmparatorluğu'nun kurucusu Teoman'ın oğludur. Tam olarak doğumuyla ilgili bilgiler olmasa da M.Ö. 209 yılında tahta geçtiği, 35 yıl hüküm sürerek M.Ö. 174 yılında öldüğü tahmin edilmektedir.
Mete Han, Türk boylarını tek bir çatı altında toplayan, usta manevraları, savaş taktikleri ve devlet yönetimi ile başında bulunduğu Hun İmparatorluğu'nu büyük bir devlet haline getiren komutan ve devlet adamı olarak tarihe geçmiştir. Osmanlı'nın soyundan geldiği Oğuzlar ile aynı soydan gelmektedir. Çoğu tarihçiye göre Oğuz Kağan Destanı'nda yazılanlar kendisi için yazılmıştır.
Mete Han'ın Tahta Çıkışı
Mete Han'ın tahta geçişi oldukça ilginç olmuştur. Türk devlet geleneklerine göre tahta geçecek kişinin Türk bir anne ve babadan olması gerekmekteydi. Ancak Teoman, Çinli karısından doğan diğer oğlunu Mete Han'ın yerine tahta geçirmek istemekteydi. Mete Han ve devletin ileri gelenleri bu duruma sinirlenmiş ve baş kaldırmış durumdaydı. Ayrıca o zamanlar devletlerin ve boyların birbirlerine saldırmazlık anlaşması için kendi çocuklarını rehin gönderme gibi bir gelenekleri bulunmaktaydı. Bu geleneğe istinaden Teoman, oğlu Mete Han'ı Yuezhi'lere rehin olarak gönderdi. Ancak hemen akabinde Yuezhi'lerin Mete Han'ı öldüreceğini düşünerek bir anda bu boya karşı savaş ilan etti. Mete Han, babası gelmeden Yuezhi'lerin elinden sorunsuz bir şekilde kurtulmayı başardı.
Bu zorlu süreçten çok başarılı bir şekilde çıkan Mete Han'ı ödüllendirmek için babası Teoman, ona on bin kişilik bir atlı birlik verdi.
Çavuş Oku ve Mete Han
Türk tarihinde önemli bir yeri olan Çavuş oku oyununun, Mete Han tarafından bulunduğu söylenmektedir. Bu oyun şu şekilde gelişmektedir: Mete Han okunu bir hedefe doğrultur ve beraberindeki askerler de aynı hedefe ok atışı yaparak hedefi imha ederlerdi. Mete Han bir gün okunu en sevdiği atına doğrultur. Bunun üzerine beraberindeki askerlerden bazıları oklarını Mete Han'ın atına doğrultmakta tereddüt ederler. Çünkü biliyorlardı ki Mete Han atını çok sevmektedir. Bu tereddütü yaşayan askerleri gören Mete Han, bu sefer okunu tereddüt yaşayan askerlere çevirir ve diğer askerler de tereddüte düşen askerleri oklarıyla öldürürler. Bu olay Mete Han ordusunda aynı hedefe aynı kararlılıkla gitme dürtüsünü ortaya koymuş ve savaşlarda birlik ve ortak hedef olgusu, Mete Han'ın zaferler kazanmasında önemli olmuştur. Mete Han'ın stratejisi, birlik ve ortak hedef üzerine olmuştur.
Mete Han, kendisine oldukça bağlı duruma gelen ordusuyla birlikte, üvey annesini ve babasını bir sürek avında öldürür ve kendisi başa geçer.
Mete Han Yükseliyor
Mete Han, başa geçtikten sonra devlet içerisinde teşkilatlanma yoluna gider. Önce teşkilatı içerisinde muhalif düşünceleri temizler ve ihtilafları sona erdirir. Ardından Türk boylarında birlik sağlama düşüncesiyle hareket etmeye başlar. Doğuda Tunguzlar savaş çıkarma çalışmalarında bulunmuşlardır. Tunguzlar ilk etapta Mete Han'dan hanımlarından birini isterler. Mete Han kurultaya sorar ve kurultay bunu onaylamaz. Ancak Mete Han "kendi menfaatim için savaşmak uygun olmaz" diyerek hanımını gönderir. Ardından Tunguzlar bu sefer Mete Han'ın en sevdiği atını ister. Mete Han kurultaya sorar. Kurultay onaylamaz ancak Mete Han savaş çıkmasını engellemek için kabul eder ve atını gönderir. Ardından Tunguzlar bu sefer çorak bir devlet arazisini ister. Mete Han kurultaya sorar. Kurultay, "Çorak bir çöl arazisi için tartışmaya gerek yok verelim gitsin" şeklinde bir görüş beyan eder. Bunun üzerine Mete Han "topraksız devlet olmaz, atım ve karım benim şahsi malımdır, ancak toprak devletin malıdır ve hiçbir şekilde düşmana verilemez" der. Bu "Toprak Devletin malı" diyerek yola çıkar ve doğudaki Tunguzların üzerine de bir orduyla sefere kalkar ve onları çok ağır bir yenilgiye uğratır. Ayrıca kurultayda toprağın verilmesine onay veren devlet adamlarını öldürür.
Ardından Yuezhi'ler boyuna karşı bir sefere kalkar ve onları da yenilgiye uğratır. Etraftaki Moğol ve Türk boyları yavaş yavaş ya kendi istekleri ya da mücadeleler sonucunda, Mete Han'ın imparatorluğuna katılmaya başlar ve yavaş yavaş Türk Birliği sağlanmış olur. Mete Han orduda güçlenme sağlandığında ve devlette istikrar oluştuğunda bu sefer ticareti geliştirmek ve yeni ticaret yollarını ele geçirmek için Çin üzerine sefer düzenlemeye karar verir. Tabii Çin daha öncesinde Türk korkusundan Çin Seddi'ni yaptırmış ve bu sete oldukça güvenmekteydi. Ancak Mete Han ve ordusu Çin Seddi'ni aşan ilk Türk ordusudur. Mete Han, Çin Seddi'ni aştıktan sonra 320 bin kişilik Çin ordusunun bulunduğu Pateng Kalesi'ni kuşatma altına alır. Bunun üzerine Çin ordusu bu kuşatmayı kıramaz ve kuşatma uzun bir süre devam eder. En sonunda Çinliler dayanamayıp Türklere vergi ödemek ve Çin'in kuzeyini Türklere vermek koşuluyla barış anlaşması yapar. Ardından kuşatma kaldırılır ve Çin ordusu bölgeden gider.
Buna rağmen Mete Han Sarı Nehir etrafında seferlerini devam ettirir ve irili ufaklı Çin kalelerini ele geçirir. Hakimiyet alanını genişletmiş olur. Mete Han tarihte Çin'e en fazla sefer düzenleyen Türk hükümdarıdır.
Mete Han, ele geçirdiği topraklarda nüfusunu genişletmiş, ticarete ve tarıma önem vermiş, özellikle tarım alanında büyük çalışmalar yaptırmıştır.
Mete Han'ın ordusu oldukça profesyonel, iyi eğitimli ve sürekli askerlik yapan, savaş tecrübesi bulunan gözde askerlerden oluşmaktaydı. Fethettiği topraklardaki geniş tahıl alanlarını kullanarak güçlendirdiği ordusunu ayakta tutmuş ve seferlere gönderebilmiştir.
Özellikle Çin'de yaptığı fetihler ve devletteki teşkilatlanmaları sayesinde Mete Han, tarihe altın harflerle geçmiş en büyük Türk hükümdarlarından biridir.
Mete Han tarihteki ilk düzenli orduyu kurmuş komutandır. Ayrıca Mete Han Türk askeri sisteme olan onluk askeri sistemi ilk getiren hükümdardır ve bu nedenle Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş yılı ilk düzenli ordunun kurulması olan 209 yılı sayılmaktadır (Nihat Atsız'ın gayretleriyle). Mete Han geliştirdiği askeri stratejiler ve disiplin sayesinde düşmanlarını ve özellikle Çinlileri yenmeyi başarmıştır. Mete Han döneminde Asya Hun İmparatorluğu, Japonya'dan Tibet'e, Keşmir'den Sibirya'ya uzanan yaklaşık 18 milyon kilometre kare genişliğinde bir alana ulaşmıştır.
Bu Kadar Çinli'yi Nereye Gömeceğim
Popüler bir rivayete göre Mete Han yine Çinliler ile savaş halindedir ve Çin ordusuna göz atmak için veziri ile birlikte yüksek bir tepeye çıkarlar. Mete Han orduya bir bakar ki Çin ordusu sayıca Türk ordusundan kat be kat fazladır. Bunun üzerine düşünceli bir hale bürünür. Veziri Mete Han'ın geri çekileceğini düşünerek "Bu kadar askerle nasıl baş edeceğimizi mi düşünüyorsunuz efendim?" diye sorar.
Mete Han tarihe geçecek o sözü söyler: "Hayır, bu kadar Çinli'yi nereye gömeceğimi düşünüyorum."
Yorum Gönder