Türklerin Efsanevi Yada Taşı - Yada Taşı Efsanesi

Türkler


Türk ve Altay mitolojilerinde geçen yağmur ve kar yağdırması ile bilinen sihirli taşın adıdır "yada taşı". Çin kaynaklarında sayfalarca yer bulan yada taşı, ayrıca eski Türk kaynaklarından tutun İran, Arap ve Yahudi kaynaklarında da geçer.

Yada taşı rivayete göre Nuh tufanından sonra Hazreti Nuh tarafından doğuya gönderilen oğlu Yafes'e verilmiştir. İslam kaynaklarına göre Yafes, Türkistan tarafına babası tarafından gönderilince, "Baba bu kurak topraklarda ne yapacağım?" diye sorar. Hazreti Nuh ona üzerinde dualar yazılı tılsımlı bir taş verir ve ihtiyaç olduğunda yağmur yağması için Allah'a dua etmesini söyler. Daha sonra yada taşı Yafes'ten Oğuz Kağan'a geçmiş ve Türkler bu taşı pek çok savaşta kullanmışlardır.

Çin kaynaklarına göre Türklerin iyi ata binmeleri, iyi savaşçı olmalarının yanı sıra başarılarının büyük bir sırrı da efsanevi yada taşıdır.

"Yad" kökünden türeyen yada taşı manası Divanı Lügat-it Türk'te kahinlik olarak geçmektedir. Yada taşı çeşitli lehçelerde cada, yat olarak da geçer.

Yada Taşı Nasıl Kullanılır

Kaynaklarda yada taşı, yadacı adı verilen kişiler tarafından kullanıldığı geçmektedir. Yadacılar bu taşı çeşitli yöntemlerle kullanmaktaydılar. Bu yöntemlerden bazıları taşı yüksek yere asmak, suyun içine koymak, sağa sola sallamak suretiyle çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Yadacıların bu taşı kullanarak yaptığı işleme yadalamak adı verilirdi. Ayrıca yada taşının kullanıldıktan sonra etkilerini bitirmek de aynı şekilde zordur. Çoğu Orta Asya kaynağında yada taşının etkilerini kırmak için yadalama yapan yadacı bulunup keçeye sarılıp gömüldüğü (eski Türklerde keçeye sarıp infaz etmek oldukça yaygın bir uygulamaydı. Özellikle asil kanın toprağa düşmesinin uğursuzluk sayılması sebebiyle keçeye sarıp öldürmek daha çok kullanılırdı. Örnek olarak Bağdat'ı fetheden Moğol hükümdarı Hülagü Han, Abbasi halifesini keçeye sarıp atlara çiğnetmiştir) veyahut bu işlemi yapan kahinin bölgeden sürülerek yada taşının etkilerinin ortadan kaldırıldığı geçmektedir.

Yada Taşının Tarihçesi ve Geçtiği Kaynaklar

Yada taşı pek çok tarihi kaynakta ve özellikle Çin kaynaklarında sayfalar dolusu bahsedilen tılsımlı efsanevi bir taştır. İlk olarak 10. ve 11. yüzyılda eserlerde yada taşı hakkında bilgiler geçmektedir. Firdevsi Şehname'de yadacılıktan ve sihirden bahsetmektedir.

Yada taşı Göç Destanı gibi Türklerde önemli bir yere sahiptir. Yada taşı, Oğuz Kağan Destanı'nda geçtiği gibi Hunlar tarafından Türk boylarına geçmiş ve çok önemli bir taştır.

Yada taşı İslam kaynaklarında yağmur taşı manasına gelen Seng-i Cede ve Hacer-ül Matar olarak geçmektedir. İbnü'l Fakih (İslam tarihçisi) eserinde Horasan Emiri İsmail bin Ahmet'in anlattıklarına değinmektedir.

Horasan Emiri 20 bin kişi ile Türklere savaş açtığını, karşısında bin kadar silahlı Türk'ün olduğunu söylemektedir. "Türklerden bazıları bizim tarafımıza geçtiler ve Türklerin bize karşı iri dolu yollayacağını söylediler. Sizi ikaz ediyoruz, onların tayin ettikleri vakit yarın sabahtır dediler. Biz de onlara sizin kalbinizden küfür hâlâ çıkıp gitmemiş, bu tür işleri bir insan yapamaz dedik. Onlar da siz bilirsiniz dediler. Ertesi sabah korkunç bulutlar üzerimizi kapladı. Müthiş bir dolu yağdı, herkes korktu."

Tarihçi İbni Fakih, İsmail bin Ahmet'in iki rekât namaz kıldıktan sonra dolu fırtınasını Türklerin üzerine yönlendirdiğini yazar.

Profesör Doktor Fuat Köprülü'nün "Eski Türklerde Yağmur Taşı" isimli makalesinde yada taşı ile ilgili en eski kayıtların Hicri 301-302 seneleri arasında Türk memleketlerinde seyahat etmiş olan Ebu Dulef Mis-ar İbni Mü-helhel'in seyahatnamesinde bulunduğunu söylemektedir. Yine Fuat Köprülü'nün aynı makalesinde yada taşı ile ilgili en önemli 2. kaynağın Divanı Lügat-it Türk olduğunu söylemektedir.

Yada taşının tarihçesi konusunda çok sayıda kaynak bulunmaktadır. Bir başka eserde Hazreti Nuh'un Yafes'e yağmur duası öğrettiğini, oğlu Yafes'in yada taşını boynunda taşıdığı, Oğuzlar arasında bu taşı elde etmek için savaşlar yaşandığı geçmektedir.

Ayrıca Timur zamanında yada taşından bahsedilmektedir. Yağmur yağdıran bu taşların Semerkant'a getirilmesi için özel arabalar yapıldığı ve daha sonradan Timur'un mezarının üzerine konulduğu geçmektedir.

Yada taşı Ali Şir Nevai'nin eserlerinde de geçmektedir.

Ziya Gökalp, yada taşının tarihçesine "Eski Türklerde Din" yazısında değinmiş ve eski Türk kaynaklarında ve coğrafya kitaplarında da yada taşına rastlandığını işaret etmiştir.

Gökalp ayrıca yada taşının yine Hazreti Nuh'un gemisinin Cudi Dağı üzerine oturmasının ardından Hazreti Nuh'un oğlu Yafes'i doğuya yolladığı ve ona yağmur taşını verdiğini söylemektedir. Hatta eserinde "Bu taş hakkında rivayetler o derece kuvvetlidir ki artık ondan kimsenin şüphe mecali yoktur ve şimdi bir de Türkler arasında bu cinsten bir taş mevcuttur" demektedir.

Yada taşı Yahudi rivayetlerinde de söylenmektedir. Ancak burada geçen Hazreti Nuh değil, Hazreti İbrahim Peygamber'in doğuya yolladığı oğulları Samiran, Sulh ve Yaubak'ın yada taşı ile gönderildiğidir.

Abdulkadir İnan eserinde Çin kaynaklarında geçen yada taşından bahseder. Tang hanedanı eserlerine göre 949 yılı olaylarından bahseden bir eserde, Yüeban halkının yadacılar mahareti ile kendilerine saldıran Cücenlere karşı yağmur ve fırtına çıkardıklarını söyleyen ifadeler geçmektedir.

Yada taşı batılı kaynaklarda da geçmektedir. Türkler hakkında çok önemli çalışmalar yapan Randolf, 1861 yılında Altay ırmağı kenarında bulunduğu sırada rehberi tarafından şiddetli bir yağmurdan kurtulmak için yada taşının kullanıldığı geçmektedir.

Görüldüğü gibi yada taşı pek çok kaynakta ele alınmış ve aksi öne sürülmemiş sihirli bir taştır. Yada taşı motifi genellikle üzeri damarlı, yeşil şekilde rivayet edilir. Ayrıca yada taşının hayvanımsı bir taş olduğu, içerisinden sesler geldiği de söylenmektedir. Çin kaynaklarına göre İran'da bir ördekten çıkan yada taşı, diğer Çin kaynaklarında ise kırmızı renkte bir kuştan (Sürhab) geldiği rivayet edilmektedir. Türk kaynaklarında ise dişi bir kurdun karnından çıkarıldığı söylenmektedir.

Yada taşı ile ilgili diğer bir hikâye Türkistan dolaylarında bir vadiden hayvanlar geçerken ayaklarına keçe sarıldığıdır. Bunun sebebi hayvanların ayakları taşa sürttüğünde etrafı bulutların kaplaması ve şiddetli yağmurların yağmasıdır. Büyük bir sürü ile hayvan geçtiğinde ise fırtınaların, yoğun yağışın olduğu, hayvanlar sele kapılmaktadır. Buradan anladığımız bu vadinin yada taşı ile kaplı olduğudur.

Mistik yada taşının bir başka kaynakta yaz ortasında çıkan yangında yada taşı kullanılarak kar yağdırıldığı ve yangının bu şekilde söndürüldüğü yine rivayet edilmektedir.

Yada taşının geçtiği kaynakları toplarsak bu taş Hazreti Nuh'un oğlu Yafes tarafından Türklere armağan olarak bırakılan ve İslamiyet öncesi Türklerde sıklıkla kullanılan tılsımlı bir taştır. Türkler ile savaşan ve etkileşimde bulunan pek çok kavmin kaynaklarında mistik ve sihirli bir yağmur taşı olarak geçen yada taşı, yadacı adı verilen özel eğitimli kahinler tarafından yapılan bir işlemle yağmur yağdırıp, fırtına çıkartmaya sebep olmaktadır.

Yada taşı tarihi kaynaklarda en son 1768-1774 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşlarında geçmektedir. Bu kaynaklara göre Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanlı ordusunun yaşadığı ilk büyük hezimet olan Hotin muharebeleri sırasında yada taşı Ruslar tarafından kullanılmıştır. Buna göre Rus ordusunun içerisinde bulunan Hristiyan ve şaman olan Kalmuk Türklerinde yada taşını kullanmayı bilen kahinler bulunmaktaydı.

Osmanlı kaynaklarına göre Rus harbi esnasında çok büyük sel felaketleri yaşanmış ve fırtınalar çıkmıştır. Bu da Osmanlı kuvvetlerinin yenilmesine sebep olan etmenlerden biri olmuştur. 1770 yılında Serdar-ı Ekrem Halil Paşa, padişaha gönderdiği mektupta Tuna Nehri'nin tarihte hiç olmadığı kadar azgın olduğunu belirtmiştir.

Tarihte yada taşı, yağmur taşı olarak geçmektedir. İslamiyet öncesi Türklerde çok popüler yada taşı, Türklerin İslamiyet ile tanışmasından sonra yadalamanın sihir sayılması ve yadacıların başlarına kötü şeyler gelmesi rivayetlerinin ortada dolanmasıyla, zamanla vazgeçilmiştir.

Günümüzde Orta Asya'da yada taşının bugün hâlâ var olduğu şeklinde rivayetler devam etmektedir. Yada taşı pek çok tarihi kaynakta açık bir şekilde geçmiş ve yada taşı hakkında oldukça fazla sayıda tanık bulunmaktadır. Bugün yada taşı motifi kullanılarak yada taşı tespih gibi yada taşı ürünleri popüler kültüre malzeme olmuştur. Yada taşı satın almak veya yada taşı nerede satılır şeklinde alışveriş etkinliği içerisinde bulunanlar vardır. Taşın bugün hâlâ var olduğu ve yada taşının bazı şamanlar tarafından kullanıldığı iddia edilmektedir.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski