George Washington, Amerikalıların Atatürk’ü desek yanlış olmaz. Atatürk’ün bizdeki Kurtuluş Savaşı'nda önderlik etmesi gibi Washington da Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda yeni bir ülkenin kuruluş sürecinde üstlendiği liderlik rolü ile iki lider de çok benzemektedir.
Londra'daki efendileri Amerika kıtasında kolonilerde yaşayanları canından bezdirmişti. Her gün yeni vergiler nefeslerini kesiyor, artık İngiltere’nin Amerikan kolonisindekiler için yaşanmaz hale geliyordu. Amerika’yı kuran adamlardan biri olan George Washington, Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında Kıta Ordusu’nun başkomutanı olup ardından Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk başkanı olmuştur.
George Washington Kimdir?
George Washington (1732-1799), İngiliz Kraliçesi’nin tebaası ve zengin bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Bin yedi yüz elli iki yılında bir tür sömürge ordusuna katıldı. Amerika'daki Fransız ve İngiliz kolonileri arasında patlak veren Fransız ve Yerli Savaşı'nda İngiltere adına kurşun sıktı. Cesaretiyle göz doldurmuştur.
Ancak İngiliz subayların Amerika’da yaşayan kolonilerde oluşturduğu milisleri ve Amerikan askerlerini bu savaşta sürekli sınır güvenliğinde kullanmaları, koloni haklarının yaşamasını umursamamaları, George Washington’da İngilizlere karşı kapanmayan bir kin oluşmasına sebep olmuştur.
Savaştan sonra George kendisini tarıma adamış, ancak sürmek istediği sakin hayat bir türlü gerçek olmamıştı. İngilizlerin amansız vergilerle Amerika'daki tebaasını canından bezdirmesi, böylesi bir atmosferde yeter söz Amerikalıların diyen biri de George oldu. Tekrar aktif mücadeleye daldı. Bağımsızlığın konuşulduğu kongrelerde Virginia adına katıldı ve elini taşın altına sokarak, bin yedi yüz yetmiş beş yılında tüm koloni güçlerinin komutanı olarak İngiltere'ye karşı aynı safta yerini aldı. Askerlerin giyim kuşamından, yiyeceklerine dek ilgilenen George Washington, ilk başlarda koca imparatorluk güçlerine karşı dayanamazsa da bin yedi yüz yetmiş yedi yılında İngilizlere sert bir darbe indirdi ve dünyanın dikkatini çekti. Bu başarının üstüne İngilizlerin can düşmanı Fransızlar gecikmeden, yeni bu güce yanaşıp Amerikalılarla müttefik oldu. Karadan ve denizden Fransızların desteğini alan Washington, bin yedi yüz seksen bir yılı Kasım ayında İngilizleri York'ta yendi. Ardından barış anlaşması ve yeni kurulacak ülkenin anayasasına dair çalışmalar başladı.
Savaşın ardından Washington liderlik yapmaya başlayarak ülkeyi birleştirecek ve diğer tüm kolonilerin tarafından yeni anayasanın imzalanması sürecinde etkisini koyarak hepsini uzlaştırmayı başarmıştır. Nitekim bu başarılarıyla bin yedi yüz seksen dokuz yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk başkanı oldu.
George Washington’un Önemi
Newsweek dergisinin anketine göre Amerika'daki okul öncesi çocukların yüzde on beşi hâlâ Beyaz Saray’da başkanın George Washington olduğuna inanıyor. Fransız ve Yerli Savaşı’nda pardösü ve şapkasında dört kurşun deliği tespit edilmiş, altındaki iki at vurulmuş ama bu çatışmalardan tek bir çizik dahi almamıştır. Bir Kızılderili şefi onun için, "Bu adamda sihir var, büyük işler yapacak," demiştir. George Washington hiçbir zaman okula gitmemiş, sadece birkaç özel ders almıştır. Karısı Martha Washington, bağımsızlık savaşı boyunca kocasının yanında cephede yer almıştır. Annesi Mary Ball ile mesafeli bir ilişkisi olmuştur. Ordu komutanı olarak cephede savaşan ilk ve son Amerikan başkanı olmuştur. Başkan seçildikten sonra ortaya atılan kral ilan edilmesi gerektiği fikrini reddetmiş, olağanüstü halk desteğine rağmen sekiz yılın sonunda görevinden ayrılarak Amerikan demokrasisinin kurumsallaşması açısından rol modeli olmuştur.
George Washington, kölelerin serbest bırakılmasını sağlayan tek kurucu babadır. Kölelerin hakları ve köleliğin kaldırılması ile ilgili çok geniş çalışmalar yapmış fakat nefesi yetmemiştir. Serbest bıraktığı yüz kadar kölesinin bakımını üstlenmiş, hiçbir partiyi temsil etmeyen tek Amerikan başkanı olmuştur. Katır kullanan ilk çiftçi olduğu, topraklarında marihuana yetiştirdiği bilinmektedir. Başkan olan ilk mason olup, bu gelenek günümüze kadar Amerikan başkanları boyunca devam etmiştir. Daha sonra İngiltere ile olan ilişkilerini normalleştirmiştir.
Her ne kadar kahraman ve lider olarak ülkesinde görülse de tam bir Kızılderili düşmanıdır. Kızılderili soykırımı mimarlarından biridir. Yeni kurulan ABD, düşman gördüğü Kızılderilileri azaltmak için onların geçimini sağladığı her şeyi yakıp yıkmıştır. ABD ordusundan Tümgeneral Sullivan’ın bin yedi yüz yetmiş dokuz yılında raporunda belirttiği gibi, Kızılderilileri vahşi hayvan gibi avlamışlardır. Tüm bunlar George Washington’un emriyle yapılmış olup, “Yerliler beyaz halktan toplu yıkımdan başka bir şey görmeyi hak etmeyen vahşi hayvanlardır,” George Washington sözleri arasında Kızılderililere bakış açısını ortaya koyan bir açıklamadır. İkinci kez istemese de başkan seçilen Washington, bin yedi yüz doksan dokuz yılında hayata gözlerini yummuştur.
Yorum Gönder