Spartalılar ve Sparta Ordusu



Spartalılar, çoğumuzun 300 Spartalı filminden tanıdığımız, Antik Yunanistan'da yaşamış olan savaşçı bir topluluktur.

Sparta tarihi ilk olarak milattan sonra 1. yüzyılda Yunan tarihçi Plutarkhos'un eserlerinde görülmüştür. Bu esere göre Sparta'nın efsane kralı Likurgos'tur. Likurgos, Sparta'nın yasa koyucusudur. Likurgos, devletin halk üzerinde direkt etkisi olmasına inanan bir kral olduğu görülmektedir. Ona göre öncelik Sparta Devleti'nin devamlılığıdır. Likurgos toplumda tüm kötülüklerin sebebini fakir ve zengin arasındaki farktan kaynaklandığını öne sürmüş ve bu uçurumun devlet eliyle yok edilmesini ve kontrol edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Sparta kralı Likurgos'a göre toplumdaki bireyler arasında mülk farkı olmamalı, tüm mülk devlete ait olmalı, para kavramı ortadan kaldırılmalı ve zenginliğe sebep olan ticaret gibi işlerle uğraşılmamalıdır. Sparta vatandaşı olan bireye, 20 yaşına geldiğinde eşit miktarda toprak dağıtılmalıdır. Sparta erkekleri en büyük erdem olan Sparta Devleti'nin korunması konusunda bu amaca hazırlanmalı, üretim gibi işleri ise Helot adı verilen yerliler yapmalıdır.

Spartalılar deyince akla savaşçılar ve savaş gelmektedir, çünkü Sparta Devleti ve halkı doğuştan itibaren savaşmayı ilke edinmişlerdir. Sparta erkekleri çocukluklarından itibaren asker olmak için yetiştirilmişlerdir. Bu da Sparta Devleti'nin oldukça militarist yapıda köklere sahip olduğunu göstermektedir. Aslında Spartalılar tarihine bakıldığında azınlıkta olan bir topluluktur. Spartalılar o bölgede Helot ismi verilen yerlilerin yaşadığı yere, Dorların akın yapması sonucu bölgeye yerleşmiş, Dor savaşçılarının torunlarıdır. Spartalılar soylarının Herkül'den geldiğine inanıyorlardı. Spartalılar azınlıkta bir grup olmasına rağmen savaşçı özellikleri sebebiyle devlet yönetimini ele geçirmişler ve adeta yerli halkı köle olarak çalıştırmışlardır. Spartalılar, Sparta devletini kurduktan sonra yerli halkın ayaklanmaması için askeri konulara ve savaşçı yetiştirmeye özel öncelik vermiş, devletin devamlılığını buna bağlamışlardır. Bu sebepten Spartalılar militarist bir devlet olmak zorundaydılar. Hatta yeri geldiğinde Helot nüfusu arttığında, bu yerlilere saldırarak ufak çaplı katliamlarda da bulunmuşlardır.

Sparta'da doğan her erkek bebek yaşlılar tarafından muayene edilir, eğer herhangi bir kusuru ya da zayıflık göstergesi bulunmuyor ise asker olarak yetiştirilmesine karar verilirdi. Eğer herhangi bir eksiklik görülür ise fazladan Sparta kaynağını tüketmemesi için, Taygetos dağındaki uçurumdan aşağıya bebekler atılırdı. Sparta askeri olmak için özel bir komisyon kurulur ve bu komisyon yeni doğmuş bebekler üzerinde gözle görülen fiziksel bir kusur olup olmadığına bakar, kusuru bulunmayan bebekler ayrılır, ilerleyen yaşlarda eğitimlere tabi tutmaya başlarlardı, diğer yandan yeni doğan bebekler içerisinde fiziksel bir kusurun görülmesi durumunda, bebekleri ölüme terk edecek kadar acımasız bir topluluktur.

Spartalıların saf ırk, savaşçı ırk uğruna bebekleri öldürecek kadar gaddar bir toplum olduğu görülmektedir. Nazizmin temelleri de bu sebepten anlayış olarak Sparta'ya dayanmaktadır. Yani üstün ırk düşüncesi.

Sparta'da çocuk 7 yaşına gelene kadar annesi tarafından bakılırdı. Ancak annesi onu 7 yaşına kadar zayıflık göstermemesi için sevgi göstermezdi. Yiyecek seçmesi yasak olup, karanlık gibi şeylerden korkmaması için sürekli terbiye edilirdi. Bir Sparta çocuğunun şımarmasına asla izin verilmezdi. Sparta annelerinin bu derece disiplinli olması sebebiyle Atina'daki bazı soyluların, çocuklarına dadılık için Spartalı anne aradığı bilinmektedir. Tam tersi Sparta'da ise yabancılar hiç hoş karşılanmazdı. Yabancıların Sparta Devleti'ne zarar verdiği ve gençlere kötü örnek olduğu düşünülürdü. Ticaret gibi işle uğraşmadıkları için de zaten Sparta Devleti'ne gelen giden sayısı tarih boyunca az olmuştur. Dahası Sparta Devleti'nde yabancıların, çocuk bakmasına kesinlikle izin verilmezdi.

Erkek çocuğu 7 yaşına geldiğinde ise annesinden alınır ve Agelaia isimli çocuk topluluğunun içine konularak burada disiplin eğitimi verilirdi. Çocuklar burada asker olarak yetiştirilmeye başlanır ve her çocuğun saçı kesilerek yaz kış adeta çıplak dolaştırılırdı. Dayanıklı ve disiplinli olmaları sağlanırdı. 12 yaşında olan erkek çocuğuna pelerin verilirdi. Sparta askerlerinde pelerin, çok önemli bir simgedir. Ölen Sparta askeri, pelerini ile gömülürdü. Ayrıca Sparta Devleti'nde sadece savaşta ölen erkeğe ya da sadece çocuk doğururken ölen kadının mezar taşına isim yazılırdı. Bir Sparta erkeği için en şanlı ölüm, savaş alanında hayatını kaybetmek olmuştur. Sparta erkeği 20 yaşına gelince eğitimi tamamlandıktan sonra Sparta vatandaşı olarak kabul edilir ve hayatına devam ederdi. Ancak her şeyi yapmasına izin olsa dahi, onu savaşmaktan alıkoyacak konulara girmekten kaçınırdı.

Sparta'da evlilik çok önemli bir kurumdu. Önemli olmasının sebebi devletin korunması için sağlıklı asker çocuklar doğurmaktı. Devlet bizzat bireylerin evlenmesine karışıyor, sağlıklı çocuklar yetiştirmeleri için teşvikte bulunuyordu. (Eş seçimi) Ayrıca Sparta'da bekarlara daha az saygı gösteriliyordu büyük savaşçı olsalar dahi. Çocuk doğurmak anne ve baba olmak Sparta'da önemli bir değere sahiptir. Ancak Sparta'da evlilik kavramı o kadar da normal görünmemektedir. Spartalıların amacı sağlıklı asker ve üstün bireyler yetiştirmek olduğu için evlilikte hoş karşılanmayacak şeylere izin verilmekteydi. Yaşlı bir adam, genç karısını güçlü ve genç Sparta askerleri ile paylaşmayı bir erdem olarak kabul etmekteydi. Eğer Sparta kadını, kocasından başka bir Sparta erkeğinden çocuğu olursa kadının kocası ona öz evladı gibi bakıyordu. Sparta halkına göre bu devlet menfaati olduğu için kıskançlık gösterilmiyordu. Bu sebepten zina, Sparta toplumunda suç olarak nitelendirilmezken Sparta'da eş paylaşımı meşru görülmekteydi.

Sparta Devleti'nde yönetim biçimi krallık olarak görülse de aslında Gerusia isimli bir ihtiyar meclisi tarafından idare edilmekteydi. Gerusia Meclisi aslında bir danışma organı olarak görev yapmaktaydı. Sparta'nın yönetim biçimi krallıktı. İlk etapta Sparta, tek kral tarafından yönetilirken sonraki tarihlerde kral sayısı ikiye çıkmıştır. Kralın biri savaşa gittiğinde ülke yönetimine diğeri devam ettirmiştir. Ancak Sparta Devleti'nin asıl yönetim gücü Apella isimli halk meclisinin elinde olmuştur.

Apella, savaş barış gibi önemli durumlara karar verir, kanunların hazırlanması ve Gerusia Meclisi'nin üyelerinin seçilmesi gibi kararları alırdı.

Sparta kadınlarının ise amacı Sparta Devleti'ne asker doğurmak olmuştur. Sparta'da kadının yegane amacı çok sayıda sağlıklı bebek doğurmaktı. Doğurdukları bebekleri 7 yaşına kadar sıkı bir disiplin içerisinde yetiştirmeleri ikinci görevleriydi. Sparta'da anneler çocuklarını sürekli destanlar ve marşlarla büyütmek zorundaydı. Sparta kızları da erkekler gibi eğitime tabi tutulur ve spor yaparlardı. Kral Likurgos, sağlam bir nesil oluşturmanın yolunu spor dolu bir beden ve güçlü fiziksel özelliklerden geçtiğine inanıyordu. Bu sebepten erkekler gibi kızların da fiziksel olarak hazırlanmaları sağlanmıştır. Ayrıca Sparta kadınları, erkeklerden uzak durmamaları konusunda yetiştirilir ve erkekler üzerinde rahat otorite kurup laf söyleyebilen kadınlardan olmuştur. Güneydeki komşuları Atina'da ise tam tersi kadın değersiz görülmüştür.

Spartalılar, özellikle Perslerle yaptıkları Thermopylae Savaşı ile tarihe geçmişlerdir. Sparta ordusunun devasa Pers ordusunu üç gün boyunca bir geçitte tutmasıyla efsaneleşen Sparta askerleri, savaşın sonunda yenilmiş olsalar da tarihe geçmişlerdir.

Spartalılar, tarım ve hayvancılık gibi işlerle uğraşmazlardı, bu işleri kölelere ve işçilere yaptırırlardı. Sparta Devleti'nde halk üç sınıfa ayrılmaktaydı. Lakedaimonyalılar denen 1. sınıf Spartalılar, bölgenin sahibi konumundaydı. Yani tarihte Spartalılar olarak bilinen topluluk aslında Lakedaimonyalılar idi. Dor soyundan ve Dor savaşçılarının torunlarıydılar. En kalabalık halk sınıfı Helot isimli yerel topluluktu. Sparta'nın nüfusunu çoğunlukla Helotlar oluşturuyordu. Helotların Sparta'da hiçbir siyasi yetkisi bulunmamaktaydı. Diğer bir sınıf olan Perioikoslar özgür kabul edilen toplumsal sınıftı. Ancak askeri açıdan Sparta'ya bağlıydılar. Lakedaimonyalılar Sparta'nın hakimi olduğu için çiftçilik yapmazlar, yerel halk olan Helotların ürünlerinin yarısından fazlasına el koyarlardı.

Küçük yaşlardan itibaren asker olarak yetiştirilen halk, yaşamları boyunca savaşmışlar ve savaşçı bir kavim olarak kalmışlardır. Nazizmin temellerinin Spartalılara dayandığına dair tarihçilerin iddiaları mevcuttur. Irk ayrımcılığı, sadece kendi düşüncelerinin benimsenmesi, o dönemki demokrasinin temelleri olarak görünen Atina öğretilerine karşı, Kuzey Yunanistan'da yaşamış Sparta gibi aşırı ırkçı ve sadece savaş düşünen bir topluluğa tezat oluşturmuştur.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski