II. Dünya Savaşı başladığında, Türkiye savaşın dışında durmaya çalışmış; ilk etapta güçlü durumda olan Naziler, Türkiye’yi kendi saflarına çekmek istemiştir. Savaşın ikinci yarısında ise Almanlar yenilmeye başladığında, bu kez İngiltere ve müttefik devletler Türkiye’yi kendi yanlarında savaşa sokmak için büyük çaba sarf etmiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti, uyguladığı dış politika sayesinde kendisini II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerinden korumayı başarmıştır.
Buna karşın Ankara’da II. Dünya Savaşı sırasında dünyanın ve savaşın seyrini değiştiren inanılmaz olaylar, bir casusluk vakasının etrafında meydana gelmiştir.
Çiçero: İlyas Bazna Kimdir
Aslen Arnavut olan İlyas Bazna (Arnavutça ismi Elyesa Bazna), 1904 yılında Priştine’de doğmuş ve 1918 yılında Sırpların Priştine işgalinin ardından İstanbul’a, on dört yaşındayken ailesi ile gelmiştir. Gençliğinde Fransa’ya gitmiş ve burada bisiklet hırsızlığı nedeniyle bir süre hüküm giymiş, cezaevinde kalmıştır. Daha sonra Türkiye’ye geri dönen İlyas Bazna (Elyesa Bazna), Ankara’daki Alman büyükelçiliğinde çalışmaya başlamıştır.
Alman büyükelçiliğinde çalışırken II. Dünya Savaşı başlamıştır ve Bazna’nın meraklı bir yapısı vardır. Türkiye’de o dönem ünlü Nazi büyükelçisi Franz von Papen görev yapmaktaydı. Bazna, Papen’in elçilikteki mektuplarını okurken yakalanınca, Alman büyükelçiliğinden kovulmuştur.
1942 yılında Elyesa Bazna, bu kez Ankara’daki İngiltere büyükelçiliğine uşaklık için başvurur ve işe alınır. Her ne hikmetse Elyesa Bazna’nın daha önce Fransa’da hapiste yatmış olması ve Alman büyükelçiliğinde çalışmış olmasına rağmen hakkında yapılan güvenlik soruşturmasından geçmiştir. Büyük olasılıkla bunları zaten söylememiş ve İngilizlerce yeterince araştırmamış olmalıdır ki o dönemde Bazna herhangi bir casusluk yapmıyor ve kimseden talimat almıyordu.
İngiltere’nin Ankara büyükelçisi Sir Hudge Knatchbull Hugessen’in özel uşaklığını yapmaya başlayan Bay Bazna, büyükelçi ile çok samimi olmuştur. Ona piyano çalıyor ve sırtını keseliyordu. Büyükelçi ona güvenmeye başlamış ve hizmetinden oldukça memnundu. 1943 yılında bir gece meraklı uşak Bazna, büyükelçi odasında uyurken sessizce odasına girer ve büyükelçinin çantasını açarak gizli belgelerin fotoğrafını çeker. Bazna, ilk etapta bunu bireysel bir hareket olarak yapmıştır. Çok zengin olacağını düşünüyordu ve bunun için daha önce çalışmış olduğu Alman büyükelçiliğinden Müsteşar Albert Jenke ile görüştü. Jenke, film rulolarındaki bilgilere inanamıyordu çünkü bunlar çok gizli ve kıymetliydi. Bazna ise basit bir şey istiyordu: Bu kıymetli bilgilerin bulunduğu film rulosuna karşılık 20 bin İngiliz sterlini. Para Bazna’ya anında verildi. Nazilerin elinde artık düşmanlarına ait çok kıymetli sırlar bulunuyordu. Nazilerle aralıksız savaşan SSCB’nin müttefik kuvvetlerden istediği silah listesinden tutun, Türkiye’deki İngiliz casus listesine ve Türkiye-İngiltere arasındaki gizli görüşmelere kadar pek çok çok gizli belge, uşak Bazna sayesinde artık ellerindeydi.
Alman Büyükelçi Von Papen, Berlin’e gönderdiği haberde kendilerinde Çiçero’ya verilecek paranın bittiğini ve yeni bilgiler almak için para istediğini bildirmiştir. Nazi yönetimi hemen isteği karşıladı çünkü Çiçero çok işlerine yarıyordu. Bu sebepten sterlinler Türkiye’ye yollandı ve Çiçero’ya ödemesi yapıldı. Ancak ilginçtir, Almanya’dan gelen sterlinler darphaneden yeni çıkmış gibi yepyeniydi. Bu durum Çiçero’yu kuşkulandırmadı. Daha sonradan ortaya çıkmıştır ki İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler, İngiliz ekonomisini baltalamak ve sterlinin değerini düşürmek için Almanya’da sahte sterlin basmaya başlamışlar ve Çiçero’ya ödenen paralar sahteydi. Tabi bunu bilmeyen Elyesa Bazna, aynı şekilde İngiliz büyükelçiliğinden bilgi sızdırmaya devam etmiş ve zenginleşmeye başlamıştı.
Büyükelçilikte çalışan bir uşağın yeni araba alması, şık elbiseler giymesi ve diktirmesi, sevgilisine Ankara’da yeni bir ev kiralaması kimsenin dikkatini çekmiyordu. İngiliz yetkililer onu İngilizce bilmediğini zannederek, bir aptal ve eğitimsiz olarak tanımlıyordu. Ancak Almanlar, Bazna’nın kıymetli bilgilerinin aslında bir tuzak olup olmadığından, yani İngilizlerin onları “yemlediğinden” şüphelenmiş ve bilgilerin doğruluğunu sınamak için Sofya’ya yapılacak bir müttefik bombardımanı bilgisini bilerek gizlemişler. Sonunda Sofya bombalaması sonucu yaklaşık dört bin kişi ölmüştür. Bu olayın ardından Nazi askeri kanadı, Çiçero’nun belgelerinin doğru olduğuna inanmıştı.
Ancak İngilizler, büyükelçilikten bilgi sızdırıldığının farkına varmış, kimin yaptığını bir türlü bulamıyorlardı. Bazna dahil tüm büyükelçilik çalışanları sorgulansa da yine casusun kim olduğu bulunamamıştır.
Alman Büyükelçi Papen, Çiçero’dan gelen bilgilerin film gibi heyecanlı olduğunu söylemiş ve Naziler, bu gizli bilgiler karşısında küçük dillerini yutuyordu. Elyesa Bazna yani Çiçero’nun gönderdiği film rulolarında, Churchill ile İsmet İnönü arasında 1944 yılında Kahire’de yaptıkları görüşme tutanaklarından, yine İngiltere yönetiminin ABD Başkanı Roosevelt ile konuşmalarına kadar oldukça kıymetli bilgiler içeriyordu.
Çiçero’dan gelen 1944 yılına ait bilgide, Trakya üzerinden İngiliz subaylarının Naziler’in Romanya sınırındaki Doburca şehrinde bulunan ve Naziler için hayati önem taşıyan petrol tesisinin bombalanacağı bilgisi üzerine Franz von Papen, bu bilgiyi tehdit amacıyla Dış İşleri Bakanı N. Menemencioğlu’na açıkladı. Alman büyükelçi Papen, Türkiye’nin böyle bir saldırıya yardımcı olduğu takdirde, İzmir ve İstanbul’a ağır Nazi bombardımanı uygulanacağını söylemiştir. Bunun üzerine Dış İşleri Bakanı Numan Menemencioğlu, İngiltere büyükelçisi Hudge Knatchbull’a, "Papen çok şey biliyor," demiş ve İngiltere’den ağır silahlar talep etmiştir. İngiltere, Türkiye’nin silah listesi üzerine operasyondan vazgeçmiş ve İngiliz casusları ülkeden ayrılmıştır.
1944 yılı ve savaş tüm hızıyla sürerken, Bazna bu kez ABD’nin devasa savaş gücüne ait silahları ile Almanya’yı yıkmaya karar verdiği ve hazırlık yaptığını bildiriyordu. Von Papen, bu bilgiler ışığında Nazi yönetiminin ABD ile anlaşarak Almanya’yı yıkımdan koruması gerektiğini düşünüyordu. Ancak Nazi Askeri kanadı, gerek kendi iç hesaplaşmaları, gerekse İlyas Bazna’nın gönderdiği bir fotoğrafta başka bir el daha görünmesi sebebiyle, onun İngilizlere çalışan çift taraflı ajan olduğunu düşünmeleri nedeniyle, bu devasa savaş gücü istihbaratını Güney Avrupa’daki Nazi ordusuna güvenerek ciddiye almamışlar ve palavra olarak nitelendirmişlerdi. Ancak beklenen gerçek, Almanya için acı bir son olacaktı.
Sonunda Alman büyükelçiliğinde Bazna’yı tanıyan bir çalışanın Amerikalılara sığınmasının ardından açığa çıkabileceğini düşünen Bazna, İngiltere büyükelçiliğindeki görevinden istifa etmiştir. Üç yüz bin sterline yakın parası vardı ve kimse ondan şüphelenmemişti. II. Dünya Savaşı bitmiş ve Almanya yenilmişti. Bazna, Türk polisi tarafından gözaltına alınsa da yine deşifre olmadı.
İlyas Bazna, İstanbul’a taşınmış, evlenmiş ve üç çocuğu olmuştur. Elindeki parayla çeşitli işler yapmaya başlamıştı. En son Uludağ’da turistik bir otel yapmaya karar verir. Fakat Bazna’yı büyük bir sürpriz bekler. Polis ofisi basmış ve Bazna’nın kullandığı sterlinlerin sahte olduğu ortaya çıkmıştır. Bazna, Naziler tarafından tuzağa düşürülmüş, parasız bir casus eskisiydi artık.
Elyesa Bazna'nın Mezarı |
Elyesa Bazna, kendisine sahte para verildiği ve zararının giderilmesi için savaşın ardından Federal Almanya devletine dava açsa da sadece çok cüzi bir miktar para alabilmiştir. Daha sonra Almanya’ya yerleşmesine izin verilen Elyesa Bazna, 1970 yılında altmış altı yaşında, gece bekçiliği yaptığı Münih’te ölmüştür.
Çiçero kod adlı Arnavut asıllı Türk ajan Elyesa Bazna, her ne kadar casusluk faaliyetleri sebebiyle bir dönem zengin olsa da hayatı sefalet içinde sona ermiştir. Daha sonradan yazılan bir kurum içi MİT kitabında, İlyas Bazna’nın bir MİT çalışanı olduğu belirtilmektedir.
Çiçero kod adlı Elyesa Bazna, popüler kültürde yer almış; Bazna’nın hayatını anlatan kitabı "I Was Cicero" haricinde, 1951 yılında Five Fingers (Beş Parmak) isimli Hollywood filmi çekilmiştir. Elyesa Bazna, bu filmde kendisi oynamak istese de kabul edilmemiştir. 2019 yılında başrolde Erdal Beşikçioğlu’nun yer aldığı Bazna’nın hayatını anlatan Çiçero filmi gösterime girmiştir.
Yorum Gönder