projesi

Manhattan projesi İkinci Dünya Savaşından önce Amerika'nın Japonya'ya attığı atom bombalarının hazırlanışına verilen addır. Bu projede atom bombası, Amerika ve İngiltere öncülüğünde Los Alamos da gizli bir tesiste hazırlanmış ve ardından test denemeleri New Mexico'da çölde yapılmıştır.

Manhattan projesi için şu anki dünya düzeninin belki de başlangıcı denebilir. Amerika attığı atom bombası ile pek çok kazanç sağlamıştır.
Atom ile ilgili çalışmalar Birinci Dünya Savaşının ardından, Almanya'da başlamış ve Albert Einstein'ın kuramlarından yola çıkılmıştır. Ünlü fizikçinin kuramları kullanılarak yapılan atom çalışmaları özellikle Almanya'da oldukça ileri seviyedeydi. Ancak Almanya'da ortaya çıkan Nazi tehlikesi ve Yahudi düşmanlığı nedeniyle çoğu fizikçi ve bilim adamı Amerika'ya göç etmiş, bunların arasında Einstein de bulunmaktaydı.

Amerika'ya yerleşen bilim adamları, Nükleer enerjinin çok önemli bir enerji kaynağı olduğu konusunda hemfikir olup bu konuda Amerikan hükumeti ile ortaklaşa çalışmalar üretmeye başladılar ve bunun sonucunda bir atom bombası doğacağını biliyorlardı. Almanya'nın bu konuda Amerika'dan daha önde olduğunun farkında olduklarından bunu ABD yetkilileriyle paylaşmışlardı.

Leo Slizard (daha sonra projeyi eleştirmiştir)isimli fizikçi, Einstein ile danışmanı olarak gizli bir laboratuvarda atom bombası çalışmalarına başlandı. Bu arada Almanlar Çekoslovakya işgal etmiş Savaş başlamıştı.

Manhattan projesi, savaş ile birlikte ivme kazandı ve Pearl Harbor Baskınının ardından, 1941 yılında Amerika savaşa dahil oldu. Projenin başına California Üniversitesi'nden fizikçi Robert Oppenheimer getirildi.

İlk etapta yüzlerce fizikçiden oluşan ekip atom bombasının yapılacağından habersiz, sadece yüksek enerji konusunda çalışmaktaydılar. Savaş ile birlikte atom bombasını ilk kim yapacak şeklinde gelişen yarış Almanya ile Amerika arasında başlamıştı. Yarış ikisi arasında hızla devam ederken SSCB'de dahil oluyordu. Ardından nükleer silah savaşında 2. Dünya savaşının bitimiyle Almanya yarış dışı kalacak, SSCB ve ABD arasında müthiş bir rekabet başlayacaktı. 

Robert Oppenheimer ve ekibi Nazi Almanya'sının nükleer silah konusunda önde olduğunu biliyordu. Ancak ideolojik bir sıkıntı bulunmaktaydı. Kuantum Mekaniği alanında uzman isimler Almanya doğumlu Yahudiler olup Hitler bunları en aşağı ırk olarak tabir ettiğinden haliyle kuantum mekaniğini de Yahudi bilimi olarak görürken, Atom bombasının ortaya çıkış teorilerinden olan Einstein'ın teorilerine Yahudi sahtekarlığı diyen danışmanları bulunuyordu. Dahası dünyaca ünlü fizikçi Werner Heisenberg, Nazi Almanyasında atom bombasının araştırma ekibindeydi ve çok ileri seviyede bir bilim adamıydı. Kendisinin bilerek atom bombasını yapmadığı öne sürülmektedir.

Sonunda atom bombasının test aşamalarında gelindi. Ancak başkan Roosevelt'in 12 Nisan'da 1945 yılında ölmesi ve Adolf Hitler'in 30 Nisan 1945 yılında intihar etmesi ile Almanya'yla savaş bitmiş ancak yeni Bir tehlike, Japonlarla hala savaşa devam etmekteydi. Roosevelt'in yerine geçen Truman, atom bombasının kullanılması konusunda hiç tereddüt etmemiş ve çalışmalar iyice hız kazanmış, test aşamasına gelinmiştir.

New Mexico'nun geniş çöllerinde, 16 Temmuz 1945 yılında Fat boy isimli ilk bomba ile yapılan Trinity adındaki deneme testinde, müthiş bir patlama ile gözleri kör eden bir ışık etrafa yayıldı. Test sonucunda görülen patlamayla birlikte projede bulunan yüzlerce fizikçi nasıl bir canavar yaptıklarının farkına varmışlardır. Yapılan hesaplamalarda oluşan bu patlamanın 20 bin ton TNT nin patlamasına eşit olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Test aşamasında sona gelinen proje ile ortaya çıkan dev canavar, Japonların üzerine ölüm yağdırdı. Hiroşima'ya atılan atom bombasının ardından, Nagazaki'ye tekrar atıldı ve Japonya bu süreç sonunda savaştan çekilmiştir.

Manhattan projesinin başındaki isim Oppenheimer, bir Hindu Metni olan Bhagavat Gita'dan "Şimdi ben ölüm oldum, dünyanın yıkıcısı" metnini söylemiş, açığa çıkan patlamadan oldukça etkilenmiştir.( Patlamanın ardından hepimiz o***** çocuğuyuz dediği rivayet edilmektedir.)
Oppenheimer

Truman, Japonlara atom bombası atılması teklifini hiç düşünmeden kısa bir sürede kabul etmiş ve onaylamıştır. İşin garip tarafı Amerikan yönetimi içerisinde Başkan hariç pek az kişi tarafından bilinen Manhattan projesi, Truman Başkan olduğunda ilk defa kendisine söylenmiş kısa bir süre içerisinde faaliyete geçmiştir.

Manhattan projesini başından itibaren Rus bir casus takip etmiş ve bu casusluk faaliyeti ile birlikte aynı çalışmaların Sovyetlerde de hızlanmasını sağlamıştır. Bu casusluk faaliyetinin ortaya çıkmasının ardından, Kissinger döneminde komünist avına başlanmıştır.

Dünyanın belki de en korkunç Deneyi ve Projesi olarak nitelendirilen Manhattan projesi, atom çağının başlangıcı olmuş, ülkelerin nükleer silahlanması hızlanmıştır. Kıyamet senaryolarının ortak noktası Manhattan projesi ile çıkmış, Hatta Watchmen filminde Doktor Manhattan isimli bir karakter oluşturularak Kıyamet gününe atıfta bulunulmuştur. 2023 yılında ünlü Yönetmen Christopher Nolan tarafından Oppenheimer'ın Manhattan projesi ve sonrasında yaşadıkları ile ilgili film çekmiştir.

Einstein, dönemin başkanı Roosevelt'e nükleer güç konusunda ki bu çalışmaları kastederek, ülkelerin nükleer silahlanmaları ve nükleer tehlike konusunda kendisini uyaran bir mektup yazmıştır.
Atom bombası çalışmalarında, yaklaşık 200 bin kişi çalışmış ve Manhattan projesinde çalışanların sayısı o dönemde makine fabrikalarında çalışan Amerikalıların sayısından daha fazlaydı. Proje yaklaşık 2 milyar dolara mal olmuştur.

Japonya'ya atılan atom bombalarının ardından Truman, kesinlikle pişman olmadığını söylemiştir. Atom bombasının icadı ve ilk kez kullanımının ardından dünya adeta yeniden dizayn edilmiştir. Atom bombasını ortaya çıkararak belkide dünyanın en önemli kişilerinden biri olan Oppenheimer ise savaşın ardından devlet güvenliğini tehlikeye düşürmek ve komünist sempatizanı olmakla suçlanarak hakkında yapılan güvenlik onayı geçmemiş ve dolaylı yoldan devlet projelerinde ilerlemesinin önü kesilmiştir. Oppenheimer'ın savaşın ardından hidrojen bombasının yapımı konusunda muhalefet ettiği ve siyasilere baskı kurduğu bilinmektedir. 1946, 1951 ve 1967 de 3 kez Nobel fizik ödülüne aday gösterilse de kazanamamıştır.