Dimyat'a Pirince Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak Deyiminin Hikayesi Nereden Geliyor

 

Türkçe'mizin özlü deyimlerinden biri olan "Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak" deyimi, elinde bulunan imkanlardan daha iyisine kavuşacağını, daha çok kazanacağını varsayıp sonunda elindeki imkanlardan da olmak, yani kaybetmek anlamına gelen deyimin ilginç bir hikayesi bulunmaktadır. Tarihsel rivayetlere göre "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" deyimi ile ilgili iki adet hikaye bulunmaktadır.

Bunlardan ilki ve en meşhur olanı, İstanbullu bir tüccarın başına gelenlerdir. Osmanlı döneminde (Tarihler tam bilinmemektedir.) işlendikten sonra bulgur elde edilen ve yaşam için  temel gıda ürünü olan buğday, Anadolu'da geçmişten beri çokça yetiştirilmektedir. Pirinç ise Anadolu topraklarında o dönemde henüz yetişmemekte ve daha çok kar getirdiğinden Mısır'ın Dimyat Limanından ithal edilmektedir. O dönemde tüccarlar, Dimyat'tan pirinç getirerek zengin olma hevesi içerisindedir. Hikayenin kahramanı olan İstanbullu bir tüccar cebine parasını koyup gemiyle Akdeniz'e açılır. Amacı Dimyat'tan pirinç getirip ülkede satmaktır. Ancak gemi Akdeniz'e açıldığında korsanlar tarafından yağmalanır ve hikayemizin kahramanı olan tüccar beş parasız ortada kalır. Güç bela İstanbul'a dönen tüccar neredeyse iflas etme noktasına gelir ve son çare olarak memleketi olan Konya' nın Karaman ilçesine döner. Karaman'da tarlasından elde ettiği buğdaylarıda bulgur tüccarlarına satmak zorunda kalır. Kış geldiğinde ev ahalisi ile kendisi buğdaysız, bulgursuz kalır ve kendisine sorulduğunda da "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olduk" sözü üzerine bu deyimin Türkçe'mize yerleştiği İleri sürülmektedir.

Diğer bir hikaye ise yukarıda da belirtildiği gibi pirinç o dönemde oldukça kar getirmektedir. Pirincin kar getirdiğini duyan bir çiftçi ise elindeki tek geçim kaynağı olan buğday tarlasını sattıktan sonra, cebine parasını bırakıp, Dimyat'tan pirinç alıp geri döndüğünde satıp zengin olacağını düşünür. Ardından sattığı tarlanın parasını alıp yollara düşer. Ticaret için çıktığı gemi korsanlar tarafından yağmalandığından, tarlasını satan çiftçininde tüm parası elinden alınır. Güç bela beş parasız memleketine döndüğünde ise "Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olduk" der.  İşte atalarımızdan bugüne kadar söylene söylene günümüze kadar gelen bu söz, daha fazlasını kazanmayı umarken elindeki imkanlardan olmak anlamına gelen bir deyim olarak dilimize yerleşmiştir.

Dimyat nerededir derseniz, bugün Mısır'da Süveyş Kanalı'nın ağzında bulunan, önemli bir ticaret limanıdır. Dimyat, tarih boyunca yine Akdeniz'e açılan önemli kapılardan biri olmuştur. Öyle ki özellikle Orta Çağ Avrupa'sında Haçlı Seferleri sırasında, Kudüs'e saldırmak isteyen Haçlıların, İkmal yaptığı ve askerlerini Asya'ya ilk indirdikleri önemli noktalardan biri olmuştur.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski