ingiltere Arjantin

1982 yılında Birleşik Krallık ve Arjantin arasında yaşanan Falkland savaşı, her iki ülke içerisinde yaşanan siyasi düzeni kökten etkilemesinin yanında, dünya tarih sayfalarına iz bırakmış sıcak bir savaştır. Arjantin Devleti ve hükumetinin, 1982 yılı baharında Atlas okyanusunun güneyinde yer alan ve yüksek düzeyde stratejik öneme sahip olan Falkland ve Güney Georgia adalarını, işgal etmesi ile başlamıştır.

Falkland Savaşı Nedenleri

atlas
Falkland Adaları Yeri
Arjantin’in Malvinas olarak isimlendirdiği Falkland adaları geçmişten beri sorun oluyordu. 16. Yüzyılda keşfedilen Falkland bölgesini kimin ilk keşfettiği dahi tartışılıyordu. İspanyollar, gemileri için önemli bir liman görevini gören Falkland adalarını kendilerinin keşfettiğini öne sürerken, İngilizler de daha önce kendilerinin ele geçirdiklerini ileri sürerek hak iddia etmişlerdir. Bu adalar iki ülkenin sömürgelere gidebilmesi için kritik önemli noktalardan biri konumunda, Ümit burnu ve Macellan boğazının arasında kalıyordu. Atlas okyanusunun güneyinde kalan adalar üzerinde yaşayan Latin nüfus, 1833 yılında İngilizler tarafından büyük oranda temizlemiş ve yoğun popülasyonla artık ada İngilizlerdeydi. 1964 yılında Birleşmiş Milletler Sömürge sorunları kurulunda, Falkland adalarının kime ait olduğu hususu gündeme gelmiş ve o tarihten itibaren Arjantin, Falkland adalarının Güney Amerika kıtasına ve ülkesine yakın konumu sebebiyle adaların kendilerine ait olduğunu savunmaktaydı. Ancak Britanya, uzak diyarlardaki bu kıymetli adalardan vazgeçmek istemiyordu. İngiltere devleti Falkland adalarının Arjantin’e geçmesi ile birlikte asıl o zaman bu adaların sömürge olacağını ileri sürüyordu. Bu sebepten adanın siyasi geleceği için self determinasyon yapılması gerektiğini savunmaktaydı. Falkland adalarının ilerleyen yıllarda petrol zengini bölge olduğunun anlaşılması İngiltere’nin Falkland konusunda daha da hassaslaşmasına sebep olmuştur.

Falkland Savaşı Öncesi

Gerilim düzenli olarak yıllar içerisinde tırmanmıştı. 1982 yılına gelindiğinde Arjantin yönetimine askeri cunta tarafından Leopoldo Galtieri getirilmişti. Galtieri’nin o dönem kirli savaş olarak isimlendirilen cunta rejimi tarafından seçilmesinde, 1981 yılında Galtieri’nin ABD’ye yaptığı ziyaret sırasında komünist karşıtı olması ve Başkan Reagan’ın desteğini alması etkili olmuştur. 1981 yılında Arjantin Devlet Başkanı olan Galtieri’ nin klasik güney Amerika diktatörlerinden pek bir farkı yoktu. Ancak, ülkeyi arka planda baskıcı bir askeri cunta gücü yönetiyordu. Halkın içerisinde, 1976 yılında yaşanan darbe ile yönetimi ele geçiren  (24 Mart 1976’da Arjantin’de yaşanan askeri darbe ile Peron yönetimi devrilmiştir) cunta rejimine karşı büyük bir öfke vardı. Yaşanan bu gerginlik iki taraflı tırmanıyor ve Arjantin deki öfke gittikçe artıyordu. Haliyle içeride yaşanan bu durumun ekonomiyi tetiklemesiyle, Arjantin’de yaşanan ekonomik krizin  gittikçe tırmanmasına sebep oldu.

Galtieri tam bu durumda 1982 yılının başlarından itibaren, hem ekonomik krizin etkilerini gidermek, hemde ülke içinde milliyetçiliği körükleyerek düzeni sağlamak için aklına parlak bir fikir geldi ve Falkland adaları üzerinde Arjantin egemenliğini dillendirmeye başladı. Galtieri, İngiltere’nin kendisinden yaklaşık 12 bin kilometre mesafede bulunan bu ufak adalar için harekete geçmeyeceğini tahmin ettiğinden bir oldu bittiye getirerek Falkland adalarını, Arjantin topraklarına katmak amacı ile yaklaşık 12 bin kişilik Arjantin ordusunun, 2 Nisan 1982 günü Falkland adasına çıkma emrini verdi. Ancak, Darbeci Galtieri’nin hesaba katmadığı bir şey vardı. İngiltere’de de kötü giden ekonomiyi toparlamaya çalışan ve uyguladığı neo liberal politikaların halkta karşılığını bulması için süre ve güvene ihtiyaç duyan İngiltere’nin Demir Leydi lakaplı Başbakanı Margaret Thatcher’in da milliyetçi oyları devşirmek ve halkı oyalamak için benzer bir olaya ihtiyaç duymasıydı.

İngiltere’de uygulanan yeni politikaların halk içerisinde karşılık bulamaması üzerine zor durumda kalan Margeret Thatcher’ın imdadına, Arjantin’de cuntanın halk üzerinde açtığı hasarı unutturmak ve aslında küçük bir ada olan Falkland’a saldıran Leopoldo Galtieri rejimi yetişmiş ve Margeret Thatcher hükumeti ile Kraliçe ortak aldıkları karar ile Arjantin’in adaya asker çıkartması üzerine Falkland’a deniz ve hava gücünü sevk etmiştir.

Falkland Savaşı

Falkland adalarına çıkan Arjantin askerleri ilk defa böyle soğuk bölgelere gelmişti. Çünkü Arjantin’in sıcak ve yoksul kesimlerinden olan kuzey bölgesinden toplanmışlardı. Buna karşılık adayı geri almaya gelen İngiliz askerleri sayıca az (5 bin civarında) olmalarına rağmen iyi eğitilmiş usta askerlerdi.

Savaşın başlaması ile birlikte İngiltere’ye yoğun bir diploması desteğinde bulunulurken, Arjantin’e ise Avrupa devletleri ve ABD’den ambargo haberleri gelmeye başlamış, uluslararası arenada Arjantin yalnız bırakılmıştır. Dahası savaşın kazanılmasında deniz gücü ile bilinen İngiltere donanmasının yanında, ayrıca hava gücünün etkili olmasının büyük payı vardır. İngiliz donanmasında bulunan nükleer denizaltı, Arjantin donanmasının korkulu rüyası olmuş ve savaşın gidişatında önemli rol oynamıştır.

2 Nisan 1982 günü Arjantin ordusunun Falkland adalarına asker çıkarması ile başlayan savaş, 6 hafta boyunca sürmüş ve 14 Haziran 1982 günü Arjantinli askerlerin çekilmesi ile sona ermiştir.

İngiltere, bu savaşı konum olarak çok uzakta olmasına rağmen, teknolojik üstünlüğü ile kazanmıştır denilebilir. Ayrıca Arjantin ordusunun teknoloji ve mühimmat yönünden üstün durumda olmaması bu savaşın aslında kaybedileceğinin sinyallerini baştan vermiştir. Çünkü Arjantin’in elinde bulunana füze sistemleri Fransa’dan alınmıştı. Falkland savaşı başladığında Fransızlar füze kodlarını İngilizlere verdiğinden, Arjantinliler füze sistemlerini etkili kullanamamıştır. Çünkü İngilizler füze güdüm sisteminin frekansını karıştırıyordu.  Savaşın ilk başlarında düşman hedeflerini büyük bir başarı ile vuran Arjantin füzeleri (Exocet füzeleri) artık hedef yerine dağlara taşlara gitmeye başlamıştır. İngilizlerin Exocet füze kaynak kodlarına sahip olması, savaşın gidişatını değiştiren önemli bir etken olarak görülmektedir. Çünkü Arjantin’in elinde olan ve ilk ateşlenen exocet füzesi, H.M.S. Sheffield isimli en önemli İngiliz Destroyerini vurmuştur. Daha sonra ilk atılan 4 exocet füzesinden üçü, hedefi vurmuş ve iki İngiliz gemisini batırmış durumdaydı.

Dönemin İngiltere Başbakanı Margeret Thatcher

Falkland Savaşını Kazanan İngiliz Askerleri ile

Poz Verirken
Ayrıca Arjantin ordusunun Fransa’dan aldığı diğer mühimmatlara ait yedek parçalarında, savaşa giden süreçte gerilimi tırmandığından, Avrupa ve ABD’nin Arjantin ile silah alışverişini kesmesi ile sekteye uğramış ve envanter olarak eksik durumda bulunan Arjantin ordusu Falkland adalarını işgal etmiştir. Tüm bunlara rağmen İngiltere’nin bu savaşı biraz şans yoluyla kazandığı, Arjantin ordusunun 3 gün kadar dayanması durumunda İngiltere’nin zaten çekileceği ileri sürülmektedir.

Falkland Savaşının Bilinmeyenleri

Falkland savaşından sonra intihar eden Arjantinli gazi asker sayısı, savaşta ölen İngiliz askerlerinden fazladır. (Kaynak BBC)
Nedeni ise savaşı kaybeden Arjantinli askerler, Malvinas yani Falkland adalarından ülkelerinde döndüklerinde, Arjantin halkı için savaş kaybetmenin utancını ve cunta rejiminin oyuncağı olmayı sembolize etmeye başlamıştı. Bu sebepten Arjantin’de Falkland gazileri dışlanmaya başlandı. Bu durum yıllar içerisinde artan intiharlar ile kendisini göstermeye başlamıştır.

Resmi olarak savaş ilanı yapılmamış bir savaştır. Neticesinde her iki taraftan toplamda 1000 kadar kişi ölmüştür.(649 ölü Arjantin tarafından, 258 ölü İngiliz tarafından)

Falkland savaşı, modern silahlarla birlikte harp taktiklerinin kullanıldığı ilk savaştır. İngiliz kraliyet ailesinden Kraliçe Elizabeth ve Prens Philip’in üçüncü çocukları Prens Andrew, bu savaşta bulunmuş ve Seaking helikopter pilotu olarak aktif bir şekilde görev almıştır.

Arjantin halkı üzerinde Falkland savaşının etkisi bugün bile devam etmektedir. Malvinas olarak isimlendirdikleri bölge için yapılan savaş (orijinal dilde: La guerra de las Malvinas) sonucunda Leopoldo Galtieri rejimi devrilmiştir. Bunun akabinde İngiltere’de ise tam tersi Falkland savaşında başbakan olan Margaret Thatcher 1983 seçimlerini ezici bir oy çokluğu ile kazanmıştır. Arjantin’ de rejimin devrilmesinden sonra Leopoldo Galtieri, 1986 yılında Askeri Mahkeme tarafından, Falkland savaşının kötü yönetilmesi sebep gösterilerek yargılanmış ve 12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Savaşın sona erdiği 4 yılın ardından 1986 yılında, Meksika’da düzenlenen Dünya kupası Çeyrek final kuraların da kaderin bir cilvesi olsa gerek İngiltere, Arjantin ile eşleşmiştir. İkili arasında devam eden mücadele 1-1 devam ederken, dünyaca ünlü Arjantinli Futbolcu ve aynı zamanda bu karşılaşmanın ilk gölünü de atan Diego Armando Maradona, ceza sahası içerisinde havadan gelen topa İngiltere kalecisi Shilton’un üzerinden bariz bir şekilde sol eliyle topa vurarak golü atmış ve hakem golü vermiştir. Futbol tarihine geçen bu gol ile birlikte Arjantin İngiltere’yi elemiş ve maçın ardından Maradona “Maçtan önce bu karşılaşmanın savaş ile ilgili olmadığını söylesekte, askerlerimizi küçük kuşlar gibi avladıklarını unutmadık intikamımızı aldık” demiştir. Aradan yıllar geçtikten sonra da Maradona bu kez “Topa vuran benim elim değil Tanrının eliydi” demiş ve topa bilerek elle vurduğunu itiraf etmiştir. 1986 yılı dünya kupasını da Arjantin kazanmıştır.

Maradona'nın İngiltere'ye Elle Attığı Gol

Günümüzde Falkland Adaları

Falkland adalarının ekonomisi tarım, hayvancılık ve balıkçılık üzerinedir. Bugün Falkland adalarında yaşayanlar,  İngiltere vatandaşı sayılmaktadır ve geçtiğimiz yıllarda İngiltere’nin bölgede petrol arama faaliyetleri, adaların tekrar gündeme gelmesine sebep olmuştur.

Yaşanan savaşın sonucunda İngiltere kazanmış ve Arjantin ordusu askerlerini çekse de aslında resmi olarak kazanan yoktur. Arjantin devleti, Güney Georgia ve Falkland adaları üzerindeki hak iddialarını bugün dahi söyleyerek devam ettirmektedirler. İngiltere ise adalar üzerinde egemenliğin tartışmaya gerek kalmayacak derecede, kendilerine ait olduğunu öne sürerek bu konudaki diyalog çağrılarına kulaklarını tıkamaktadır.